En büyük sivil toplun örgütleri futbol kulüpleridir. Kulüpler sahip olduğu taraftar kitlesi, toplum üzerindeki ağırlığı, yazılı ve görsel basında yaydığı enerjiyle, hiçbir kurumun üstesinden gelemeyeceği kadar muhalefeti örgütlemesiyle başlı başına bir güçtür. Çoğu insan yaşadığı şehrin parlamentoda kaç milletvekiliyle temsil edildiğini bilmez. Bu milletvekillerinden sayabildiğiniz kadarının isimleriyle partilerini biliyor musunuz? deseniz afallanırlar. Ancak o şehre ait bir ya da birkaç futbol kulübünün Başkanını, yöneticilerini sorarsanız, sporla ilişkili olan hemen hemen herkes bilir ve tanır. Onun içindir ki, bu kulüplerin yöneticisi olmak için paralar dökülür, zaman harcanır ve insan kendi yaşamında kulüp için önemli bir yer açmakta bir beis görmez. Medyatik olmak, şöhretle taçlanmak, imtiyazlı yaşamak ve bir futbol kulübünün kalkanıyla korunmak bulunmaz bir fırsattır. Gaziantepspor?un eski Başkanlarından Celal Doğan bu kartı en iyi oynayanlardan biridir. 68?li tabir edilen, devrimci bir kuşağa sahip olan mensubiyeti Legal siyasete tahvil eden Celal Doğan kısa vadede parlamenter kisvesine bürünmüş, aynı yolu izleyerek yaşadığı topraklara şehr-ül emin olmuştu. Gaziantepspor kulübünün başına beklenen kurtarıcı ya da göklerin müjdelediği mehdi edasıyla inen Celal Doğan, 15 yıllık Belediye Başkanlığı dönemini bu kulübün sağladığı rahatlık ve sporun siyasete getirisiyle omuzlamıştır. Celal Doğan?ın yerine Gaziantepspor?a Başkan olan İbrahim Kızıl da aynı yolu ve yöntemi izleyerek bu büyük kulüpteki yürüme yolunu tayin etme çabasındadır. Celal Doğan?ın himmetiyle yönetim kurulunda kendine yer bulan İbrahim Kızıl?da esamesi okunmayan bir çizgiden, özelde Gaziantep, genelde Türkiye spor medyasının parlattığı bir yıldıza dönüşmektedir. Ancak Celal Doğan?la İbrahim Kızıl arasındaki, alaylı ve okullu yetişmesi anlamında müthiş bir fark olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Buna mukabil Gaziantepspor?un sağladığı imkanlarla isimleri sıfat bulan bu her iki Başkanın Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleriyle olan organik ilişkileri her zaman yadırganmıştır. Bir taşra kenti kulübünden yola çıkan bu yoz anlayış bu üç kulüple medyada öne çıkan ilişkilerini ranta dönüştürmekte pek mahirdir. Futbolcu değiş tokuşu şehrin bütün muhalefetine rağmen uygulama sahasına sürülmüş ve kapalı kapılar arkasındaki bu derin ilişkiler kulübü giderek radikalleştirmiştir. Zira Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin hatırı, Gaziantepspor?lu kitlelerin hatırından daha önemli sayılmıştır. Kulüp Başkanının yörüngesinde dönen yönetim kurulu üyelerinin de, bir avuç Gaziantepspor?lu taraftarında kıymet-i harbiyesi yoktur ya da bunların kıymetlerinin gözetilmesi söz konusu olamaz. Böylece bu kulüp giderek bütün bir kentin temsilini sağlayan bir teşekkül olmaktan uzaklaşarak Başkanların isimleriyle anılır olan nevi şahsa münhasır bir kişiliğe bürünmüştür. Bu yolla Gaziantepspor?lu taraftar kitlesi artan nüfus yoğunluğuyla ters orantılı olarak giderek azalmaktadır. Şehir Gaziantepspor?un şahsında heyecanını yitirmiş, bir süper lig kulübü olmasına karşın 2. ligdeki birleştirici ve bütünleştirici kimliğinden uzaklaşarak, moral değerleri sürekli zayıflar bir hale bürünmüştür. Hele hele Gaziantepspor kulüp Başkanının ağzından basına yansıyan ve taraftarı aşağılayan ifadeler tam bir kırılma noktası olmuştur. ? Gaziantepspor? un başına bir Gaziantep?li geçsin? serzenişleri giderek kitleselleşen bir realitenin yansıması gibi bütün bir kente sirayet etmektedir. ? Gaziantep?te küçük bir prenslik kuran Konukoğlu ailesinin elini artık taşın altına koyma zamanı gelmiştir.? diyen istem ve inanç tavan yapmıştır. Gaziantepspor gibi büyük bir kulüp eğer birilerinin elinde dumura uğrayarak, kimi zaman bir elma şekerine, kimi zaman şahsa ait bir dükkana dönüşüyorsa, burada iyi düşünmek ve durumdan vazifelenmek gerekmektedir. ? Madem ki bu kulüp Gazianteplilerin gayrı herkesindir. O zaman bizim orada bulunmamızın bir esvab-ı mucibesi yoktur. Birileri bu kulübü bize rağmen kendi maceralarına alet edebiliyor ve bizi yok sayma hakkını kendine bulabiliyorsa, biz bu oyunun konu mankeni ya da zevahiri kurtarma operasyonlarının ucuz figüranı asla olmayacağız.? diyen Gazi kentin çığlığı giderek yükselmektedir. Son söz: Bu zamana kadar Gaziantepspor?un başına geçen ya da yöneticilik yapan kişilerin çaba ve gayretleri, Gaziantepspor?un onlara sağladıklarının yanında pek cüzi kalmaktadır. Hiç kimse Gaziantepspor?dan daha büyük değildir. Güç ve ihtişam, kişiliklerini bu kulübe ve Gaziantepspor?lu kitleye dayatanların değil, Gaziantepspor?undur.