Gaziantepspor bu sezon Türkiye'yi UEFA'da temsil etmeye başladı.
Buraya kolay gelmedi, çok zorluklarla karşılaştı ama adını Avrupaya yazdırmış oldu.
Buraya kadar gelip Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek gerek, bu zor yolculukta erken veda edersen, işin ayıbı o zaman başlar. İyi başlayıp iyi bitirmek ve gidebileceğin yere kadar şansını zorlamak gerek.
Hazır futbolcularla oluşan Gaziantepspor bu işin zorluğunu herkes gibi iyi biliyorlar ve erken pes etmeye de hiç niyetleri yok gibi.
Görüntü bu şekilde...
Bizlerin beklentisi de bu yönde. Herşeyin bir bedeli var...
Gaziantepspor UEFA'ya kalmakla iyi işler başaracağına inanıyoruz. Madalyonun diğer yüzü de varki hiç kimse görmezden geliyor.
Bu takım hazır elemanlardan kurulu, hiçbir genç ve alt yapıdan gelen bir isim barınamaz şeklindeki görüntü hepimizi üzüyor.
Teknik Direktör Tolunay Kafkas'da bu gelişmeleri sadece izlemekte kalıyor, günü gün etme günü kurtarma adına birşeylerin peşinde koşuyorlar.
Demezler mi adama, alt yapıdan gelen gençler nerede?
Biz nerelere daldık, bizim konumuz biraz gündemin dışına çıktı. Bugünkü oynanacak maça endekslenelim, konuşacak söylenecek çok şeyler var ama bugün o gün değil.
Gaziantepspor ilk maçta Minsk ile 1-1 berabere kalıp iyi bir avantaj elde etmişti.
İşte o maçın rövanşı bu gece Kamil Ocak Stadında yapılacak.
Herkes rahat, herkes bu takımı eleyeceklerine inanmış.
Rakibin kötü futbolu ve zayıf bir ekip görüntüsü içinde olması herkesde rehafet ortamı oluşturdu.
Tek korkumuz bu.
Gaziantepspor şartlar ne olursa olsun bu gece bu rakibi eleyip yoluna devam etmesi gerekir. Tabiki Avrupa maçlarının havası ortamı apayrı olur. Bu gece Gaziantepspor bilmeliki Türkiye'yi temsil ediyor, Türk futbolunu temsil ediyor.
Türk olarak mutluluğa morale o kadar ihtiyacımız varki, Gaziantepspor alacağı galibiyetle bize bu sevinci yaşatıp UEFA'da yoluna devam edecekti.
İşin özü Minsk'i geçmeliyiz.