Cahit TATAR, Kemal DOĞAN, Uğur ERDEM, İbrahim YAĞIZ, İrfan ELBOĞA, herkesin üzerinde hem fikir olduğu, çok değerli ÖĞRETMENlerimizden sadece birkaçı... Bugün onların yetiştirdiği, insanlar arasında nice başarılı isim var... Gurur duyduğumuz, pek çok isim, mutlaka onların süzgecinden geçmiştir... Hepsi de dallarında uzman, dersanecilikte örnek gösterilen, eli öpülesi insanlar... Ancak bu kadar başarılı insanlar hiçbir yerde YOKlar... ADAM yerine konulmuyorlar... 'Eğitimde nasıl başarılı oluruz?' diye kendimizi paralarken, Bu uğurda çalıştaylar yaparken, ne hikmetse, bu kadar değerli eğitimcilerden yararlanmayı AKIL edemiyoruz... Kent konseylerine çağırıp da, 'ya hocam senin de bir fikrin, görüşün var mı?, ne olacak bu eğitimimizin hali?' diye sormuyoruz.... Kaybeden kim oluyor? Geleceğimiz... TEK ŞARTLA Gaziantep HAZİNE yönünden Türkiye'nin en fakir illerden biri... Bunda devlet politikasının yanısıra, belediyelerin AÇGÖZLÜlüğünün de önemli etkisi var. Şimdi, 5018 sayılı yasa var. 2004 yılında yürürlüğe girdi... Bu yasa, hazinenin yanısıra belediyelerin de okul, hastane yeri vermesini öngörüyor... Ancak bu yasa, belediyelerin pek de hoşuna gitmiyor... Hatta belediyeler bu yasayı çoğu zaman görmezden geliyor... Örneğin, Belediyenin bir yeri var diyelim. Sağlık müdürlüğü oraya bir HASTANE yapacak. Belediye olur veriyor; 'TAMAM buraya hastane yapılsın, memleketimize helalı hoş olsun' diyor, ancak, bir ŞARTı var; Belediye, kendi mülkü olan yerin karşılığında hazineden yer istiyor... Maliye de, nasıl olsa kendi belediyesi... CÖMERT davranıp; 'VERİN gitsin' diyor... Anlayacağınız bu YASA, ülkede hazine yeri bırakmadı, özellikle İLİMİZde... SONUNDA BAŞARDI Ökkeş TİTİZ, Bakanı, Milletvekillerini, Valiyi, kaymakamları makamında ağırladı. Yaptığı projeleri ve muhtarların sorunlarını anlattı. Gaziantep'te 4 tane muhtarın borç yüzünden CEZAEVİne girdiğinden bahsetti. Mühür tastik PARAsının kaldırılmasını önerdi. TİTİZ'in önerisine, Ahmet UZER de destek verdi. 'Bozoklar, Üçoklar'da mühür tastik parası almaya kalksan döverler. Sayın Titiz doğru söylüyor' dedi. Bakan ve vekillerin bu İLK ziyaretinde TİTİZ, nefes almadan, epeyce konuştu. Süleymanşah mahalle muhtarının tabancasına el konulduğunu söyledi ve "Muhtarımız HIRSIZ kovalamış, havaya ateş açmış, hırsız mı onu vursun Sayın Valim?" diye sordu. Esprili konuşmalarıyla Bakanı, Vali'yi, Milletvekillerini ve salondakileri gülümseten TİTİZ, tam da herşey güzel gidiyor derken, eski milletvekillerinin çok fazla MAAŞ almalarına değinince olanlar oldu. Sağında-solunda oturan milletvekillerini unutan Titiz; 'Milletvekilleri ne yapıyor? KORE'ye savaşmaya mı gittiler? Yan gelip yatıyorlar 10 milyar alıyorlar' dedi. Titiz'e ilk tepki Milletvekili KOÇER'den geldi; Koçer, 'Milletvekilleri çalışırken siz muhtarlar da yatıyordunuz' diye inceden iğneledi. TİTİZ, 'Kusura bakmayın, ne yapalım, DERT konuşturuyor. Tabiki milletvekillerimiz çalışıyor' diyerek kurnazca durumu kurtardı... Salondaki kadınların ZILGIT ve ALKIŞ sesleriyle ortam yeniden şenlendi... Ökkeş Titiz, elinde, avucunda, yüreğinde ne varsa döktü... Hoş bir buluşmaydı... DAHA İYİSİ OLUR MU? Ökkeş ERUSLU'ya belediye başkanlarının çalışmalarından memnun musunuz?' diye sordum. Her zamanki gibi sözünü esirgemedi; "Elinden geldiğince herkes çalışmaya çalışıyor. Daha iyisi olur mu? OLUR. Her iyinin İYİSİ vardır. Ama mevcudun en iyisiler. Onuda söyleyeyim..." Kalın Sağlıcakla...