Siyasetle yakından ilgilenenler bilirler. O tarihlerden bugüne kadar isimleri belleklerdeki tazeliğini koruyan üç isimden biridir Meral Akşener.

Diğer iki isim Tansu Çiller ve Ayfer Yılmaz'dır. Israrla duruşunu koruyan Akşener'in kanatları altındaki dönemin kabine arkadaşı ise Yılmaz.

Ancak Tansu Çiller'in 24 Haziran öncesi arz-ı endam ettiği AKP mitingindeki varlığı ve sarf ettiği sözlerin hangi anlamları ihtiva ettiği tartışılır.

İki ok ve bir yay'dan oluşan kayı simgeli İyi Parti'nin depolitize olmuş Türk halkına istikbal için umut taşıdığı muhakkak.

"Siyaset kirlendikçe halk siyasetten uzaklaşır" diyen Bülent Ecevit'ten sonra temiz ve duru siyaset yolunda yeniden kitlelere bir şeyler yapılabileceği yolunda cesaret aşılayan bu yeni siyaset yüzü Meral Akşener'den başkası değildi.

Yaklaşık 9 ay önce partisini vücuda getirirken gösterdiği o kararlı duruşa biz siyaset dilinde, "düşünce ve doğrultu tutarlılığı" diyoruz.

CHP'nin de tarihi ve anlamlı yardımıyla parlamentoda grup kurma başarısı gösteren İyi Parti'ye halkın sağladığı şans, aslında ciddi ve riskli bir sürecin arefesinde beka sorunu yaşayan ülkemize tanınan şansla eşdeğerdir.

Meral Akşener'in taşıdığı misyona, onun diri ve tok sesine katkı sağlaması beklenen milletvekillerine yakışan davranış metotları, yerini ne yapacağını bilmeyen acemilerin şaşkınlığına bıraktı.

Yemin töreninde Devlet Bahçeli'ye öykünen milletvekillerinin el öpme ve peşrev faslını siyasal nezaketle kamufle etmeye çalışması, bir kişilik erozyonu olarak hafızalara kazındı bile.

Bu yetersizliğin nahak yere listelerde, hangi kıstaslar baz alınarak, yer aldığı bir taraftan muamma diğer taraftan ise talihsizlik.

Akıl ve güzellik Allah vergisi. Bu iki özellik Meral Akşener'de fazlasıyla mevcut. Bu iki sıfatın yanına bir de cesareti eklemeliyiz.

Bu manada Türkiye'nin yüzünü güneşe dönmesini bekleyenler ve dava adına sahaya inenler en az Genel Başkan kadar akıllı ve cesur olmak zorundadır.

"Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık. Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar" gerçeğinden bahisle Meral Akşener yalnız ve yorgun. Zira Akşener'in dışındaki bütün Cumhurbaşkanı adayları 45-50 günlük bir süreçte yarışa katılmışlardı. Onların aksine Akşener ise adaylığını partisinin kuruluş tarihiyle eşzamanlı olarak kamuoyuna ilan etmişti. Kısıtlı imkanlarla ve diğer adaylara reva görülmeyen engellemelerle bu zorlu maratonu tamamlamıştı.

Yıllar önce yine bu sütunlardan dile getirdiğim bir siyasal gerçekliği yinelemek durumundayım.

Siyaset tribündekiler ve sahadakiler için bir emek işi olmalıdır.

Aksi halde Genel Başkan’ı davanın siyasal hamalı sayarak onun sırtından kısa vadede kapağı parlamentoya atma hedefinin ve siyasal ikbal beklentisinin sonu siyasal mevta halidir.

İçinde bulunduğumuz yeni dönem Türkiye koşullarının daha da ağırlaşacağını şimdiden ortaya koymaktadır.

Bu nedenle parlamentoda görev alan milletvekillerinin vebal ve sorumluluk kat sayısının da aynı oranda artacağı aşikardır.

Karlı Tiyenşan'da zamanı soluyan gökgözlü Asena'nın yol arkadaşlarına yakışan Börteçine duruşu ve yeni bir Ergenekon çıkışıdır.

Meral Akşener'i Umay'dan Ayzıt’a saklayan süreç onu Ana Türk olarak kadim Anadolu'ya armağan edecek mi ?

Onu da bize tarih söyleyecek..