Suriyeliler konusunda artık eskiye yönelik birşey yazmanın anlamı yok diye düşünüyorum. Artık şunları yazdık, bunları söyledik, uyardık filan demeyeceğim.. Zamanında diyeceğimizi dedik zaten.. Bu konuda gazetemizin arşivine bakmak yeterli.. Net bir şekilde ifade etmek gerekirse, Suriye politikamızın başından beri yanlış olduğunu ve bu yanlışta ısrar edildiği için, şimdi içinden çıkılmaz bir noktaya gelindiğini söylemem yeterli olacaktır.. Şimdi geçmişi bir kenara bırakıyor ve başka bir uyarıda bulunmak istiyorum.. Çünkü Suriyeliler konusunda maalesef işin şekli değişiyor.. Haliyle olan Gaziantepe oluyor.. Bu zamana kadar Ankara merkezli talimatlarla yürütülmeye çalışılan Suriyeliler yüzünden, şehrimiz çok ciddi bir tehlikenin kucağına atılıverdi.. Siyasilerin bilinen ve görülen gerçeklerden uzak, sığınmacı uygulamasına konteynır ve çadır kent dışında izin verilmemesi gerekirken, tam tersine tüm Suriyelileri misafir statüsüne koyma hatası, şehirde kontrolün elden kaçırılması, bu yöndeki uyarılara kulak tıkanması, Gaziantepe gelecek adına indirilen en büyük darbeydi.. İşin trajikomik yanı ise, bu konuda iş dünyasının ucuz Suriyeli işçi sevdası, ev ve işyeri sahiplerinin açgözlü davranışı bu şehre ciddi manada sıkıntı yarattı. Öyle bir başıboşluk yaratıldı ki, kimse Gaziantepin yarınını düşünemedi göremedi.. GAZİANTEP İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR Ve maalesef işte o yarınlar dediğimiz, bugünler pat diye karşımıza dikiliverdi.. Çünkü artık eski yanlışlar ve hatalar yüzünden, Gaziantepin Dünyanın en başıboş şehirlerinden birisi haline getirildiğini görüyoruz üzülerek.. Ajanların, casusların cirit attığı bu kentte, provokasyona açık kişilerin harekete geçirildiğini bazı mahallelerdeki tepkilerden okuyabiliyoruz.. Şehirde öyle başıboşluk var ki, daha ne olduğunu ve ne yaptıklarını bir türlü anlayamadığımız Suriyeli muhaliflerin, Fevzi Çakmak Bulvarında duvarları çevrilmiş hükümet binasına sadece bakarak geçebiliyoruz.. Akyol mahallesinde bir tv binasının sınır ötesi yaralılar için hastane haline getirildiğini duyuyoruz hayret edercesine.. Şehrimizin birçok bölgesinde IŞİD yanlılarının faaliyet gösterdiğine ayan beyan sosyal medyada şahit olabiliyoruz endişeyle.. HERKES OLANLARI SEYREDİYOR Herşey gözler önünde oluyor ama halk olarak çaresiz gözlerle sadece seyrediyoruz.. Bakanlar, Milletvekilleri, Valiler, Belediye Başkanları, Kaymakamlar, Emniyet yetkilileri, Sanayi ve Ticaret Odaları, Siyasi partiler, Dernekler, STKlar, medya, yerel TVler ve tüm şehir.. Herkes sadece seyrediyor olup bitenleri.. Kimse elini taşın altına koymuyor.. Kimse tehlikeyi görmek istemiyor, veya ciddiye almıyor.. Varsa yoksa arsacılık, varsa yoksa yeşil alanları, eğitime ayrılan arsaları ele geçirip konut yapmak, varsa yoksa rant hesapları.. yani inanılmaz bir vurdumduymazlık, inanılmaz bir başıboşluk.. BU KADAR AYMAZLIK OLMAZ İnanın kimse farkında değil.. Gaziantep elden gidiyor, herkes seyrediyor.. Ve bu seyir halindeki Gaziantepin, Kurtuluş savaşından beri elde ettiği kahramanlık ünvanı, yavaş yavaş etkisini kaybediyor, umursayan yok. Son yıllarda tarihi ve kültürel yöndeki çıkışlarıyla Dünyaya duyurduğu sesi kısılmaya başlamış hala herkes arsa ve rant derdinde.. Yükselen ihracatıyla kent ve ülke ekonomisine sağladığı katkılarından dolayı parlayan Güneşin önünü olumsuz bulutlar kaplamış, herkes nasıl olsa açılır diye bekliyor.. Bankalar pusuya yatmış, en küçük bir olumsuzlukla düğmeye basacak, ama kimse oralı değil.. Şehirde terör sesleri geliyor, bunun işaretleri şimdilik bazı mahallelerde veriliyor ama herkesteki aymazlık devam ediyor.. Son 10 yılda kültür ve sanat etkinlikleriyle, Zeugma Müzesiyle, yemekleri, kebapları ve baklavalarıyla yerli yabancı turistlerin uğrak noktası haline getirilen kent, sırf Suriye politikası nedeniyle üzerine KIRMIZI işaret konulabilecek noktaya getirilmiş, inanın kimseler farkında değil.. BEYAZ ANTEPLİLER B PLANI YAPIYOR Ne yazık ki, Gaziantepte herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Şehrin sahibiyim diye gezenler, odalar, dernekler, STKlar küçük hesaplarla uğraşırken, şehrin sakinleri için ufuktaki tehlikeyi kimse görmek istemiyor.. Gaziantep kimyası ve dengesi bozulan bir şehir olurken, çok değil 5-6 ay sonra bu günlerin aranacağı kent haline gelme tehlikesi kimsenin umurunda değil.. Şehrin önde gelenleri ve beyaz Antepliler B planı yapma hesabı güderken, doğup büyüdükleri kentin göz göre göre, ciddi tehlikenin içine atılmasını hiç umursamıyorlar.. ESADIN AJANLARI ŞEHİRDE CİRİT ATIYOR Kimse, inanın hiç kimse umursamıyor bunları.. Tıpkı yakın geçmişte umursanmadığı gibi.. Bakın size bir gerçeği söyleyeyim, Gaziantepin yakın gelecekte nasıl bir tehlike altına gireceğini anlayın.. Halep eski Belediye Başkanı ülkesinde olayların çıkacağını önceden sezdiği için çoluğunu çocuğunu alıp 3 yıl önce Gaziantepe gelmişti. Büyükşehir belediyesinde danışmanlık yaptı sonra Üniversiteye geçti.. Şimdi bu kişi (ismini yazmak istemiyorum) bir süre önce sessizce Gaziantepten ayrıldı başka ülkeye gitti. Üniversiteden samimi olduğu bir dosta giderken söylediği sözler, işte yukarıda anlatmaya çalıştığım tehlikenin habercisi niteliğinde. Çünkü bu eski belediye başkanının söylediğine göre, Gaziantep artık yaşanılacak şehir olmaktan uzaklaşıyor. Bu şehir casus ve ajan kaynıyor. Görevleri bu şehri karıştırmak, insanları birbirine düşürmek. Çünkü Esad Gaziantepi Halepe çevirme niyetinde. İnanılmaz senaryolar yapılıyor.. Kimsede bunun farkında değil… Evet.. Bu sözleri söyleyen kişi, tıpkı bir zamanlar tehlikenin geldiğini gördüğü Halepi terkederek Gaziantepe gelen kişi.. Ve şimdi tehlikenin geldiğini görerek Gaziantepi hatta Türkiyeyi terkeden bir kişi.. YORUM SİZLERİN.. Hepinize iyi haftalar..