Bebekler iradeleri dışında dünyaya gelirler.Korunmasız ve aynı zamanda masumdurlar.Ailelerin sağladığı eğitim,sevgi,şefkat ve değerler manzumesi ile büyürler. Örneğin,bir ailenin maddi yönden varlıklı olması o bebeğin mutlu ve esenlikli olacağı anlamına gelmiyor maalesef.18 yıldır madde bağımlılığı alanda yüzlerce seminer sundum.Bir o kadar da bağımlıların epidemiyolojisi hakkında birinci ağızdan öyküler dinledim.Gördüğüm gerçek şu: siz istediğiniz kadar evladınızı cam fanusta koruyun. Eğer siz ona hayatı boyunca karşılaşacağı zorluklar ve sıkıntılarla ilgili yeterince donanım sağlayamıyorsanız emekleriniz boşunadır. Sıkıntılarını kendi aklınca bir şekilde atlatmak için yanlış tercihlerde bulunacaktır.Bu yanlış arkadaş ta olabilir, yanlış bir tercih te. Gittiğim seminerlerde de bu durumu hep anlatıyorum. Çünkü çocukların midelerini doyurup, en marka kıyafetleri giydirmekle çocuklara ya da ergenlere her şeyi vermiş olmuyoruz. Bugünkü yazımda da oldukça varlıklı bir aileye mensup bir bağımlı kızın anılarını yankı olan bir okurumuz bize göndermiş ve paylaşmamızı istirham ediyor. Güncenin bu konuda anne ve babalara önemli dersler verdiğini ileri sürüyor. İşte o günce:’ Bir Belli bir kültür ve terbiye ile büyütülmüş, maddî sıkıntı çekmemiş ama hep en çalışkan, en olgun, en terbiyeli olmak zorunda kalmış çocuklardık. Çoğumuzun ailesi ya boşanmış ya da çocukları yani bizler yüzünden ayrılamadıkları için senelerce kavga gürültü birbirlerine katlanan ebeveynlerdi. Birkaç gurbetçi dışında hep doktor, mühendis, öğretmen vb mesleklere sahipti anne babalarımız. Bize pahalı oyuncaklar alıp güzel okullarda okutmuşlardı. Bizler de bir zamanların en iyi öğrencileri olmuş, zekâmızı, yeteneklerimizi ispatlamış, onların deyimiyle bir noktadan sonra kötü arkadaşlar falan yüzünden sapıtmıştık. Hiç bir anne baba kendinde kusur aramıyor, hep aynı tekerlemeyi söylüyordu: Çalıştım, çabaladım, yemedim yedirdim, okusun, adam olsun diye elden geleni yaptım, bir dediğini iki etmedim ama şimdi onun bize yaptığına bak, vallahi yaşlandım, çöktüm, ölümüm bu çocuk yüzünden olacak, doktor, hastane her şeyi denedik gene başlıyor, gene kullanıyor… Evet, gene kullanıyorduk! Krizi kafamızı duvara vura vura atlatıyor, sonra kendimizi onca çirkinliğin ortasında çırılçıplak buluyorduk. Biz de toplumdan herhangi biri olabilmek, onların ihtiyaçlarına ihtiyaç duymak, onların yaptıklarını yapmak, onların güldüklerine gülmek, ağlamak istiyorduk belki ama .Yine aynı senaryo… Temizlenmiş, evime dönmüştüm. Her şeye yeniden başlayacak, geçmişi unutacaktım. Çetin’i, sıradışı evliliğimi, maddeleri, esrarı, Hakan’ı, yaşanan o deli dolu günleri ve eroini unutacaktım. Evde yine hiç kimse yok. Hiç olmadılar ki! (Sürecek)