*Üniversite mezunu oluyorlar ama bir bakıyorsunuz esnaflık yapıyorlar

* Şehirde sadece sanayileşirseniz olmaz. Sadece ticaret yaparsanız olmaz

* Göç aldığımız kesimde eğitim, kültür seviyesi düşüktü. Bunları eğitemedik

* Adana sosyal yönden bizden çok önde. Çukurova Üniversitesinin büyük katkısı var

* Yurt dışından bazı insanları davet ediyorum ilk sordukları soru güvenli mi?

* Bizde çok ev değiştiriliyor. Avrupa'ya gidin 4. kuşak 5. kuşak aynı evde oturuyor

* Gaziantep'te asansörlerin durumu çok vahim, yüzde 85'i standarta uymuyor

Üniversitelerin etrafını hapishane gibi çeviriyoruz

Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gürcan Ülgey, ülkelerin, firmaların mühendislikle, teknolojiyle büyüyeceğini söylerken kentle ilgili çarpıcı değerlendirmeler yaptı. 30 yıl önce Gaziantep'e yerleştiğini belirten Ülgey, Gaziantep'in sanayideki başarısını toplumsal hayatta sürdüremediğini belirterek, "Göç aldığımız kesimde eğitim, kültür seviyesi biraz daha düşüktü. Bunları hızlı bir şekilde eğitip, sosyal hayata katıp, toplumun düzenine uydurmak lazımdı, ama biz bunu yapamıyoruz. Şu köylülerin mahallesi, şurası şu ilçeden gelenlerin, şu ilin mahallesi gibi mahalleler oluşmaya başladı" dedi.

1987 yılında Gaziantep'e geldiğini söyleyen Ülgey, "O yıllarda Sanko sürekli mühendis alırdı. Benzer tarzda olan firmalar tek tük çalıştırırdı. Ya bu kadar mühendisi ne yapıyor Sanko, ne yapıyor? diyenler oluyordu. İşte sonuçta gördünüz. Sanko büyüdü, büyüyor. Yani kiminle yola çıktığınıza bağlı. Ne kadar kalifiye insanla çalışırsanız o kadar başarılı olursunuz" dedi. Gaziantep'te üniversite-şehir işbirliğinin zayıf olduğunu söyleyen Ülgey, "Biz direk kampüse geçmişiz. Herkesi izole etmişiz. Gaziantep Üniversitesi'nde, halkla duvarlarımızı çevirmişiz. Güvenliklerimizi almışız. Öğrencinin lojmanı da orada. Öğrenci orada izole yaşıyor. Oda'ya gelemiyor, sosyal hayata giremiyor. Adı üzerinde kampüs. İzole ediyorsun çok doğru değil. Üniversitelerin şehirle, halkla insanlarla içiçe olmaları lazım" diye konuştu.

"Oda başkanlığına yeni seçildiniz. Hedefinizde neler var?

SANAYİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

-"Meslek örgütüyüz. Yasal sorumluluklarımız, üyelerimize karşı sorumluluklarımız var. Bunları yerine getirmek için buradayız. Faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bizde herşey üye odaklıdır. Üyelerimize en büyük hizmeti vermek için mücadele ederiz. Ama tabi onun dışında da toplumsal olaylardan da asla uzak kalamayız. Sanayi bizim için çok önemlidir. Çünkü bizim mesleğimizin bir parçasıdır üretim. Bununda en önemli paydaşı sanayidir, üretimdir. Sadece teknik konularda değil sosyal konulardada faaliyetler yapmak istiyoruz. İkinci sinema günlerini gerçekleştirdik. Emniyet müdürü, büyükşehir belediye başkanı bizi ziyarete geldi. Onlarla da ortak işlerimiz var. Bir çok kuruluşla, sivil toplum örgütleriyle ortak yapacağımız iş var."

-"Belediyelerle ortak işlerimiz var dediniz, nedir mesela?"

ŞAHİNBEY VE ŞEHİTKAMİL BELEDİYELERİYLE ANLAŞAMADIK

-"Belediyelerle bir kere asansör işlerimiz var. Belediyeler aslında şehrin patronudur, şehrin hakimidir. Mekanik tesisat projeleri belediyelerden geçiyor. Asansör bakımları aynı şekilde belediyelerle yürüyor. Yalnız bu dönem biz Gaziantep'te belediyelerle anlaşamadık başka bir firmayla anlaştılar. Kahramanmaraş'ın Afşin, Elbistan ilçesinde, Kilis, Nizip'te temsilciliklerimiz var. Kahramanmaraş'ta iki tane merkez ilçe var. Dulkadiroğlu belediyesi ve 12 Şubat belediyesi. Onlarla anlaşma yaptık. Onların bakımını yapıyoruz. Bu konuda akrediteyiz zaten. Fakat Şehitkamil ve Şahinbey belediyeleri bu yıl başka firmalarla anlaştılar. Tabi biz her sene talibiz. Bu işi en iyi yaptığımıza inanıyoruz."

-"Belediyeler asansör işini neden Oda'ya vermedi?"

BİZDE BEKLENTİ OLMAZ

-"Belediyelerle anlaşamadık, detayı bilmiyorum. Fakat bizim standart fiyatlarımız var, belki daha uygundur diye başka firmaya verdiler. Belki başka bir sebep vardır bilemiyorum. Ama biz daha önce belediyelerin asansör kontrollerini yaptık. Ondan sonraki yıllarda başka firmaları tercih ettiler. Kendilerine göre ne kriterleri var bilemiyorum ama biz her yıl talibiz. Ondan sonra TSE ile anlaştılar. Biz Anayasanın 135 maddesine göre kanunla kurulmuş, yarı resmi kamu kurumuyuz. Aslında bu tip anlaşmaların bizimle yapılması hem kamu adına hem de halkımız adına daha faydalı olabileceğine inanıyorum. Çünkü bizde en ufak herhangi bir beklenti olamaz."

-"Belediyelere bir çağrınız var mı?"

EN İYİSİNİ BİZ YAPARIZ

-"Biz sadece işimizi ve mesleğimizi yaparız ve en iyi yaparız. Başka arkadaşlarımız iyi yapmaz anlamında söylemiyorum ama kurumların ve teknik kurumların bu konuda çalışmış olması bence daha anlamlı, ama tabi yasalar böyle onların da hakları var. Belediyelere çağrım şu. Biz makina mühendisleri odası olarak daha iyisini yapacağımıza inandığımız için bizle çalışırlarsa tabiki daha iyi olur. Daha verimli, daha faydalı olacağımıza inanıyorum. En büyük desteği vatandaştan görüyoruz. Vatandaş bize çok güveniyor. En ufak şeyde bizi hakem olarak görmek istiyor ve bizim şu ana kadar hakemlik yaptığımız, verdiğimiz raporların hepsinde gerçek adalet olduğuna inanıyorum. Biz bu konuda profesyoneliz. En iyisini biz yaparız diye düşünüyoruz."

-"Asansör konusu çok önemli. Gaziantep'te asansörlerin durumu nedir, rakamsal bir veri var mı?"

ASANSÖRLERİMİZİN DURUMU İYİ DEĞİL

-"Son dönemlerde çok sık yasa değişiyor. Mesela biz yeni oda hizmet binamızı 3 ay önce bitirdik. Asansörlerimiz tüm şartlara uygundu. Fakat daha ruhsatımızı almadan yasa değişti, tabi birkaç şey daha eklemek durumunda kaldık. Yani yasa çok sık değişiyor. Eski asansörlerin durumu çok vahim. Ama yeni asansörlerde bile bazı sıkıntılar var. Aslında bunu belediyeler ilk yapılırken yeni binalarda daha sıkı tutmalı, daha sık denetlemeli. Gaziantep'te eski bina çok. Asansörler kritik. Eskiden Gaziantep'te 5-6 katlı binalarda asla asansör olmazdı. Şimdi o kadar hassaslaştıki olay iki duraklı bir villada bile artık asansör yapımını teşvik etmeye çalışıyoruz. Daha mimari başlangıçta asansör kuyularının bırakılması gerekiyor. Yapılmıyorsa bile kapatılmalı, ileride o binada bir insanın sakatlanması, hasta olması durumu gözönünde bulundurulmalı. Genel anlamda asansörlerimizin durumu çok iyi değil. Bizim dönemimizde yüzde 85'lere yakın standartlara uymayan asansörler vardı. Son 4-5 yıldır düşüş olmuştur. Son rakamlar TSE'de mevcut."

-"Makina mühendislerinin en büyük sıkıntısı nedir?"

MAAŞ VE İTİBAR SIKINTISI VAR

-"Gaziantep merkezde 1600 civarında olmak üzere 2100'e yakın üyemiz var. En büyük sorun meslektaşlarımızın çalışma hayatlarındaki gerçekten emeklerinin karşılığını alamamaları, standartların düşük olması, işsizlik problemi de var tabi. Maaş sorununun yanısıra itibarların sağlanamadığı sektörlerde var. Sanayide üretim olduğu sürece makina mühendislerine veya bizim sistemlerimize ihtiyaç var. Sanayideki kuruluşların cihazlarının periyodik bakımlarını yapıyoruz. Çünkü orada, iş sağlığı açısından çok ciddi sıkıntı yaratabilecek makinalar, ekipmanlar var. Oradaki çalışma koşulları, büyük firmalarda çok sorun olmuyor fakat bazı firmalarda bu sıkıntı olabiliyor. Mesela bizim belirlemiş olduğumuz asgari mühendislik ücreti var. Bunu vermesi lazım. Fakat mühendislik diploması olmasına rağmen onu teknik personel gösterebiliyor. Bunların hepsini konuşarak aşmamız lazım. "

-"Mühendislere yeterince değer verilmiyor mu?"

BÜYÜME MÜHENDİSLİKLE OLUYOR

-"Maalesef Türkiye olarak mühendisliğe çok önem veren bir ülke değiliz. Mesela Türkiye'de 10 bin kişiye 17 doktor düşerken, OECD ülkelerinde bu rakam 34, Yunanistan'da 77. Almanya sanayide dünya devlerinden. Dünyanın eskiden 3. ekonomisiydi, Çin ve Hindistan girdikten sonra şu anda ilk 5'te. Bunun sebebi tamamen mühendislik bazlı çalışması. Dünya devi otomobiller, dünya devi pompa firmaları vs. Teknolojik firmaları var, bunların hepsi mühendislikle oluyor."

SANKO NE YAPIYOR DEMİŞLERDİ

-"1987 yılında Gaziantep'e geldim. O yıllarda Sanko sürekli mühendis alırdı. Benzer tarzda olan firmalar tek tük çalıştırırdı. Ya bu kadar mühendisi ne yapıyor Sanko, ne yapıyor? diyenler oluyordu. İşte sonuçta gördünüz. Sanko büyüdü, büyüyor. Yani kiminle yola çıktığınıza bağlı. Ne kadar kalifiye insanla çalışırsanız o kadar başarılı olursunuz. Benim çok sevdiğim bir laf vardır. Sizden çok zeki insanlarla çalışın. Ama bizde tam tersi, korkarız. Zeki adam beni yok eder diye düşünülür, halbuki zeki adam sizi daha öteye taşır. Bu işler Türkiye'de zor. Bizim bölgemizde biraz daha zor."

-"Sektörde işsizlik fazla dediniz, mühendis fazlamız mı var?"

MÜHENDİS FAZLASI VAR

-"Her ilde 3-5 tane üniversite ve buna paralel mühendislik fakültesi açılıyor. Çok mezun olduğu zaman zaten bunları eğitecek öğretim görevlisi problemleri de var. Sırf üniversite kurmuş olmak için ya da sırf bölüm açmış olmak için olunca tabi mühendislik fazlası oluyor. İnsanlar ondan sonra bir bakıyorsunuz esnaflık yapıyor, başka işe geçmişler. Bunlar güzel değil tabi. Kalifiye mühendis yetiştirmek çok önemli. İşte bizim odalarda bunda çok büyük bir köprü. Gaziantep Üniversitesi mühendislik öğrencileriyle ta öğrencilikten irtibata geçiyoruz. Öğrenci üyeliklerimiz var. Onları odaya adapte etmeye, mesleğe adapte etmeye çalışıyoruz. Mesleği sevdirmeye çalışıyoruz. Sosyal yönlerini geliştirmelerini, İngilizce dışında diğer dilleri de öğrenmelerini tavsiye ediyoruz. Özel mühendislik programları öğrenin diyoruz. Hayata artılarla başlamalılar, çünkü herkes diploma sahibi olacak."

"Odaların siyaset yapması doğru mu?"

SİYASAL SORUMLULUĞUMUZ DA VAR

-"Oda olarak sosyal ve siyasal sorumluluğumuzda var, bu ülke hepimizin. Nasıl bir fert bu ülkeye her yönden sahip çıkabiliyorsa, odamızında bunu yapması gayet normal. Odalar siyasete karışmasın, odalar siz mesleğinizle uğraşın çok doğru bir yaklaşım değil. O zaman sizde sadece belediyecilik yapın, sizde sadece otomobille uğraşın gibi birçok sebep çıkar ortaya. Oda çok doğru bir yaklaşım değil tabi. Doğru bildiğimizi, halkımızın ve meslektaşlarımızın menfaatine yapabileceğimiz en iyi şeyleri yapmak için çalışıyoruz. Kurallar ve yasalar çerçevesinde veya inandığımız fikirler doğrultusunda bunları yapmak için mücadele ediyoruz."

-"Gaziantep'e 1987 yılında geldiğinizi söylediniz. O yıllardaki Gaziantep'le bugünkü Gaziantep'i kıyaslayın desek neler söylersiniz?"

SOSYAL YAŞAM DA GELİŞMELİ

"Gaziantepli değilim, Ankara'da doğdum büyüdüm. Eşim Antepli. 30 yıl olacak. Gerçek Antepliyim. Gaziantep benim gerçekten sevdiğim bir şehir. 1987'de Gaziantep'e geldiğimde nüfus 500 bin civarındaydı. Bugün o güne göre Suriyelileri saymazsak en az 4 kat arttı. Şehrin sanayisi çok büyüdü. O dönemde 1. Organize vardı. Tabi endüstrinin gelişmesi, sanayinin gelişmesi çok güzel ama buna paralel giden bir sosyal yaşamında olması lazım. İnsanlarında bununla beraber eğitilmesi, yetiştirilmesi lazım."

-Bu sağlanamadı mı?"

MAHALLELER OLUŞTU

-"Şehirde sadece sanayileşirseniz olmaz. Sadece ticaret yaparsanız olmaz, çünkü biz hep şundan yanayız. Temel faktör, ana faktörümüz bizim insan. İnsanın mutlu olması. Çok üretimle de çok mutluluk olmuyor. Eğer sosyal hayat yoksa bir şehirde insanların mutlu olması mümkün olmuyor. Bunun nedeni çok hızlı sanayileştik. Göç aldığımız kesimde eğitim, kültür seviyesi biraz daha düşüktü. Bunları hızlı bir şekilde eğitip, sosyal hayata katıp, toplumun düzenine uydurmak lazımdı, ama biz bunu yapamıyoruz. Şu köylülerin mahallesi, şu şu ilçeden gelenlerin, şu ilin mahallesi gibi mahalleler oluşmaya başladı."

-Gaziantep'in eskiden sosyal ve kültürel yönden çok daha gelişmiş olduğu anlatılır?"

-"Gaziantep'te eskiden ikindi sazları yapılırmış, sanatçılar buraya gelirmiş, hatta bazı sanatçılar, buraya gelip onay alıp öyle sanat hayatına atılırmış. Gaziantep'in böyle bir misyonu varmış. Bir de ülkenin genel ekonomik yapısıda çok önemli. Gelen insanların cebinde para yok. Bunun yanısıra yanlış politikalar insanları çalışma yerine hazıra yemeye alıştırdı. Bu da etken. Bunların hepsi toplumsal yaşamda çok ciddi problemler oluşturuyor. Gene çekirdek merkezde birçok şey oldu. Bayazhan'ın katkısı oldu. O günden bugüne o sektör yüzde 3 büyüdüyse nüfus yüzde 300-500 büyüdü. Talep meselesi, halk bunu talep edecek."

-Sanayideki gelişmeyi neden sosyal hayatta sağlayamadık?"

DİREK KAMPÜSE GEÇMİŞİZ

-"Adana sosyal yönden bizden çok önde. Çukurova Üniversitesi'nin şehre çok büyük katkısı var. Üniversite ile halk çok bütünleşmiş. Zamanında Çukurova Üniversitesi'nde 80'li yıllarda şehrin içerisinde mühendislik fakültesi bir yerde, iktisadi idari bilimler fakültesi bir yerde kurulmuş. Halkla içiçe olmuş öğrenciler. Kahvehaneleri, lokantaları kullanmışlar. Bizde üniversite-şehir işbirliği biraz zayıf. Biz direk kampüse geçmişiz. Herkesi izole etmişiz. Gaziantep Üniversitesi'nde, halkla duvarlarımızı çevirmişiz. Güvenliklerimizi almışız. Gaziantep Üniversitesi'nde kendi üyelerimiz var, onlarla bile gerekli irtibatı sağlayamıyoruz. Öğrencinin lojmanı da orada. Öğrenci orada izole yaşıyor. Odaya gelemiyor, sosyal hayata giremiyor. Adı üzerinde kampüs. İzole ediyorsun çok doğru değil. Üniversitelerin şehirle, halkla insanlarla içiçe olmaları lazım."

BİZDE ÜNİVERSİTELER HAPİSHANE GİBİ

-"Gelişmiş ülkelerde üniversiteler böyle değil. Duvar yok. Direk geçebiliyorsunuz. Bizde bir hapishane gibi etrafını çeviriyoruz. Bu sadece üniversitede değil. Mesela Amerika'da bir çok eyalette duvar yapmak yasaktır. Yani villanızın veya evinizin etrafını duvar çeviremezsiniz. Ama devlet senin güvenliğini sağlarım diyor. Parkların etrafı bile duvarla çevriliydi. Parka sadece bir kapıdan girerdiniz."

Gaziantep'in şu anda en büyük sorunu nedir?"

GAZİANTEP'TE POTANSİYEL SIKINTI VAR

-"Bence şehirlerin en büyük sorunu her zaman güvenliktir. Güvenliğin olmadığı bir yerde başka hiçbir şey yapamazsınız. Ben yurt dışından bazı insanları davet ediyorum ilk sordukları soru buralar güvenli mi? Sizde bir yere seyahate giderken şehrin güvenliğine öncelikle bakarsınız. Gaziantep'in güvenlik açısından çok büyük potansiyel sıkıntısı var. Bir kere sınıra çok yakınsınız. 50-60 km ilerinizde bir savaş var."

-"Suriye politikasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?"

TAMPON BÖLGE OLMALIYDI

-"Gelen insanları çevirmek doğru değil ama bu işle ilgili çok ciddi bir departman ayırıp bunları tampon bölgede tutabilirlerdi. Herkesi tek tek kaydedip, tarayıp, kategorize etmek gerekiyordu. Daha sistemli olabilirdi, fotoğraf, parmak izi gibi. Bunların içinde doktorlar var, diş hekimleri, teknik insanlar var. Kontrol altına almak lazımdı yapamadık, gelişleri çok hızlı gelişti."

-"Gaziantep'te sosyal büyüme neden sanayi gibi sağlıklı olmadı?"

ÇOK EV DEĞİŞTİRİYORUZ

-"Bizde sürekli şehir sosyal yapısı değişiyor. Doku değişiyor insanlar başka semte geçiyor. Çok ev değiştiriyoruz. Avrupa'ya gidin 4. kuşak 5. kuşak aynı evde oturuyor. Sosyal büyüme sağlıklı olmuyor. Yabancı ülkelerde ciddi sosyal faaliyetler var. Kamil Ocak Stadyumunun 16 bin seyirci kapasitesi var. 2-3 bin seyirci geliyor, şehrin nüfusu 2 milyon. Yeni stada daha az insan gidecek. Borussia Dortmund takımını örnek verecek olursak, dünyanın sayılı 10 kulübü arasında. 87 bin kişilik statları var. Her maçta full doluyor. Şehrin nüfusu 300 bin kişi. Olayı bir karnaval havasına döndürmüşler sanat, kültür aktivitesi gibi maça gidiyorlar." Meral KINACILAR