12 Şubat 1921 de yani teslimden üç gün sonra Ankarada BMM.de Milli Savunma Bakanı . Fevzi Paşa şöyle diyordu :'-İki ay evvel Ayıntapın durumu hakkında açıklamalarda bulunmuştum . Bizim için önemini de arzetmiştim. Ondan sonra Fransızlar için Ayıntapın önemi iki kat artmıştı. Çünkü Ayıntapın direnişini gördükçe Suriye ahalisi ve çöl urbanı Fransızların bir gün Suriyeden sürülüp gideceklerine inanmakta idiler. Bunun için biz Ayıntapı ne kadar kurtarmak için uğraştık ise o da elinde tutmak için o derece uğraşmıştır, hatta daha fazlası ile. Biliyorsunuz ki ordumuz henüz kurulmaya başlamıştır...'

Hakkari , Bolu, Antep millet vekilleri Fevzi Paşayı ordunun üzerine düşeni yapmadığı hususunda gene sıkıştırırlar ve oraya niçin daha fazla kuvvet gönderilmediğini sorarlar.

Fevzi Paşa ' Ordunun yeni teşekkül ettiğini arzetmiştim. On aydan beri hükûmeti istikrar( dengelemek,) ile uğraşıyoruz.Bundan üç ay önce hükûmetimiz müstakar(İstikrarlı) (sallantılı idi) değildi. Ben altı aydır kuvvet toplamayla uğraşıyorum. Efendiler Antep bundan altı ay evet sükut ediyordu. Oraya gönderdiğimiz kuvvetler silah ve mühimmat sayesinde kurtulmuştur.'

Zaman her şeyin sebebi ve sonucu değil midir?

O günlere nasıl gelindi? Bunu iyi kavrayabilmek için biraz eskilere 1914 yıllarına gitmek gerek.

Şimdi 1914 Haziran ayındayız.Avusturya uyruklu Bosnalı bir öğrenci oturup uslu uslu ders çalışacağı yerde gidip Avusturya-Macaristan İmparatorluğu varisi Arşidük Franz Ferdinandı vuruyor. Bunu bahane eden Avusturya- Macaristan ,Sırbıstana savaş ilan ediyor. Savaş , kendi çıkarları için zaten savaşı bekleyen, öteki devletlere de sıçrıyor.

Osmanlıya gelince ;

İngiltere ve Almanyaya savaş gemileri ısmarlamış, paralarını da peşin ödemiş.

İngilizlere ısmarladığı gemilerin ismini bile koymuş.Reşadiye ve Sultan Osman. Ama İngiltere gemileri vermiyor. Vermiyor çünkü Osmanlının Almanlarla gizli de olsa bir anlaşma içinde olduğunu biliyor.

Almanlarsa Osmanlıya kendi yanında savaşa sürüklemek istiyor ve işte fırsat çıktı.

İki Alman gemisi bu sıralar Akdenizde Adları. Göben ve Breslau.

Osmanlının genel kurmay başkanı Enver Paşa. Bu iki Alman gemisine boğazı açtırıyor ve 'Bu gemileri ben satın aldım bunların adı Yavuz ve Midilli' diyerek İngiltereye yutturmaya kalkışıyor. İngiliz ve Fransız gemileri zaten bu iki geminin peşindeydi. Çanakkale boğazını ablukaya alıyorlar. Osmanlı da 1 Ekim 1914te Boğazı kapatıyor.

İki Alman gemisinin tüm mürettebatı Alman. Almanlara Osmanlı deniz askeri üniforması giydiriliyor. Ve bu gemiler 23 Ekimde Karadenizde bazı Rus gemilerini batırıyor ve Rus limanlarını topa tutuyor. Buna karşılık Ruslar da Osmanlıya savaş açıyor. İngiliz donanması da Çanakkale Boğazını topa tutuyor ve 5 kasım 1914 de İtilaf devletleri yani İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya.... Osmanlıya savaş ilan ediyor...

Bu birinci dünya savaşıdır ve dört yıl sürecektir.

Ruslara karşı Kafkas Cephesinde savaşıyoruz…Kış bastırmıştır. Askerlerin üzerinde tiril tiril yazlıklar...Enver Paşa hatasını tamir etmek üzere, üç yük gemisine kışlık giysiler, erzaklar , mühimmat yükletir ve 6 Kasım 1914 sabahı İstanbuldan Trabzona hareket ettirir. Trabzondan sonra karayoluyla asker ve tüm yükler Sarıkamışa ulaşacaktır.

7 Kasım1914 günü Ruslar bu gemileri batırırlar. Enver Paşa tüm bunları halktan gizler.

18 Aralık 1914 tarihinde Doğu Anadoluda Ruslara karşı Sarıkamış herekatı başlar. Enver Paşada bölgeye hareket eder.

10 Ocak 1915te yani Antepin açlığa tesliminden 6 yıl önce, 60 ya da 90 bin olduğu söylenen ve içlerinde muhakkak ki Anteplilerin de bulunduğu askerler bu tiril tiril yazlık elbiseleri içinde donarak ve düşmana bir kurşun bile atmadan ölürler. Enver Paşa bunları da halktan saklayarak İstanbula döner.

İngilizler, 3 Kasım 1914de Seddülbahir ve Kumkale Tabyalarını denizden topa tutarak 19 Şubat 1915 de tüm savunma hatlarını yok ederek karaya asker çıkarırlar.

Artık Çanakkale Savaşları diye bildiğiniz savaşın en kanlı kısmı başlamıştır. 7-8 Mart gecesi Nusret Mayın gemisi boğazı mayınlamıştır. Bu yüzden itilaf devletleri büyük kayıplar verirler. Bunun üzerine 70.000 Anzac askeri 100 ü aşkın Büyük, 300ü aşkın küçük savaş gemileriyle itilaf devletleri Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerine asker çıkarırlar.Tarihlerden 25 Nisan 1915. Bundan bir gün sonra İtalya da İtilaf devletlerine katılmıştır.

Bu kadar askerin topun tüfeğin modern savaş araçlarının karşısında çorapsız ayaklarında, delik pabuçlarıyla, doğru dürüst sıcak karavana bile yiyemeyen ama başlarında :Ben size ölmeyi emrediyorum! diyen, dünyanın en büyük askeri dehalarından biri vardır. Kimdir bu miralay?

Her iki taraftan eksiği fazlasıyla ikişer yüz bine yakın insan öldü.

Aralık 1915-Ocak 1916 arasında İtilaf Devletleri Geliboluyu terk etmek zorunda kaldılar.

Şimdi yeniden 1915lerdeyiz . Anadolu da durum şu: Taa 1850 'lerden beri, Osmanlının zayıflamasını fırsat bilen yabancı güçler,-Bunların başında Rusya, İngiltere, Fransa, Amerika gelir -Osmanlının bünyesindeki gayri Müslim unsurları ve hatta Müslüman oldukları halde başka etnik kökenden gelen unsurları, örneğin Kürtleri, 'SİZLERE BAĞIMSIZ DEVLET KURDURACAĞIZ !' vaatleriyle Osmanlıya karşı kışkırtmışlardır.

Fransızlar Urfa ve havalisini terkederken Fransız tümen komutanlığı şu emri yayınlıyordu: Yerinizi dost aşiretlere terkediniz ve onlara deyiniz ki' Bu tahliye kuvvetlerimizi bir merkezde toplamak içindir. Bu çekilişin memleketi terk etmek demek olmadığını izah edin. Bağımsız bir Kürdistan kurulması sözümüzde durduğumuzu izah edin!''

Bu arada Ermenileri de kışkırtmaya, örgütlemeye, silahlandırmaya başlamışlar ve de savaş halinde bulunun Osmanlı ordusunu arkadan vurmaya ya da bu unsurları kendi yanlarına çekerek 'OSMANLIYA KARŞI SAVAŞMAYA ' ikna etmişlerdir..