SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, markalaşmak için Türkiye’de yeterli sermaye büyüklüğü olmadığını belirterek, “Ayrıca, marka oluşturmak sadece para ve reklam kampanyası ile mümkün değil. Markalaşmak uzun süreli bir çabayı ve duruşu gerektirir” dedi.

Capital ve Ekonomist dergileri ile Vodafone ve Fibabanka tarafından, Gaziantep Teymur Continental Hotel’de düzenlenen “Anadolu Markları 2016” toplantısında konuşan Konukoğlu, “Markalaşmanın öncü kenti Gaziantep’i anlatmak zor” diyerek sözlerine başladı. Gaziantep’in ortak akıl anlayışı ve uygulamaları, girişimciliği, çalışma azmi ve uyumlu yaklaşımlarla başarılı olduğunu kaydeden Konukoğlu, “Gaziantep’te markalar kolay oluşmadı. Odalar, borsalar, il yöneticileri ve her kademedeki sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla sağlanan ortak akıl anlayışı ve uyum, başarıyı getirdi” diye konuştu.

MAKBER’İ DİNLERKEN ABRAJA BULUNAN ÇÖZÜM

Türkiye’de ve Gaziantep’te Ar-Ge’ye sonradan önem verilmeye başlandığını kaydeden Konukoğlu, “Her şey adım adım gerçekleşiyor. İlk zamanlar bu kadar Ar-Ge yapamadık. Şimdi ise çok ağırlık veriyoruz. Şirketlerimiz Ar-Ge çalışmalarına önemli kaynak aktarıyorlar. Bugünkü zorlu rekabet ortamında Ar-Ge çok önemli bir yol haritasıdır” ifadelerini kullandı.

DİKKAT ÇEKEN BİR ANI

Kumaş üreticilerinin en önemli sorunlarından birisinin abraj (Kumaş üzerinde lekeli ve bozuk görüntü oluşturan kısımlar) olduğuna dikkati çeken Konukoğlu, buna ilişkin anısını paylaştı. İstanbul’da bir firmanın kendilerinden aldığı iplikten 30 tonunu abrajlı olduğu için iade ettiğini vurgulayan Konukoğlu, şunları anlattı: “Çuvallardaki iplikleri kontrol ettim, farklı bölgelerin pamukları ile iplik üretiyoruz. İzmir pamuğunda sorun yok, sorun diğer pamuklardan kaynaklanmış. İplik, pamuk kalıntıları üzerime bulaşmış, elimle silkeledim ve arkadaşlarla Muazzez Abacı’yı dinlemek, biraz da günün gerginliğinden uzaklaşmak için gazinoya gittik. Muazzez Abacı şarkılarını peş peşe söylemeye başladı. Makber’i söylerken ışıklar kapatıldı, mavi ağırlıklı ışıklar açıldı. Masa üzerinde ve kıyafetimde bazı noktaların farklı görüntü verdiğini görünce, büyük bir heyecanla ‘buldum’ diye söylendim. Ertesi gün o lambalardan aldım, Gaziantep’e gönderdim. Ustaları aradım, İşletme içerisinde kulübemsi bir oda hazırlamalarını, bu lambaları oda içerisine yakmalarını ve üretilen ipliklerin, kumaşların bu ışık altından geçirilmesini istedim. Böylece aprajlı iplikler o bölümde tespit edildi ve satışa gönderilmedi. Biz de abraj sorununa çözüm bulduk. Bir süre sonra Sanko’nun ürünleri abrajsız diye talep daha da arttı. Hem makberi dinledik, hem de makber dinlerken bir sorunumuza çözüm bulduk. Yani Makber’in sayesinde çok ekmek yedik.” HABER MERKEZİ