Ülkemizde olduğu gibi özellikle doğuda ve güneydoğu anadoluda çöküş dönemi yaşayan hayvancılık ve tarım konusunda uzmanlar ve yetkililer durum değerlendirmesi yapıldı. MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Çelenk, "Bir zamanlar Doğu ve Güneydoğu Anadoluda meralarda beslenen küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar canlı hayvan ihracat üssü olan Gaziantep'e getirilerek buradan İskenderun ve Mersin üzerinden gemilerle veya karayolundan tırlarla Arap yarımadasındaki Körfez ülkelerine ihraç edilirdi. Maalesef son yıllarda terör ve kırsal alanlardaki nüfus daralması gibi sebeplerden ve girdi fiyatlarındaki artışlar dolayısıyla ve bazı diğer teknik sorunlardan dolayı bölgemiz bu özelliğini yitirmiş bulunmaktadır" diyerek acı bir gerçeği dile getirdi.

Gıda Tarım Hayvancılık Bakan Yardımcısı ve Bakanlık üst düzey bürokratlarının katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Hayvancılıkta Kalkınmanın yol haritası çıkarıldı. Hayvancılık Meclisi adı altında bir meclis oluşturuldu. Hayvancılık Havzaları modeli benimsendi. Oluşturulan 12 kişilik komite sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini sıralayan 10 maddelik rapor hazırladı.

Raporda buzağı ölümlerinin önüne geçilmesi, ete standart getirilmesi, ithalatın önüne geçici politikaların hayata geçirilmesi, yem fiyatlarının düşürülmesi, küçük üreticinin mikro kredilerle desteklenmesi gibi önemli konular yer aldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, önümüzdeki 3 yıl içerisinde kırmızı ette ithalatı durdurmayı hedeflediklerini söyledi.

MÜSİAD Konferans Salonu'nda yapılan toplantıya Vali Ali Yerlikaya, Milletvekilleri Ahmet Uzer, Mehmet Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı Erol Mehmet Yarar, MÜSİAD Gıda Tarım Sektör Kurulu Başkanı Yaşar Sekizkardeş’in yanı sıra MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Başkanları ve Bakanlık Üst Düzey Bürokratları katıldı.



YEM FİYATLARI PAHALI

Dünya şartları ile uyumlu olmayan fiyatlar nedeniyle borsaların çalışamadığını, ithalatın cazip hale geldiğini belirten Çelenk," Hazine bütçe dışı kaynak aramak zorunda kalmaktadır. Öte yandan mevcut sığır sayısının yüzde 36’sı ve koyun sayısının yüzde 97’si düşük verimli yerli ırklardan oluşmaktadır. Hayvancılığın ıslahına gerekli önem verilmediğinden dolayı verimlilik oldukça düşüktür. Yem fiyatlarının pahalılığı yüzünden üretim yapamaz hale gelen hayvancılık işletmelerinde, ürün fiyatlarına paralel yem fiyatı uygulanmasının yapılmasının hiç şüphesiz maliyetlerini düşürerek daha ucuza üretim yapmalarına imkan sağlayacaktır" diye konuştu.

SEKİZKARDEŞ:HAVA MODELİNE GEÇİLMELİ


MÜSİAD Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulu Başkanı Yaşar Sekizkardeş Hayvancılıkta Kalkınmada önerilerini kısa, orta ve uzun vadeli olarak sıralarken ‘Sektörel Hayvancılık’ kavramı altında ‘Kurban Hayvancılığı’ diye yeni bir sektörü kamuoyu ile ilk kez paylaştı. Sekizkardeş çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı; "Hayvancılık politikalarının yönetilmesinde havza modeline geçilmesi ve belirlenmiş olan Tarım Havzaları ile koordineli yönetilmeli. Et ve süt hammadde üretiminin yönetilmesi ve destekleme politikalarının uygulanmasında işletmeleri iki sınıfta; ‘Sanayi ve Aile İşletmeleri’ başlığı altında sınıflandırılmalı. Kıyma ve kuşbaşı belli bir kalite sertifikasyonuna tabi tutulmuyor. Toptan ve Perakende pazarda satışa sunulan et, kuşbaşı ve kıyma ürünlerinin etiketlerinde ırk, tür ve yaş gibi tüketiciyi ilgilendiren ayrıntılı bilgiler belirtilmeli. Uluslararası türlerle rekabet edecek yerli ırk/ırklar geliştirilmeli."

KAAN:İYİ FORMÜLÜ

Toplantının açılışında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan göreve geldikleri ilk günden bu yana faizsiz finans sistemi üzerinde durduklarını, faizden uzak yatırımcı ve yöneticileri zora sokmayan yeni bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Abdurrahman Kaan, Gaziantep’in, hem Güneydoğu Anadolu hem de Türkiye için ticaretteki ve tabiiki tarım ve hayvancılık sektöründeki öneminin büyük olduğunu belirterek, "Gaziantep, 2016 verilerine göre 6,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiş ve bu rakam içinde gıda, tarım ve hayvancılık ürünlerinin payı yüzde 30. 2016 verilerine baktığımızda, son 10 yılda ülkemizin gıda, tarım ve hayvancılık ürünleri ihracatının 8 milyar dolardan 16,2 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, gıda, tarım ve hayvancılık ürünlerimizin ihracatını 40 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz; bunu da inşallah gerçekleştireceğiz. Ekonomide İYİ formülü”nü ortaya koyduk. İYİ, İmalat, Yatırım ve İhracatı ifade ediyor" dedi.

HAYVAN İTHALATI SONLANMALI

Türkiye’nin hayvancılıkta eskisinden çok daha güçlü ve iddialı olması için önünde hiçbir engel olmadığını belirten Kaan, "Artık dünyada her alanda olduğu gibi, tarım ve hayvancılıkta da ciddi bir rekabet söz konusu. Bu rekabete ayak uydurmanın ötesinde, oyun kuruculardan biri olmalıyız. Son yıllarda talep artışı ve talebin çeşitliliği, hayvancılık sektörünü teknolojiyle bir arada hareket etmeye itti. Hayvancılıkta ithalatı sonlandırmayı çok önemsiyoruz. 2016 yılında Türkiye’de 14,3 milyon büyükbaş, 44 milyon ise küçükbaş hayvan bulunuyordu. Bu sayıyı mümkün olduğunca yukarı taşımalıyız. 2023 yılında nufüsumuzun 85 milyon olacağını düşündüğümüzde tarım ve hayvancılıkta bugünden planlama yapılmalı" diye konuştu.

DANİŞ:İTHALATTA 3 YIL HEDEFİ

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, önümüzdeki 3 yıl içerisinde kırmızı ette ithalatı durdurmayı hedeflediklerini söyledi. Daniş, "Kırmızı et şuanda ithal ettiğimiz bir ürün. İthali bir an önce sonlandırıp, ihraç eden bir ülke haline gelmemiz lazım. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde ithalatı durdurma noktasındaki politikalarımızın ne olacağı noktasında son noktaya geleceğiz. Damızlık üretimimizin artması lazım. Hayvan hastalıklarıyla mücadele etmemiz lazım. Meralarımızı daha düzgün kullanmamız lazım. Süt üretimimizi ihraca dayalı olarak arttırmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu çalışmaların sonucunda kırmızı et ve büyükbaş konusunda kendi kendine yeten bir ülke olma hedefindeyiz. Hayvan hastalıklarıyla mücadelede seferberlik başlattık. Buzağı ölümlerini azaltma hedefindeyiz" dedi.

KIRMIZI ET TÜKETİMİMİZ ARTIYOR

Hayvansal üretim değerimizin 16 yılda 20 milyar liradan 152 milyar liraya çıktığını belirten Daniş, "2002 yılında TÜİK rakamlarıyla kişi başı kırmızı et üretimimiz 6 kilogram. 2016'ya gelindiğinde bu rakamın 14-15 kilogramlara geldiğini ifade ediyoruz. Toplumumuzun gelir seviyesini artmasıyla birlikte protein ihtiyacının büyük kısmını, kırmızı etten karşılama yönüne gidiyor ve kırmızı et tüketimimiz artıyor. Biz önümüzdeki 3 yıl içerisinde kırmızı ette en azından ithalatı durdurmayı hedefliyoruz." dedi.

800 MİLYON İNSAN AÇLIK SINIRINDA

Daniş, Tarımın artık ülkelerin ulusal güvenliğini ilgilendiren bir sektör haline geldiğini anlatan Daniş, 24 milyon hektar tarım alanına sahip Türkiye'nin 14,6 milyon hektar da mera varlığı bulunduğunu belirterek, meraların kullanımı konusunda ciddi sorunların olduğunu kaydetti. Dünyada 800 milyon insanın açlık sınırında olduğunu belirten Daniş, "Bundan daha fazla insanın temiz suya ulaşamadığını görüyorsunuz. Bunlar gelecek anlamında gerçekten ülkelerin politikalarını oluştururken dikkate almak zorunda olduğu veriler olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında dünyada her yıl 1.3 milyar ton gıdanında israf edildiğini görüyoruz. Bizim de israf konusunda ilerleme kat etmemiz gerekiyor" dedi.

TARIMSAL DESTEKLER ARTTI

Tarımsal desteklemelere de değinen Daniş, 2002'de 1,8 milyar lira olan tarımsal desteklerin 2018 bütçesinde 14,5 milyar liraya yükseldiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:"Bunun yüzde 30'unu hayvancılık sektörüne verdik. Bugünlerde daha çok destekleri sadeleştirmeyi, desteklerin sonunda üretilen katma değerin ne olduğunu ve tarımdaki üretimin sürdürülebilirliğini konuşuyoruz. Kırsal kalkınma anlamında da ciddi desteklerimiz var. Genç Çiftçi Projesiyle 2016 yılında 30 bin hibe projesi uygulanmaya başlandı ki bu 3 yıl boyunca devam edecek. 2006 yılında başladığımız TARSİM'in çok önemli olduğunu ifade edebiliriz. "

GAZİANTEP'TE 9 OVA KORUMA ALTINA ALINDI

Sulama yatırımlarına da işaret eden Daniş, şimdiye kadar 192 ovanın koruma altına aldığını, yapılaşmaya izin verilmeyecek bu ovalardan 9'unun da Gaziantep'te bulunduğunu bildirdi. Daniş, 2002'den bu yana hayvancılık desteklemelerinin 36 kat arttığını, bu süreçte yaklaşık 25 milyar liralık desteğin hayvancılık sektörüne aktarıldığını bildirdi. Gelecek yılın bütçesinde hayvancılık desteklerine 4 milyar liralık kaynak ayrıldığını ifade eden Daniş, yem bitkileri anlamında da 15 yılda 4,5 milyar lira destek verildiğini ayrıca 2010'dan bugüne kadar 423 bin üreticiye 10 milyarın üzerinde sıfır faizli kredi desteği kullandırıldığını vurguladı.

DOĞAN BUZAĞILARA 750 TL DESTEK

Daniş, 14,7 milyon sığır, 45 milyon küçükbaş hayvan varlığına, 18,5 milyon ton süt, 151,2 milyon ton kırmızı et, 2 milyon tona yakın da tavuk eti üretimine ulaşıldığını belirtti. Daniş, Milli Tarım Projesi kapsamında 40 ilde damızlık düve, 15 ilde damızlık manda, 40 ilde damızlık koç-teke üretim merkezlerini desteklediklerini belirterek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 30 ilde de merada beslenebilecek et ırkı hayvan üretebilecek damızlıkların yüzde 30'unu hibe olarak karşıladıklarını, doğan buzağılara da 750 lira destek verdiklerini bildirdi.

HİZMET BİNASI AÇILDI

MÜSİAD'ın yeni hizmet binasının açılışı da yapıldı. Hizmet binasının açılışına Vali Ali Yerlikaya, Milletvekilleri Ahmet Uzer,Mehmet Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı Erol Mehmet Yarar, MÜSİAD Gıda Tarım Sektör Kurulu Başkanı Yaşar Sekizkardeş’in yanı sıra MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Başkanları ve Bakanlık Üst Düzey Bürokratları katıldı.

Konuşmaların ardından moderatörlüğünü, MÜSİAD Gıda Tarım Üst Kurulu Başk. Dr. Halim Aydın’ın yaptığı panelde, Konunun uzmanları; Prof. Armağan Hayırlı, Doç. Dr. Mehmet Cengiz, Uzman Vet.Hk., Haydar Demirezer ve Yem Bitkisi Uzmanı Eşref Şekerli, önemli görüş ve önerilerde bulundular. Panelin sonunda Türkiye’nin dört bir yanından gelen konu ile alakalı uzman ve üyelerimizin bakanlık üst bürokratlarına yönelttiği soru ile son buldu. Meral KINACILAR, Ayşegül BAĞCI