Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Üroloji Uzmanları Yrd. Doç. Dr. Hatem Kazımoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet N. Mercimek tarafından, halka açık konferanslar kapsamında bilgilendirme yapıldı.

SANKO Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı da olan Yrd. Doç. Dr. Hatem Kazımoğlu, prostatın erkek üreme sisteminde bir organ olduğunu belirterek, “Prostat hastalıkları orta ve ileri yaş grubu erkeklerde sıkça görülür. Başarılı bir tedavi için erken tanı çok önemlidir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Kazımoğlu, mesanenin hemen önünde yer alan prostatın, idrar yolunu çepeçevre saran, sadece erkeklerde bulunan bir organ olduğunu, şekil ve boyut olarak, cevize benzediğini, ‘kapsül’ adı verilen bir zarla çevrelendiğini söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Kazımoğlu, Temel görevi üreme ve boşaltım sistemi ile ilgili olan prostatın üreme açısından görevinin spermlerin taşınmasından sorumlu olan semeniniçindeki sıvıların üretimi olduğunu anlattı.

Kazımoğlu, “Prostattaki küçük kanallar sayesinde, bu sıvılar mesanedeki sıvıyı üretra kanallarına iletir. Orgazm esnasında prostat sıvısı, prostatın her iki yanında yer alan seminal veziküllerden gelen sıvı ve spermle birleşerek, meniyi oluşturur. Boşaltım sisteminde prostatın konumu, bu sistemin sağlıklı işlem görmesiaçısından büyük önem taşır. Çünkü sperm, vasdeferens adı verilen kanallar yoluyla, testislerden yukarı doğru çıkar. Kas kasılmaları ile meninin, üretra dışına atıldığı ejekülasyon (boşalma) olayı gerçekleşir. Ejekülasyon sırasında, meninin doğru yönlenmesi ve geriye gitmemesi için internalsfinkter kasılı halde kalır. Böylelikle ejekülasyon sırasında idrar yapılması da engellenir.”

PROSTAT HASTALIKLARI

Prostat bezinin idrar yolunun üst kısmını çevrelemesi nedeniyle, idrar yolunu daraltarak ve ileri aşamada tıkayarak işeme sorunlarına neden olabileceğine dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Kazımoğlu, prostatta görülebilecek hastalıkları şöyle sıraladı, “Çoğunlukla bakteriyel enfeksiyon sonucu oluşur inflamasyon durumunda, prostat şiş ve hassastır. Genç ve orta yaşlarda daha sıkgörülür.İyi huylu prostat büyümesinde (BPH-Benign Prostat Hiperplazisi),genellikle prostat idrar yolunu daraltır, idrar yapmada sorunlara yol açar. Prostat kanseri genel olarak orta ileri yaşlarda görülürken, yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Dokuların anormal büyümesi ve kontrolsüz çoğalması sonucu gelişir. Daha çok orta ve ileri yaş erkeklerde görülen bazı belirtiler, prostat hastalığına işaret edebilir. İdrarla ilgili rahatsızlık verici ve bazen ağrılı olabilen belirtiler prostat hastalığını akla getirmeli. İdrar yaparken yanma hissi (dizüri), sık idrar yapma (pallakuri), gece sık idrara kalkma (nokturi), idrar yapmakta zorlanma (hesitency), idrarın uzağa fırlatılamaması (projeksiyonda azalma), idrarın ince çıkması (kalibrasyonda azalma), idrar yaptıktan sonra mesanenin tam boşalmaması hissi (rezidüelvolüm hissi), idrar sonrası damla damla idrar gelmesi (terminal dribling), ani işeme hissi (urgency), idrarda kan görülmesi (hematüri), prostat hastalıklarının belirtileridir” dedi.

TEDAVİSİ

Prostat hastalıklarında temel tedavi seçeneklerine de değinen Yrd. Doç. Dr. Kazımoğlu, “İnflamasyonda (Prostatit), ilkin antibiyotikler tercih edilebilir. Analjezik ve antienflamatuarlar, ağrı ve rahatsızlığı azaltabilir.İyi huylu prostat büyümesinde (BPH) tedavi temel olarak, 5? Reseptör Blokörleri ve ?Redüktaz İnhibitörleri ilaçlardan oluşan Medikal Tedavi yanında, Açık Prostatektomi, TUR - P ve Laser Prostatektomiden oluşan Cerrahi Tedavi seçenekleri mevcuttur. Prostatınen önemli hastalığı olan kanser konusunda ise erken teşhis önemlidir. Erkelerde en sık görülen kanserde, tedavide temeli, hastalığın evresi ve yaştır, bu nedenle de erken teşhis çok önemlidir. Erkeklerde en sık görülen kanserlerden biri prostat, kanserden ölümlerin ikinci en sık nedenidir. Erken tanı önemlidir çünkü erken evrede, başarılı tedavi şansı yüksektir. 40 yaşından sonra düzenli prostat kontrolleri önemlidir” şeklinde konuştu.

BÖBREK VE İDRAR YOLU TAŞLARI

Yrd. Doç. Dr. Mehmet N. Mercimek ise, “Böbrek ve İdrar Yolu Taşları” konusuna değinerek, “Üriner sistem idrarının oluşup vücuttan atılmasını sağlayan böbrek, üreter, mesane (idrar kesesi) ve üretradan meydana gelir” dedi.

Bu sistem içerisinde çeşitli sebeplerden dolayı oluşan, mineral ihtiva eden sert kristallerin zaman içerisinde büyüyerek, üriner sistem taş hastalığına yol açtığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mercimek, üriner sistem taş hastalıkları için risk faktörlerini özetleyerek, “Vücutta oluşan taşların meydana geliş sebebi tam olarak bilinmemesine rağmen yaş, cinsiyet, beslenme, sıvı tüketimi, çeşitli hastalıklar, çevre ve iklim şartları üriner sistem taş hastalığı için risk faktörleri arasında sayılabilir. Üriner sistem taş hastalığıerkeklerde, kadınlara oranla daha fazla görülür. Çocuklarda ise üriner sistem taşlarının görülme sıklığı giderek artmaktadır ve günlük üroloji pratiğinde önemli bir hasta grubunu oluşturur” ifadelerine yer verdi.

Üriner sistem taş hastalığının tedavisine de değinen Yrd. Doç. Dr. Mercimek, “Teknolojideki ilerlemeler sayesinde taş hastalığı tedavisinde açık cerrahi yöntemlerin kullanılması giderek azalmaktadır. Taşın boyutu, yeri, üriner sistemde oluşturduğu etki ve taşın cinsi uygulanacak tedavi yöntemini belirler. Vücut dışı şok dalgası tedavisi ve kapalı ameliyatlar (endoskopik girişimler) güncel tedavi yöntemlerinin önemli bir kısmını oluşturur. Üriner sistem taş hastalığı tekrar edebilen bir hastalıktır. Taş hastalarının belirli aralıklarla hem yeni taş oluşumu açısından, hem de böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi sebebi ile düzenli takip edilmeleri gerekir. Aksi halde idrar yollarında oluşan taşlar,tıkanıklıklara yol açarak, böbrek fonksiyonun bozulmasına ve sonuçta böbrek kaybına yol açabilir” diye konuştu.