Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 72 milyonluk nüfusun 41 milyonu bankalara borçlu.
Gittikçe derinleşen bu borç sarmalı iktisadi ve sosyal barışı tehdit ederken, bu yapıya bağlı arızai haller Türk toplumunu tamamen kuşatıyor.
Boşanma ve intihar vakalarının yanında çözülen aile yapısı, istikbal beklentisi içindeki gelecek kuşaklar için iyimser tablolar sunmaktan oldukça uzak.
Yine bu verilere göre bankalara olan toplam borcun milli gelire oranı ise % 44.
Türk halkının ortaya konulan borç durumu, toplumsal geleceğin nasıl tehlikeler ve tehditlerle dolu olduğu konusunda açık ve net rakamlar sunuyor.
2010 yılı Eylül sonu itibarıyla, vatandaşların tüketici kredisi, taşıt kredisi, konut kredisi ve kredi kartı borçları ile şirketlerin bankalardan sağladıkları kredilerin toplamını oluşturan nakdi krediler, bir yılda % 48,3 artarak 494,4 milyar Türk Lirasına yükselmiş.
Özel ve kamu bankaları olmak üzere tüm bankacılık sektörünün kullandırdığı kredi, yurt dışından sağlanan kredilerle birlikte yine Eylül sonu itibarıyla, 475 milyar 659 milyon Türk Lirasına ulaştı.
Bankacılık sektörü kredileri içinde, tüketicilerin kullandığı konut, otomobil ve ihtiyaç kredilerinden oluşan toplam tüketici kredilerinin tutarı, iş kurmak ya da işletmeye kaynak sağlamak amacıyla kullanılan işletme kredilerine yaklaştı.
2010 Eylül sonu itibarıyla kullanılan tüketici kredileri 116 milyar 850 milyon Türk Lirasına ulaşıken, işletme kredileri tutarı ise 118 milyar 828 milyon Türk Lirası oldu.
Yani bir anlamda yurttaşların tüketim arzını kamçılayan, lüks ve korkusuz borçlanma arzusu, yatırım ve istihdam amaçlı borçlanma arzusuyla paralellik arz eder duruma gelmiş.
İhracat kredilerinin 31 milyar 534 milyon Türk Lirasına ulaştığı söz konusu bu dönemde, diğer yatırım kredileri 23 milyar 973 milyon Türk Lirası, diğer krediler 141 milyar 569 milyon Türk Lirası olurken, vatandaşların kredi kartı borçları ise bu yılın Eylül sonu itibarıyla 42 milyar 906 milyon Türk Lirasına yükselmiş.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)'nın veri tabanına dayanarak ATO (Ankara Ticaret Odası) nın yayınladığı raporun,Türkiye'nin iktisadi dümenini elinde bulunduran teknokratları düşündürmesi lazım.
Zira toplum sahip olması gereken mali disiplinden hızla uzaklaşıyor.
Bankaların aşırı kar hırsı ve kazanç arzusuyla vatandaşlara sağladığı kredi desteği adeta geri dönüşü olmadığı halde kredi kullandırma yarışına dönüşmüş durumda.
Kazancından fazla tüketen ya da gelirinin üzerinde borçlanan vatandaş profili, Türk Devletinin iktisadi yürüme yoluyla parallellik arzetmeye devam ediyor.