Karanlıkta şafak düşü kurmak bir hayalperestlik mi?
Hakları genişletilmiş şu hapishanede yaşadığımdan fazlasını mı düşünüyorum, yoksa eksik kalan bir şeylerin sancısı mı var yüreğimde? Bilemiyorum.
İnsan bu; hayalleriyle yaşıyor işte! En kötü zamanımızda başa çıkamadığımız her problemimizde hayallerimiz imdadımıza yetişmedi mi?
Umutsuzluğun çorak topraklarında yürürken gördüğümüz seraptır bizi yaşama sımsıkı bağlayan. Fakat herşeyin ucuzlayıp bayağılaştığı günümüzde hayallerimiz de bayağılaştı ne yazık ki! Bir zamanlar toz pembe daldığımız hayallerimiz, acaba ne oldu da simsiyah oldu bugünlerde? İnsan hayal ettiği sürece yaşar, ya da yaşadığı sürece hayal eder. Var oluşun içinde, varlığımızı devam ettirdiğimize göre hayallerimize devam ediyoruz demek ki: Fakat bizi hayata bağlayan hayallerimizin rengi de , tadı da, içeriği de değişti. "Şiir tadında " yaşamlar düşlerken şimdilerde yaşamayı bir tiyatro oyununa dönüştürmüş durumdayız.
Kutsal bildiğimiz, uğruna canımızı feda edebileceğimiz değerlerimiz vardı bir zamanlar. Bu değerle yaşamak, en büyük hayalimizdi. Hayalimizdeki büyük ülkenin sınırlarını daraltanlar bugün bu değerlerin tümünü yok ederek, hayallerimizi de kirletmiş oldular.
Oysa ki "Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun
diyerek hayalindeki memleketi anlatmıştı şair bize.
Üniversite mezunu onbinlerce kişinin işsiz gezdiği, her türlü hırsızlığın yapıldığı , her önüne gelene boyun eğen, kendinden uzak, ne istediğini bilmeyen, uğruna bir zamanlar nice babayiğitlerin harcandığı toprakları bölük pörçük satan ve bunu yaparken de dışarıdaki itibarının güçlü olduğuyla övünen birilerinin şirin gülücükleri değildi hayallerimiz.
Hayalimiz, sadece insan gibi yaşamaktı, kendimiz gibi yaşamaktı. Globalleşen dünyanın palyaçolarına ayak uydurmak asla değildi.
- Bugün şehit edilen askerimin annesinin ağıdı, eskisi gibi yüreğimizi dağlamaz oldu(!)
-Bugün İstiklal Marşım okunurken hiç duygulanamıyorum(!)
-Milli bayramlar, dini bayramlar; sadece tatil(!)
-Bana yaşama hakkı sunan annemi eskisi gibi sevemiyorum(!)
-Benim yaşam verdiğim çocuğum da beni çok fazla ilgilendirmiyor(!)
-Bir zamanlar vatanımı istila eden kargalarla da dostuz artık(!)..... Kirlenen hayallerimizle birlikte bizim de kirlendiğimiz muhakkak.Öncelikle hayallerimizi temizleyelim tüm kirlerden."Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın" üzerimize ördüğü ağı yırtalım ve kendimize yönelelim.
Bir taraflara açılan o pencereyi kapatarak daldığımız kirli hülyalardan uyanalım artık...
Aslımız gibi Türk gibi, "bir Türk dünyaya bedeldir" sözünün şiarıyla yaşayalım.