30 Aralık 2013 pazartesi günü ''Ne Bu Şiddet Bu Telaş'' başlıklı köşe yazımla ilgili olarak yazıda adı geçen Sayın Turgut Yılmaz beni telefonla aradı ve yazıdaki bazı konular hakkında açıklama getirdi.

Sayın Turgut Yılmaz 57 Hükümette Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, aynı zamanda ANAP Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz'ın kardeşidir.

İlgili köşe yazımda o günleri hatırlatarak Sayın Mesut Yılmaz'ın davranışları ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 Aralık soruşturmasından sonraki davranışları arasında benzerlik bağı kurmuştum.

Sayın Turgut Yılmaz telefonda özetle; ''Benim mavi akım projesiyle hiçbir ilgim olmadı. Abimin zamanında devletten en küçük bir ihale dahi almadım. Soruşturma geçirmedim. Beyaz Enerji operasyonu kapsamında bana soruldu. Ben de Beyaz Enerji operasyonuyla ilgili olarak duvardaki elektrik düğmesinden başka bir bağım olmadığını belirttim'' demekte…

Köşe yazımda zaten o zaman yaşananlar hakkında hiçbir iddiam yoktu. Sadece davranış benzerliğini ortaya koymak için örnekleme yapmıştım. Bununla beraber Sayın Turgut Yılmaz'ın bütün nezaketine rağmen rahatsız olduğunu sezerek bu açıklamaları yazma gereği duydum.

Sözünü ettiğim operasyon Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer'in bakanlıktan ayrılmasıyla yarım kalmıştı. Ortada iddialarla ve özellikle Sayın Turgut Yılmaz'la ilgili olarak ispatlanmış hiçbir iddia ve hiçbir delil yoktu. Her şey ekonomi sayfalarındaki iddia ve söylentilerden ibaretti. Bir konuda yanıldığımı kabul etmem gerekiyor. Mavi Akım ihalesi Almanlara verilmişti.

Yazı konumuz zaten bu değildi. Ekonomi dergisi Aksiyon'da o yıllarda yayınlanan bir yazıdan bir paragrafı aşağıya alıyorum.

''…Enerji ihtiyacında Türkiye’yi Rusya’ya bağımlı hale getirecek olan Mavi Akım Projesiyle Amerika’nın Mesut Yılmaz’a olan bakışı da değişti. Başı her sıkıştığında Amerika’dan borç isteyen bir Türkiye’nin enerji sektöründe Rusya’ya bağımlı olup, sürekli olarak Rusya’ya para akıtmasını engellemek isteyen güçler için ilk hedef Mesut Yılmaz. Beyaz Enerji Operasyonu Mavi Akım’a giden en kestirme yol. Mavi Akım Projesi içerisinde yer aldığı söylenen Şarık Tara, Turgut Yılmaz ve Erdal Aksoy, o çok bilinen fotoğraf karesini açıklayamıyor. Şarık Tara’nın Beyaz Enerji Operasyonu başladığında ve bu fotoğrafı kimsenin bilmediği bir zamanda "Yakalanmaktan korkar oldum" sözü, ANAP il başkanlarından Erdal Aksoy’un doğal gazı Türkiye’ye getirecek olan Itera Şirketiyle ortaklığı, Turgut Yılmaz’ın enerji ihalelerine olan ilgisi aslında her şeyi açıklıyor…''

Aradan on iki yıldan fazla zaman geçti. Yazımızda o günlerde yaşananları yeniden gündeme taşımak gibi bir niyetimiz yok. Taşısak da yararı olmaz. Ayrıca minik bir köşe yazısıyla da bu konular anlatılamaz. En azından bir ay sürecek bir yazı dizisi hazırlamak gerekir. Bu günlerde Türkiye gündemini meşgul eden yeterince olay var. Eskiler eskilerde kaldı.

Sayın Turgut Yılmaz'ın telefonda belirttiği konular doğrudur. Aradan geçen uzun yıllar sonunda bazı noktalarda yanılmış olmam mümkün. Yazımızda adı geçen Sayın Yılmaz'ın karşı cevap hakkı vardır tabi ki. Kendilerinin belirttiği noktaların kamuoyuna duyurulması için gazetecilik görevimizi böylece yerine getirmiş oluyoruz.

Özetle; sonuca bağlanmamış bir operasyonla ilgili olarak kimseyi zan altında bırakmak istemeyiz. Bir işadamı çalışma alanıyla ilgili ihalelere ilgi duyabilir. Bu gayet doğal bir durumdur. İlgi duyması ihaleyi aldığı anlamını da taşımaz tabi ki…

Biz yaşadığımız bu günlere bakmayı sürdürelim…