Bu köşeden daha önce yazmış olmanın verdiği rahatlıkla yazıyorum. Birileri LİGİN rengi belli olmasın diye istim üstünde bir yerlerden senaryo üretmeye devam ediyor. Geçen hafta Fenerbahçe maçının LİG TV 'den anlatılışının altını çizmiştim. "Fenerbahçe başını alır giderse" diye başlayan onlarca yorumu ardı ardına söylemek mümkün. Açıkçası Cüneyt ÇAKIR'IN bu ilk yaptığı saçmalıklar değil son da olmayacak. Kararları tartışmak yerine genel olarak şunu söylemek mümkündür ki; söz konusu Fenerbahçe olunca bu kadar haksızlığı üst üste yapanlar acaba vicdanlarıyla nasıl helalleşecekler.... 10 kişi oynayan bir takım 11 kişi oynayan bir takımı sahadan nasıl siler aynen-yakin gördük. Hakem müsaade etseydi galibiyet bile alacaktı. Fenerbahçe'nin en büyük eksikliği söylenilenin aksine medyada takım lehine yorum yapanların olmamasıdır. Fenerbahçeli medya yalanını ortaya atan Hıncal ULUÇ'un kulakları çınlasın. Tarafsız olacağım diye eyyam yapanlardan bahsetmiyorum elbette... Yıllar önce bu konu ile ilgili Aziz Yıldırım'a bir mektup yazmıştım. Yine yazmalıyım sanırım... Gel de şimdi Selçuk YULA'yı bir kez daha rahmetle anma... *** Galatasaray'ın oynadığı oyun açıkçası her geçen gün beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. Kasımpaşa maç 1-0 iken Ezequiel Óscar Scarione karşı karşıya karşıya kaldığı pozisyonda golü atsa Kasımpaşa farka bile giderdi. Galatasaray şampiyon olduğu dönemdeki futbolunu mumla aratıyor. Sadece 15 dk oyun oynayan takım, Kasımpaşalı oyuncuları neredeyse tiyatroyu seyreder gibi seyrettiler durdular. Bu yıl Galatasaray lige adeta havlu atmış gibi. Sanırım bu şekilde devam ederlerse ilerleyen zamanlarda farklı skorlarla muhatap olabilirler... Avrupa'da ise herhangi bir şansı olduğunu düşünmüyorum. Juventus maçında da bir hezimet olursa hiç kimse çok fazla şaşırmasın... *** Sergen Yalçın'ın başarılı olacağını söylediğimde bazı arkadaşlar bana gülmüştü. "Fatma Şahin soyunma odasına girmiş" dediklerinde "saçmalamayın" demiş ama onları inandıramamıştım. Hatta Sergen Yalçın'ın İSTANBUL sevdası ve at yarışı hastalığı gibi söylemlerle buraya alışmayacağını, burada durmayacağın, birkaç hafta sonra da gideceğini söyleyen medyadan dostlarım vardı. Ben ise tam tersini savundum ve dedim ki, zeki futbolcu özelliğini takıma yansıtırsa ilerleyen haftalarda takım çok daha yukarılara tırmanacaktır. Seyircinin takıma sahip çıkmasını da önemsiyorum. İlk defa geçen hafta dolan stadın bundan sonra hiç boş kalmaması, tutkuyla ve aşkla takıma sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Seyirci takım için itici güç olmalı ve "hep destek tam destek" sloganıyla hareket etmelidir. Bir de seyircinin siyasetle ve başka işlerle değil sadece kendi işiyle ilgilenmesi ise çok önemlidir... Gaziantepspor bu şehir için ciddi anlamda bir marka değerdir ve bu değeri yukarılara taşımak seyircisinden iş adamına kadar herkesin görevidir... İşler iyi giderken değil işler kötü giderken destek çıkılmalıdır... İyi günde herkes dost olur... Devre arasında yapılacak takviyelerle takım çok daha iyi yerlere gelecektir... Ben birçok kimse inanmasa da buna yürekten inanıyorum...