Başlığımız oldukça ilginç değil mi? Harfi harfine doğru! Mucizevi bir yöntem ama kimse nasıl çalıştığını entellektüel anlamda açıklayamıyor. Hani bazen olur ya benim gibi analitik sol beyinliler her şeyin bilimsel anlamda açıklanmasını ister, bu olmayınca da 'hadi canım, bana hiç de mantıklı gelmiyor' der. Siz de bizdenseniz eğer, bu yazı tam size göre.

Hiç tanımadığın bir grup insanla bir araya geliyorsun. Psikoterapiste kısaca bir sorununu anlatıyorsun.

Ailende çözmek istediğin bir sorun ya da direk seninle ilgili bir derdin de olabilir bu. Sonra psikolog sana seç diyor ve katılımcılar arasından anneni temsil edecek bir kişi, babanı temsil edecek bir kişi, kardeşlerini temsil edecek kişileri ve tabi ki kendini temsil edecek bir kişi seçiyorsun.

Onları salonda yerleştiriyorsun, ayakta duracak şekilde konumlandırıyorsun. Sonra bu temsilcilerin hareketlerinden ve konumlarından, bakışlarından, ve hatta yüz ifadelerinden psikoterapist başlıyor yorum yapmaya. Arada bir nadiren de olsa onlarla konuşuyor ve bir takım talimatlar verebiliyor. Ve tüm bunlar sana inanılmaz anlamlı geliyor. Annen ve babanın temsilcilerinin hareketleri tıpkı annen ve baban arasındaki ilişkinin özeti. Ne kafa ama değil mi? Son 3 senedir hayatımda olan bu yöntemle en az 100 dizime katıldım, hem temsilci hem de bizzat açtıran kişi olarak. Ve bu vesileyle 200den fazla insanla tanıştım. Onlardan aldığım yorumlar, benim geri bildirimlerimle örtüşüyor. Özetle hayatımız değişti! Yıllardır satılamayan araziler satıldı, evde kalmışlara koca bulundu, iş kurup sürekli iflas edenler zengin oldu. Evet hayal değil gerçek! :)

Dizimin etkileri 2 yıl sonraya kadar uzanıyor. Hadi şimdi biraz bilimsel alt yapısına göz atalım da rahatlatalım sizi :)

Aile Dizimi, kökü Afrikadaki Şaman Zululara dayanan, Alman pedagog, filozof ve ilahiyatçı Bert Hellingerin geliştirip, sistematik hale getirdiği bir yöntemdir. Ruhsal ve bilimsel bir teknik olup, Hollanda, İsviçre ve Avusturyada Sosyal Sağlık Sigorta kapsamındadır. Maddi-Manevi, Ruhsal-Fiziksel bir çok sorunun çözümlenmesinde başvurulabilecek çok hızlı bir tekniktir. 2. Dünya Savaşından sonra Nazi subaylarının ailelerinde açıklanamayan ölümler olmaya başlayınca, Bert Hellinger aile dizimi sistemini geliştirmiş ve atalarımızdan aldığımız veballeri iade etmenin bir yolunu bulmuştur. Yani vebal mekanizmasını keşfetmiştir. Bizim Anadoluda bir söz vardır; Dedesi erik yemiş, torununun dişi kamaşmış diye! İşte tam da o! Dedecim bu senin eriğindi diyip bu kamaşma deneyimini saygıyla iade ediyoruz. Peki dedemizin eriğini neden paylaşmak istiyoruz?

Derinde bir yerde, dedemizle bir bağ kurmak için. Çünkü bu sevginin güçlü bir ifade şekli… Hellingerin çalışkan öğrencisi Svagitonun Sevginin Kökleri adlı eserini okursanız kafanız daha bir netleşir.

Aile Dizimi terapisi, ailenin kuşaklar boyu, birbirine görünmez bir bağla, çok daha derinden bağlı olduğu anlayışına dayanmaktadır. Çalışmanın temel prensibine göre soyaçekim sadece fiziksel bedenimizle kısıtlı değildir.

Vücudumuzda genetik olarak nasıl aile bireylerimizden özellikler taşıyabiliyorsak, ailedeki büyükler travmaları, bilinçaltları, hisleri, üzüntüleri de bizim ruhsal ve duygusal dünyamıza aktarılmaktadır.

Aile Dizimi sistemi hem psikolojik hem de enerjetik bir düzlemde çalışıyor. Bu sistem sayesinde farkında olmadan kendimize ait zannettiğimiz birçok sorunun kökeninin aile büyüklerimize dayandığını bularak, sorunu sahibine iade edip bize ait olmayan yüklerden arınabiliyoruz.

Bu çalışma sadece ailemizle sınırlı da değil. Kariyer, fiziksel rahatsızlıklar, korkular, bağımlılıklar, maddi sorunlar, fobiler ve daha birçok konu için uygulanabiliyor. Hatta Organizasyonlara, şirketlere bile uygulanabiliyor. Zaten yöntemin çatı ismi de bu yüzden Sistem Dizimleri. Türkiyede uzman hekimlerden kurulu bir federasyonu bile var.

Geçtiğimiz hafta İpekyolu Rotaract Kulübünün pırıl pırıl gençleri bu yöntemi Gazianteple tanıştırdı. Mersinden davet ettikleri bir aile hekimi eşliğinde harika 2 gün geçirdik ve bol bol dizim açtık. Bu şahane vizyonu için Kameray Bağdatlı ve tüm arkadaşlarına bir kez daha teşekkür ediyorum. Umut gençlikle diye boşuna söylemiyoruz.