TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaklaşan yerel seçimler öncesi çiftçilerin belediyelerden beklentilerine ve taleplerine yönelik Ziraat Odaları aracılığıyla yapılan çalışmanın sonuçlarını paylaştı. Tarımın stratejik bir sektör olması nedeniyle tüm dünyada desteklendiğini söyleyen Bayraktar, Türkiye’de de kamu aracılığıyla tarım sektörüne birçok farklı araçla destek verildiğine işaret ederek, “2012 yılında yayınlanan 6360 sayılı Kanun’un 2014 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte büyükşehir ile ilçe belediyelerine tarım sektörüne yönelik hizmet ve faaliyetler konusunda görev ve yetkiler verildi” dedi.

Türkiye’de kırsal alana hizmet etme görevinin 81 ilin 30’unda büyükşehir belediyelerinin, kalan 51 ilde ise il özel idarelerinin yetkisinde bulunduğunu hatırlatan Bayraktar, “Kanunla verilen görev ve yetkiler sonucu 2014 yılından bu yana büyükşehir belediyeleri tarımsal üretimin doğrudan içindedir. Geçen süreç içerisinde büyükşehir belediyeleri tarıma yönelik hizmet götürme birimlerini oluşturdu. Bu açılan birimler bölgeleri dahilinde tarıma ve kırsal alanlara yönelik çalışmalar yapıyor, destekler veriyor” diye konuştu.

GTO'da üzen ölüm GTO'da üzen ölüm

TZOB tarafından yapılan çalışmaları aktaran Bayraktar, “İl ve ilçelerde belediyelerin tarım sektörüne yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar ve çiftçilerin belediyelerden beklentileri tespit edildi. Yapılan çalışma neticesinde büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde tarım alanlarının yeterince korunmadığı, verilen desteklerin çiftçiler tarafından yeterli bulunmadığı tespit edildi” açıklamasında bulundu.

Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla 23 milyon 941 bin 709 hektar tarım alanı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Toplam tarım alanının yüzde 55,7’si, yani 13 milyon 337 bin 897 hektar büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde bulunan 30 ildedir. 2014 yılında 30 büyükşehir belediye sınırlarında bulunan işlenen tarım alanı ve uzun ömürlü bitki alanı toplamı 13 milyon 589 bin 850 hektardır. 2023 yılında ise yüzde 1,85 azalarak 13 milyon 337 bin 897 hektara geriledi. 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 10 yıl geçti ve bu sürede büyükşehirlerde 2 buçuk milyon dekarlık işlenen tarım alanı yok oldu. Büyükşehirlerin önemli kısmı sanayinin fazla olduğu, sahile yakın, turizmin daha ön planda olduğu illerden oluşuyor. 1. sınıf verimli tarım arazilerinin fazlaca olduğu bu illerde tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanımına yönelik tehdit gün geçtikçe daha da artırıyor.”

“Kırsal nüfusun oranı yüzde 23’e geriledi”

Türkiye’de kırsal nüfusun azaldığını söyleyen Bayraktar, şöyle konuştu: “Dünya Bankası’nın verilerine göre 2014’te Türkiye nüfusunun yüzde 27’si kırsalda yaşarken, 2022’de bu oran yüzde 23’e geriledi. Son yıllarda kırsaldan kente göçün hızlandığı göz önüne alındığında karşımıza ilk olarak kırsal bölgelere sosyal ve kültürel yaşantıyı geliştiren hizmetlerin götürülmesi gereği çıkıyor. Belediyeler, kırsal hayatın doğal yapısını bozmadan sosyal ve kültürel açıdan destek vererek, buraları yaşanılabilir hale getirmelidir.”

“Yine yaptığımız çalışmada 6360 sayılı Kanun'la 30 büyükşehir belediyesinde tarımsal üretime yönelik kurulan birimlerle çeşitli destekler verilmesine rağmen diğer belediyelerde tarımsal üretime yönelik faaliyetler yok denecek kadar azdır. Belediyelerce verilen desteklerin başında en fazla tohum, fide, fidan dağıtımının yapıldığı tespit edildi” diyen Bayraktar, “Ayrıca bazı belediyeler tarafından afet sonrası yardımlar, mazot, gübre, yem, ilaç, tarım alet-makine, malç naylonu, tekne bakım malzemesi, sera yardımları yapıldığı ve kırsal kalkınmaya yönelik projeler üretildiği de tespitlerimiz arasındadır” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ekim alanlarının yüzde 56’sı, sebze bahçeleri alanlarının yüzde 68’i, meyveler, içecek ve baharat bitkileri alanlarının yüzde 75’i büyükşehirlerde bulunuyor. Ayrıca büyükşehirlerde Türkiye sığır varlığının yüzde 54,8’ine, koyun varlığının yüzde 56’sına, keçi varlığının yüzde 56 buçuğuna ve kümes hayvanlarının yüzde 67’sine sahiptir” diyen TZOB Başkanı Bayraktar, “Ülkemizde bulunan tarım alanlarının yüzde 55,7’sini oluşturan, bitkisel ve hayvansal üretimin yarıdan fazlasının yapıldığı 30 ilde tarımsal üretime ve çiftçilere verilen önem ve ayrılan kaynak daha fazla olmalıdır. Kırsala harcanacak kaynağın yerinde kullanılmasına dikkat edilmeli, ihtiyaçlar yerinde tespit edilerek çözüm sağlanmalıdır. Dolayısıyla belediyelerin yaptığı ve yapacağı desteklerin çiftçi odaklı olması önemlidir” açıklamasında bulundu.

Bayraktar konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Köy tüzel kişiliğine ait tarım arazilerinin 6360 sayılı Kanun'la büyükşehir belediyelerine devredilmesiyle köylere ait arazilerle verimli tarım arazilerini korumak büyükşehir belediyelerinin en önemli sorumluluklarından biri haline geldi. Büyükşehir belediyeleri, kendilerine emanet edilen bu arazilere sahip çıkmalıdır. Tüm belediyeler arazilerin amacı dışında kullanılmaması ve imara açılmaması konusunda her türlü tedbiri almalıdır. Belediyeler, her ilde oluşturulan Toprak Koruma Kurullarında Ziraat Odalarının yer almasına destek vermeli ve bu kurullara gelen amaç dışı kullanım taleplerine yönelik de Ziraat Odalarıyla birlikte hareket etmelidir.”

"Gençleri kırsalda tutamamak, tarımsal üretimde sorunların en başında yer alıyor"

“Gençleri kırsalda tutamamak, tarımsal üretimde sorunların en başında yer alıyor. Bunun en önemli nedenleri arasında ise kırsal alanda eğitim, sağlık ve benzeri imkanların kısıtlı olması, sosyal ve kültürel imkanların olmaması geliyor” diyen Bayraktar, “Kırsal nüfusun gençleştirilmesi için kırsalın sorunları çözülmeli, kent ve kır arasındaki ekonomik ve sosyal farklılıklar giderilmelidir. Bu anlamda her belediye kırsal alana daha fazla kaynak ayırmalı, kadınlara yönelik eğitici ve meslek edindirici kurslar açmalı, çocuklar için etkinlik alanları oluşturmalıdır” ifadelerini kullandı.

Tarıma verilen desteklerin etkinliğinin her zaman sorgulandığını ve tartışıldığını aktaran Bayraktar, “Tarımsal desteklerdeki en önemli sorun, desteklerin çiftçinin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığıdır. Bu sorunun çözümü de çiftçiyle birlikte hareket etmekten geçiyor. Belediyeler, yaptıkları ve yapacakları uygulamalarda mutlaka çiftçi ihtiyaçlarını en iyi bilen, çiftçiyi en iyi tanıyan Ziraat Odalarıyla beraber hareket etmeli, görüşlerini almalıdır” diye konuştu.