Özel Deva Hastanesi Dahiliye Uzmanı Doktor İzzet Burhanettin Seçkin, Ramazan Bayramı’nda diyabet, kalp ve tansiyon gibi kronik hastalıkları bulunan kişilere tatlıdan kaçınmasını önererek, "Ağır yiyeceklere bodoslama dalmayın!” dedi.

Doktor Seçkin, yaz ayının kavurucu sıcağında oruç tutarak vücudunu dinlendirenlere, Ramazan Bayramı öncesinde uyardı. Özellikle knonik hastaların yiyeceklerine ve içeceklerine özen göstermesini isteyen Seçkin, sağlıklı beslenmenin sihirli ip uçlarını verdi.

SÜTLÜ TATLI TÜKETİN

Baklava yemenin farz olduğunu düşünen bir şehirde yaşadıklarını anlatan Seçkin, şöyle konuştu: “Ramazan ayının sonunda beslenmeye çok dikkat edilmesi gereken hususlar var. Öncelikle şeker tüketiminin azaltılmasını kesinlikle öneriyoruz. Havalar sıcak gittiğinden baklava gibi şekerli gıdaların yerine sütlü tatlıların tüketilmesini istiyoruz. Sütlüaç'ı bile tatlıdan saymayan Gaziantepliler, baklava tüketimini şart gibi görüyor. Baklavayı tüketecek olsak bile mümkün olduğu kadar az, bayram ziyaretlerinde 3-5 dilim baklava yerine tadımlık alırsak, vücudumuza daha az zarar vermiş oluruz" dedi.

AŞIRIYA KAÇMAMAK ŞARTIYLA

"Ramazanda vücut metabolizması kendini toparlamaya çalışıyor" diyen Seçkin, "1 ay boyunca uzun süre aç kaldıktan sonra bayramda tekrar ağır yiyeceklere bodoslama dalarak, vücudumuzu alt üst etmememiz lazım. Bayramda yuvalama yemeden olmaz, mümkün olduğu kadarıyla daha az yağlı olan yuvamayı tercih etmek gerekir. Az ve sıklıkla yemek daha doğru olacaktır. Tıka basa yemekten uzak durulmasını öneriyoruz. Bayramda güne hafif bir kahvaltıyla başlamak en doğrusu olacaktır. Peynir, zeytin, domates, kepek ekmeği gibi mideyi zorlamayacak besinler aşırıya kaçmamak şartıyla yenebilir."

AZ AZ VE SIKLIKLA

Dikkat çeken bilgiler veren Seçkin, "Doğru beslenildiği takdirde hem ramazandan sonra vücudun toparlanmasına zaman kazandırılır hem de kalp, karaciğer ve böbrekler az yorulmuş olur. Böyle olunca diyabet, kolestrol ve kalp rahatsızlıkları olan kronik hastaların sıkıntısı azalacak. Şeker hastalarına şekerli yiyecekler yemeyin desekte nasılsa yiyecekler. En doğrusu şekerli gıdaları hiç yememektir, ama yenilecekse de çok küçük miktarda, sık aralıklarla tüketilmesini öneriyoruz. Bir porsiyon tatlıyı bir öğünde tüketilmesi yerine onu 3-4 öğüne bölerek yemenin şekeri bir anda yükselmesini önleyecektir"

MUTLAKA SIVI TÜKETİN

Son yılllarda Ramazan ayının aşırı sıcaklara denk gelmesi dolayısıyla vücut susuz kaldığına işaret eden Seçkin, "Ramazandan sonra bol bol sıvı tüketin, ramazanda yemekle birlikte sıvı tüketiliyordu ama ramazandan sonra insaların, ‘nasıl olsa sıvı tüketirim’ diyerek canı pek istemeyebilir, mümkün olduğu kadar yemekte bol miktarda sıvı tüketmemiz lazım ki metabolizmamız ona uygun cevap verebilsin."

KRİZ GELMEDEN ÖNLENİRSE…

Seçkin devamla: "Kronik hastalar, tüm uyarılara rağmen tatlı krizine girerse hemen hastaneye gitsin, bir uzman hekime görünsün. Hekimler, o hastayı o hale getirmemeye çalışır. Hasta, tüm uyarılara rağmen o hale geldiyse artık iş işten geçmiş oluyor. Bu tip hastalara uyguladığımız tedaviler, hastayı hayata tutundurmaktır. Örneğin, trafik kazası geçirmeden önce emniyet kemeri takarsan faydası olur. Kazadan sonra kemer takmanın hiçbir manası yoktur. Artık kaza olmuştur. Hekimler, tansiyon, şeker ve kalp krizlerini engellemeye çalışır, olduktan sonra zamanı düzeltmekle geçecektir.” SALMAN ERDİNE