Şimşek'in konuşmasından öne çıkan detaylar şöyle:Altın tahvili ihracatında sistem çok basit olacak. Tahvil alan vatandaşımız hem de ekonomimiz açısından önemli olacak, faydalı olacak. Tahvili hazine çıkaracak. Bize bu konuda Ziraat Bankası yardımcı olacak. Vatandaşlarımız evinde tutulan sadece altınını Ziraat Bankası'na götürecek, eksper altını değerlendirecek sonra diyelim ki size 100 gramlık altın karşılığı bir sertifika verilecek.Bu tahvil istediğiniz zaman tekrar altına dönüştürülecek. Bizim sloganımız aslında, 'Çeyrek getir, çeyrek götür' Bu tahvil size vade sonunda yine altınınızı iade edecek ve altın cinsinden getiri sağlayacak. Atıl duran altınların bir getirisi yok. Enflasyon karşısında bir koruma sağlıyor.Getiri kısmını TL hesabına yapacağız vade sonunda altını tekrar iade edeceğiz. Vatandaş ne zaman isterse tahvili getirip altını alabilecek. Çok net olarak vatandaşımız karlı burada. Kamunun borcu şu an düşük. Hazinenin borçlanma sıkıntısı yok. Bazı tahminlere göre 100 milyar doları bulan altın stoku var bir yerde.Gelin bunu sisteme koyun, ekonomi kazansın. Orada Türk bankacılık sistemini dışa bağlı olmaktan çıkaralım. Yatırımcı alsın bunu, üretim yapsın, insanlar iş bulsunlar, ihracat yapalım. Çarkların daha hızlı dönmesi için biz bu maliyete katlanacağız. Bireysel emeklilikte olduğu gibi bir model olacak. Altını da ekonomiye kazandırmak için, kaynakları artırmak için bir maliyete katlanacağız bununla ilgili.İlla bir faiz sistemi değil... Bankaya gittiğiniz zaman 'Faiz istemiyorum, katılım hesabı olarak kullanmak istiyorum' derseniz zaten o çerçevede değerlendirilecek. Burada seçenek var. Toplanan altınlar Merkez Bankası rezervlerinde duracak. Bankacılık sisteminin dışında olanlara atıl diyoruz. Sisteme de girdiği zaman altın rezervleri artmış olacak.Diyelim ki siz bir mmüteahhitsiniz. Muhatabınız devlet ya da özel, ne olur ne olmaz teminat mektubu istiyorum diyor. Riske karşılık bankadan teminat mektubu alınıyor. Bankalarda zaten kredi limitlerini kullanmış durumdalar. Bankalar bazen orada onu veremiyorlar. Bizim amacımız şuan tamamen banka merkezli bir finansman modeli. Ve şimdi banka dışı finans sektörünü geliştirmeye çalışıyoruz.O sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleriniz için teminat sigortasını, teminat mektubu yerine kullanabileceksiniz. Firmalarımızın krediye erişimi kolaylaşacak, sigortacılık sektörü gelişecek. Teminat sektörü gelişmiş olacak. Kimseye kefil olmayacağız. Hazine olarak düzenleme yapıyoruz. Teminat mektubu yerine onun muadili olan sigorta yaptırıp onun yerine almasını sağlıyoruz.Kefalet sigortası uygulaması, gelişmiş ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılıyor. İşin özü şu, burada sigortacılık sektörü risk değerlendirme noktasında, karşı karşıya kalacağınız her riski sigortaya alıyorlar. Teminat mektubunda da sitem benzer olacak. Alternatif kanallar açıyoruz. Yine bankalara gidebilirsiniz. Teminatı karşı tarafa verebileceksiniz. Maliyeti düşürecek. Ben inanıyorum ki, banka dışı finans sektörünün gelişimine katkı sunacak, bankacılık sistemi üzerindeki baskıyı azaltacak.Otomatik katılım da performansın yeterli olmadığının görülmemesi ile birlikte Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, BES ve otomatik katılım hakkında şöyle konuştu:Bir kere gönüllü bireysel emeklilik oldukça başarılı gidiyor. 6.8 milyon katılımcı ve yaklaşık 72.7 milyar liralık kaynak oluştu. 9.4 milyar lirası devletin katkısı. Sistemimiz iyi çalışıyoruz. 100 lira tasarruf edin biz size 25 lria katkıda bulunalım.
Otomatik katılım da beklentimiz çok yüksekti. Pilot bölgemiz olan Bursa'da cayma oranı yüzde 10 civarı bile değildi. Şimdi otomatik katılımda cayma oranı yüksek. Bu sene başıdna devreye girdik 3.2 milyon katılımcı var. 1 milyar lira da tasarruf var. Tamamen başarısız diyemeyiz. Beklentimiz çok yüksekti. Peki niye böyle oldu? Doğrusu, kısmen gönüllü bireysel emeklilikte olanlar da otomatiğe kaydediliyor.Onlar da iki bireysel emeklilik sisteminde olmak istemiyorlar. Bu birinci husus. İkinci olarak, başlarken bir tartışma ile başladı. Değişik muhattaplarımız var, herkes tasarruf diyince başkası yapsın oldu. Biz de belki daha güçlü kampanya yürütmemiz lazımdı. Çalışıyorsanız devletin vereceği emekli maaşı söz konusu olacak. Devletler zorlanıyor, sadece Türkiye'ye özgü bir konu değil bu. Dünyanın birçok ülkesi mevcut uzun emeklilik sisteminde zorlanıyor. Bireysel emeklilikte yüzde 60 cayma beklemiyorduk. Biz diyoruz ki vatandaşlara 'Siz biraz daha zorlayın kendinizi, biz size ilave 25 lira destek verelim.' Vatandaşın getirisi yüksek olsun diye devlet müdahale etti. Vatandaşlarımızın çoğu faizsiz seçeneği tercih ettiler. Biz burada kısa vadeli mevduat ya da katılım hesabında tutuyoruz.Gönül ister ki sektörü bunu, hak sahibini katılımcıyı doğru yönlendirsin. Maliyetleri düşürsün, komisyonlarını düşürsün ve bunun karşılığında ondan da pozitif bir değer olsun. Maliyetleri yüksek ve getiriler düşük olunca sistem, arzuladığımız şekilde çalışmıyor. Sistemi sürekli iyileştirecek adımları atmaya devam edeceğiz. Şuan detaylara girmek istemiyorum.

İkinci konu, devletin hiçbir müdahalesi yok. Biz sadece yüzde 25'ini veriyoruz. Yüzde 25'ten sonra ilave getirinin çok kısa olmaması için mevduat ağırlıklı çalışıyoruz. Onun dışında sistemin üzerinden nereye aktarılacağı meselesi tamamen sistemin kendi içindeki bir konu. Şuan böyle bir şey söz konusu değil. Vatandaşlarımız birikimi bu. Devletin hiçbir zaman BES fonlarına müdahalesi olmadı. İşin özü şu, geçmişte hükümet zor dönemler yaşamış. Tasarruflar kaybolmuş, biz bunların hepsini ödedik. Devletin mali yapısı güçlü. Biz 100 lira tasarruf edene 25 lira kaynak sağlıyoruz.Kredi Garanti Fonu ile ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek şu açıklamalarda bulundu:

Bu Kredi Garanti Sistemi, uzun süredir var. Fakat çok sınırlı bir kaynak vardı. Sistem içerisinde yok denecek kadar küçüktü. 2015 ortasından itibaren de neredeyse tüm terör örgütleri Türkiye^'ye musallat oldu. Kredi sistemi çökmesin diye, 25 milyar liralık bir kaybı göze aldık ve 25 milyar lirayı 250 milyar krediye dönecek şekilde sistemde kullandırdık.

Geçen hafta itibarıyla söyleyebilirim, kefalet büyüklüğü 186 milyar liraya ulaştı, kredi büyüklüğü 210 milyar liraya ulaştı. Önemli olan iki rakam arasında fark var. Sistem çalıştı başarılı oldu.

Kalan 50 milyar liralık kısmı daha çok yatırımcıya ve ihracatçıya tahsil etmek isityoruz. Daha önceki kullanım da yanlış değildi. Aslında vadeyi uzattık. Yatırım kredisi almak biraz daha zordur. Bence sistem başarılı oldu, bu çerçevede devam edecek. Türkiye'deki bütün kredileri hazine kefaletine dönüştürme çok riskli bir yol olur. Bankacılık sistemini tembel olmaya, aşırı risk almaya yönlendirebilir.

Türkiye'nin büyüme rakamları ile ilgili bilgileren veren Başbakan Yarımcısı Mehmet Şimşek, şöyle konuştu:

Türkiye birçok şoka rağmen, 2007 sonrasında küresel krizin yanında içeride yaşadığımız çok büyük şokları ele aldığımız zaman Türkiye 2002-2016 döneminde yüzde 5.7 civarında büyüdü. 1923 ile 2002 arasında yüzde 4.5 civarında büyümüş. Türkiye'de çok güçlü büyüme performansı söz konusu. Geçen sene için konuşuyorum, yavaşladı. yüzde 5 büyüme bu şartlarda oldukça iyi. Türkiye'deki istihdama bakarsanız, yatırımlar toparlanmaya başladı, bütün bunları birarada değerlendirirsek büyüme devam edecek. Büyüme 5-6 arası olacak. Türkiye bu anlamda büyük direnç gösterdi.

Kısa vadede şartlar, sıkı bir para politikasına mecbur kılınmıştır. Orta vadede bunu aşacağız. Bunu aşmanın yolu yapısal reformlardır. 12 aylık bir fırsat penceresi var şuanda. Rahat olarak, reformlar peşinde koşacağımız bir 12 aylık süremiz var. Harıl harıl mutfak çalışması yapıyoruzç Ekim ayında bir tasarı gidecek meclise. Kitle fonlaması olacak içerisinde. Birçok konu gidecek. Amaç, Türkiye'nin dış tasarruf bağımlılığını azaltmak. Türkiye dimdik ayakta. Türkiye bugün çok farklı ve kötü durumda olabilirdi. Bizim de belki benzer sorunların 3'te 1'ini yaşamadılar. Onalr beceremediler. Çünkü Türkiye'deki dinamizm yok orada. Büyüme noktasında gelişmeler beni bile şaşırttı.

Uzun vadede büyüme potansiyelimizn değiştiğine zerre kadar emaye yok. 2018-2019'da yüzde 5 gibi bir büyüme yakalarız.