* Belediye başkanı kendi ekibiyle çalışır ama güvenlik görevlisine kadar uğraşıyorsanız bu doğru olmaz

* Sam’da rant ittifaklarını bertaraf edecek yeni bir planlamaya ihtiyaç var

* Büyükşehir Belediye ve il Başkanımızın Gaziantepspor’la ilgili açıklamalarını doğru bulmuyorum

* Kızıl Başkanlığı bırakacaktı, Gaziantepspor paralel yapının eline geçmesin diye bırakmadı

* Asım Başkan bizlerle diyalog kurma konusunda çok özende göstermedi, ihtiyaç da duymadı

* Gaski eski Genel Müdürü tarihin en başarısız müdürü. Bende olsam aynı gün değiştirirdim

X Gaziantepte iş adamlarının araziye ayırdığı para 10 milyar doların üzerinde..

X Cemaat Gaziantep merkezde CHP'ye çalıştı. Sayıları çok fazla değil, özgül ağırlıkları fazla.

X Büyükşehir’in borçlarıyla ilgili Fatma Hanım resmi olarak açıklamadıktan sonra birşey söyleyemem.

MİT çıkışıyla tüm gözlerin üzerine çevrildiği büyük bir kesimin hak verdiği Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, bu kez Gaziantep’te yine kimselerin kolay kolay dile getirip ifade edemeyeceği sözler sarfetti. Leyla Özekşi Polat ve Meral Kınacılar ile birlikte gazetemizde Gaziantep’i enine boyuna masaya yatıran Şamil Tayyar dobra dobra konuşmasıyla, herkese önemli mesajlar verdi. Fatma Şahin'in kadro değişimini farklı gözlerle değerlendiren Şamil Tayyar, Asım Güzelbey'in belediyede AK Parti’lere yeterince kapısını açmadığına değindi. Bununla kalmadı, Gaski’nin eski Genel Müdürü Fahrettin Uslusoy’a fena yüklendi. Paralel yapıdan başladı, KOSGEB sorununa değindi Gaziantepspor ve Büyükşehir Belediyespor ile noktaladı.. Ve bu güne kadar yine kimsenin dile getiremediği Gaziantepspor konusunda, Fatma Şahin ve Ahmet Uzer’in yaklaşımını doğru bulmadığını söylerken, İbrahim Kızıl’ın kulübü bırakmayarak Gaziantepspor’u paralel yapının eline geçmesine engel olduğunu ileri sürdü..

-Gaziantep'te arsa ve konut fiyatları inanılmaz arttı. Bu önemli bir sorun. Bu artış önlenebilir mi, bu konuda neler söyleyeceksiniz?

GAZİANTEP'TE YENİ PROJELERE İHTİYAÇ VAR

-"Gaziantep, şehir planlaması bakımından kötürüm vaziyette. Şahinbey'in yüzde 80'i, Şehitkamil'in de yüzde 70'i gecekondu. Çok ciddi bir kentsel dönüşüme ihtiyaç var. Ancak kamulaştırma bedeli çok yüksek olduğu için Gaziantep'te diğer illerde olduğu gibi kamulaştırma yapmak ve kentsel dönüşümü süratle tamamlamak çok mümkün olmuyor. Onun için yeni projelere ihtiyaç var. Bunlardan biri, kentin çevresindeki boş arazileri imardan geçirerek burada yapılaşmanın önünü açmak, diğeri de şehir merkezine yakın bazı bölgelerde, yani gecekondu bölgelerinde kat yoğunluğunu artırarak, hem belediyenin hem hak sahiplerinin kat yoğunluğunu artırarak geçici çözümler üretilebilir."

- Yamaçtepe imara açılacak. Beş binliği geçti, binliği bekleniyor. Burada uygulama tartışılıyor size göre Yamaçtepe'de nasıl bir uygulama yapılmalı?

YAMAÇTEPE BİR AN ÖNCE AÇILMALI

-Şu anda Gaziantep'in önünde duran en büyük problem çarpık kentleşme ve bunu çözmeye yönelik kentsel dönüşüm, dolayısıyla yeni imar alanlarının açılması bu meseleyi çözmek için bir yoldur, ama tek yol değildir, bununda kısa zamanda tamamlanması gerekir.

Daha önce üzerinde hazırlıkları yapılmış ve belirli bir aşamaya getirilmiş Yamaçtepe'nin kısa sürede ivedi olarak imara açılması doğru bir yol ama, nasıl açılırsa hak sahipleri daha az mağdur olur, onun çözümünü teknik olarak işin uzmanları araştırırlar, siyasilerde ona göre kararını verir Ancak Yamaçtepe'nin biran önce açılması gerekir."

-"Sam için birtakım iddialarda bulunmuş ve yeni dönemde imara açılmalı demiştiniz. Sam'da neler oluyor?

SAM'DA SIFIRDAN PLANMAYA GİDİLMELİ

-Sam ile ilgili olarak daha önce tartışma konusu olan bazı gündem başlıkları vardı bunlarda soru işaretlerini giderecek yeni bir planlamaya mutlaka ihtiyaç var. Eğer Sam'ın imara açılması gerekiyorsa, çünkü orada birçok işadamının imarı yapan ekiple anlaşarak ciddi bir rant planlaması yaptığı şeklinde çok yoğun iddialar vardı, burada yeni ve sıfırdan bir planlamaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü orada rant ittifaklarını bertaraf edecek yeni bir planmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu yapıldığı takdirde Sam da çok rahatlıkla imara açılabilir.

-Yamaçtepe siyasilerin arsaları yüzünden mi gecikti?

İŞADAMLARININ ARAZİYE AYIRDIĞI PARA 10 MİLYAR DOLAR

-Siyasiler derken eski il başkanı,20-25 sene önce araziler almış. Temel mesele şu, Gaziantep'te maalesef arazi rantına dayalı bir büyüme stratejisi var. Bugün Gaziantep bir sanayi şehri olarak biliniyor, fakat Gaziantep'te sermaye kesiminin önemli bir kısmı, kazancını sanayi üretiminden ziyade arazi rantına dayamış vaziyette. Herkes arazi alıyor. Şu anda bankalardan kredi çeken ya da öz sermayesini yatıran işadamlarının araziye ayırdığı para 10 milyar doların üzerinde. Bunun İstanbul dışında diğer illerde bu yoğunlukta, bu ölçekte olduğunu zannetmiyorum. Böyle olunca da sermaye ile yerel yönetimler arasında garip ilişkiler kurulabiliyor ve buna bağlı olarakda imar planları yapılıyor ve arazi sahiplerine hak etmedikleri kazançlar sağlanıyor. Şimdi bunu önlemek gerekiyor.

-Bu rant, bu garip ilişkilerin önüne nasıl geçilecek?

OYUN BOZULDU

-Yakın bir zamanda meclisten geçirdiğimiz tarım arazilerinin imara açılmasını engelleyici kanun çok yerinde ve önemli bir kanun oldu. O kanundan dolayı Gaziantep'te ve Türkiye'nin birçok yerinde de arazi satın alıp zaman içerisinde imardan geçirmeyi düşünenlerin bütün hayalleri yıkıldı. Onun için bastırıp duruyorlar, ciddi bir şekilde de siyaseti kuşatma altına almış vaziyetteler. İnşallah iktidar partisi olarak Ak Parti'nin bu kararlı tavrı sonuna kadar devam eder. Oyun bozuldu. Binlerce dönüm tarım araziyi alıp imara açmayı planlayanların oyunu bozuldu.

KREDİ ÇEKİP SAM'DAN ARAZİ ALMIŞLAR

-Sam'a itiraz ettiğimiz noktalardan bir tanesi çok sayıda işadamı bankadan kredi çekerek buradan arazi satın almış hemen imara açıp arkasından yüksek meblağlarla buraları satmayı planlıyorlardı. Çünkü sadece imar planının yapılması yetmiyor bunun uygulaması da önemli. Bunlar imar planı ile doğacak rantı elde ettikten sonra aradan çekileceklerdi o da bozuldu. Allah korusun ekonomi şu anda iyi, biraz sıkıntıya girse, kredi çekerek araziye para yatıran sermaye kesimi ciddi bir şekilde hasara uğrar, çöker. Onun için Gaziantep'te yapmamız gereken ve üzerinde durmamız gereken, arazi rantına dayalı bir büyüme stratejisini bertaraf edecek bir yaklaşımı ortaya koymak.

-Bu kanun başta emlakçılar olmak üzere çok sayıda kesimin tepkisine neden oluyor?

EMLAKÇILARI HAKSIZ BULUYORUM

-Emlak çıların derdi, arazi satışları olmadığı için komisyon alamıyorlar. Büyük emlakçıların bir kısmıda arazi alıyorlar, hem arazi satışlarından gelir elde ediyorlar, hem de büyük sermayenin arazi devlerine aracılık ediyorlar, iki taraflı kazanıyor. Ben emlakçıların bu konudaki çıkışlarını haksız buluyorum. Sermaye de, emlakçılar üzerinden bir siyasi baskı oluşturuyor. Aslında o ses kendi sesi değil, küçük emlakçının ne gibi derdi olabilir. İki tane ev, üç tane arsa satan emlakçının derdi olmaz ki. Buralardan ciddi gelir elde ediyorlardı. 1 milyar dolarlık bir arazi satışı gerçekleşse komisyon payı doğuyor. Emlakçıların kar payı azaldı. İş hacmi düştüğü için tepkililer.

-Emlakçılar Bakan ile görüşecekler, çok tepkililer, bu konuda geri bir adım söz konusu olabilir mi?

KANUNDAN GERİ DÖNÜLÜRSE YAZIK OLUR

-O kanunun ben tarihi bir kanun olduğunu düşünüyorum. Dönmemek gerekir dönülürse yazık olur. Dünyada kendine yeten az sayıda ülkelerden biriydi Türkiye. Maalesef son 50 yılda tarım arazileri hızla yok olmaya başladı, bizim bunu korumamız lazım, sanayileşme elbette önemli ama, sanayileşme ve tarımsal gelişimi birlikte birbiriyle çatıştırmadan da yürütebiliriz.

-İnşaat sektörü temsilcileri konut ve arsadaki yüksek fiyat artışının önüne geçilmesi için Gaziantep'in bir anda dört bir tarafının imara açılması gerektiğini söylüyor. Bu neden yapılmıyor?

İMARA AÇMAKLA İŞ BİTMİYOR

-Manavdan domates almıyorsunuz. 30 Milyon metrekarelik bir alan. Tarih boyunca Gaziantep'in tamamını 45 milyon metrekarelik bir alana yerleştirmişsiniz, şimdi Gaziantep kadar alanı üç gün içinde açın, açmak kolay bir şey değil ki. İmarı yapmak, çizdirmek de yetmiyor uygulamasını yapmanız gerekiyor. Kamulaştırma var, yollar açacaksınız, kanalizasyon getireceksiniz bu ciddi bir yük. Şu anda siz Sam'ı ve Yamaçtepe'nin imar planını yapın ve hızlı bir şekilde gidin uygulaması 20 seneden önce bitmez. Altyapı götüreceksiniz.

-Büyükşehir Belediye meclisinde daha Asım Güzelbey döneminde verilen tahsislerin çoğu iptal ediliyor. Bu Başbakan'ın talimatıyla mı yapılıyor?

BAŞBAKAN'IN TALİMATI

-Sayın Başbakanın açık talimatı. Paralel yapının odaklandığı her birimden temizlenmesi gerekiyor. Bu kamudaki her devlet dairesinde olduğu gibi bize ait belediyeler içinde geçerli. Bu konuda çok açık tavrı, onun için bu kararlı tavır sonuna kadar devam edecek. Aynı zamanda biz piyasa şartlarına göre hareket edilmesi gerektiğinide savunuyoruz. Eğer özel şirketler hukuki çerçevede bir kazanım elde etmek isterse, bir girişimleri olursa özel teşebbüsün önü geçilmez, ama yeni dönemde ayrıcalıklı konumlandırmalar artık olmayacak.

-İşin içinde eğitim olsa da mı?

HERKES EŞİT ŞARTLARDA OLACAK

-Eskiden cemaatin içerisinde herhangi bir şirketin talebi olduğu zaman eğrisine doğrusuna bakılmadan karşılanıyordu. Şimdi bu ortadan kalktı. Herkes gibi eşit şartlarda olacaklar. Eğitim faaliyetleri önemli meşru bir zemini gayrimeşru planlar için kullanıyorsa devlet olarak buna tedbir almak gerekiyor. Eğer bugün çok masumane bir taleple yola çıkılmış gözüksede, kadro devşirerek, yeni bir rejim kurmayı amaçlıyorlarsa, buna karşıda her rejim kendini koruyucu refleksini güçlendirir, öyle bakmak lazım.

-Gaziantep'in cemaat yönünden de kendine özgü bir yapılanması olduğuna inanıyoruz. 17 Aralıkla bir ilgileri yok.

Başbakan'a bu özel durum anlatılamaz mı?

AMAÇ PARALEL YAPININ FİNANSAL KAYNAKLARINI KURUTMAK

-Geçmişte biz birlikte demokrasi mücadelesi verdiğimizi düşünüyorduk, ancak zaman içerisinde gördük ki, bizim birlikteliğimizde çok farklılıklar var, biz ileri demokrasiyi tesis etmeye çalışıyoruz, ama onlar derin yapılarla mücadeleyi, devleti ele geçirme aracı olarak kullanmaya çalışmışlar, problemde buradan kaynaklandı. 12 Eylül referandumundan sonra bu daha açık ve net şekilde ortaya çıkmaya başladı ve devlet kendini korumak için bir refleks geliştirdi ve tedbir alıyor. Öyle bakmak lazım. Zaman zaman şartlara uygun gibi gözüksede, eğer bunu art niyetli hedefler için kullanmak istiyorlarsa buna karşı tedbir almanız gerekir. Normalin normal yorumu olmaz. Bir siyasi iktidarın varlığına kastetmiş bir yapı var, bu yapıyla da mücadele edildi. Şimdi o yapının psikolojik, lojistik, sosyolojik, finansal altyapısını oluşturan kaynaklarında kurutulması gerekir. Verilen mücadele bu.

-Cemaat tabanına bir mesajınız olacak mı?

AMACIMIZ CEMAATİN NORMALLEŞMESİ

-Cemaat tabanının Neo-con çetesiyle kendini ayrıştırması gerekiyor. Ayrıştırmazsa o da sorunun bir parçası haline gelir. 17 Aralık'tan sonra cemaat tabanında ciddi bir kırılma yaşandı, yapılanları yanlış bularak ayrılanların sayısı hızla artıyor, ben 17 Aralık'a göre bugün baktığımda cemaat tabanının yüzde 50 oranında azaldığını düşünüyorum. Kalan kısmında önümüzdeki süreçte onları besleyen kaynaklar kurudukça azalacağını düşünüyorum. Artık eskisi gibi devletten daha rahat imkanlar sağlayamayacaklar, belediyeden imkanlar sağlayamayacaklar, devlet içinde istedikleri kadroyu kuramayacaklar, dolayısıyla kamu gücünü kullanarak zenginleşme imkanı ortadan kalktığı zaman, ileride bunların çok ciddi ekonomik krize de gireceğini düşünüyorum. Ama cemaat, bir iktidar savaşı yerine, diğer kesimler gibi, sivil toplum örgütleri gibi cemaat olarak varlığını sürdürmek isterse, ne buna Ak Parti'nin itirazı olur, ne de başkalarının. Bizim mücadelemiz cemaatin normalleşmesi bakımından da önemli.

-Ak Parti parti tabanında da çok sayıda cemaatçi var. Bunu nasıl ayrıştıracaksınız?

CEMAAT GAZİANTEP’TE CHP'YE DE ÇALIŞTI

-Doğru bizim parti tabanında cemaatten çok ciddi isimler var. Tabanımızın yaslandığı önemli kesimlerden birisi fakat buna rağmen bir yerden talimatla bunlar hemen siyasi tercihlerini değiştirebildiler. Gaziantep merkezde CHP'ye çalıştılar. Sayıları çok fazla değil, özgül ağırlıkları fazla.

-Şehitkamil İlçe Başkanı henüz atanmadı, neler oluyor, neden bu kadar uzadı?

AK PARTİ İLÇE BAŞKANLARI YAKINDA BELLİ OLUR

-Partinin usülü bir yere atama yapılacaksa en az 3 isim isteniyor. Araştırıyorsunuz, soru işaretleri varsa o şahıslarla bir görüşme yapıyorsunuz. Sorun görüştüğümüz her aday

yüzde 100 iş bitti diye bakıyor. Kendi piarını yapıyor. Bize söz verildi deniyor böyle hastalıklı bir durum var. Kimseye verilmiş bir söz yok. Şahinbey, Şehitkamil, Karkamış ve Oğuzeli ilçe başkanları belli değil. İsimlerin genel merkeze bu hafta içerisinde verilmesi gerekiyor. Verildikten sonra birkaç gün içinde atanır diye düşünüyorum.

-Gündemde tramvay alımından dolayı ortada kayıp gibi gösterilen bir 2.5 Milyon Euro iddiaları var. Ancak çıkıp ta bunun doğru yanlış diyeni yok? Neler oluyor sizce ?

1.2 KATRİLYON BORÇ VAR

-Fatma Hanımın kamuoyuna yaptığı bir resmi açıklama yok. Büyükşehire yakın kaynaklardan elde edildiği öne sürülerek gazetelere taşınıyor. Fatma Hanım resmi olarak açıklamadıktan sonra birşey söyleyemem. Asım Başkan borçsuz bir belediye devrettiğini söyledi. Bu ifadenin yanlış ifade edildiğini ve doğru olmadığını gördük. Yani bize yapılan sunumlarda da büyükşehirin 1.2 katrilyon borcu var, bunun 900 trilyonu GASKİ'nin. Asım Başkan borçsuz belediye devrettim derken, GASKİ'yi büyükşehir kapsamında değerlendirmiyor GASKİ sonuçta büyükşehire bağlı. İş yapan adam borçlanır, borcu da kötüdür anlamında söylemiyorum burada esas olan nedir ne kadar borç devraldınız, ne kadar yatırım yaptınız ve bunun sonucunda da ne kadar borç devrediyorsunuz. Hiç iş yapmasaydınız bu kadar borcunuz olmazdı. Ben bunu kötülemek manasında söylemiyorum. Ama 1.2 katrilyon borç varken, ben hiç borç devretmedim dediğiniz zamanda çelişkili oluyor.

DENETİM YAPILACAK

-Zaten belediyeler şu anda rutin denetimlerden geçiyorlar. Denetimler sırasında bu çıkar. İlçe belediyelerinde rutin denetimler var. Büyükşehirde de olacak olması da gerekir. Yani bir bağımsız devletin resmi denetçileri bir girsinler bir baksınlar onların bizim önümüze getireceği raporlara göre bir bakalım.

-Fatma Hanımın işi zor mu diyorsunuz o zaman?

KASADA PARA YOK

-Şimdi burada bir kurnazlık mı var, yoksa bir hesap hatası mı var, yoksa bizim bilmediğimiz başka bir muhasebe tekniği mi var. Ben vatandaş olarak baktığımda bir borç görüyorum. Şimdi bir yatırım planlaması yapılıyor bu kadar borçla da bu kadar vaatleri sizin yerine getirmeniz mümkün değil. Fatma Hanımın göreve geldiği ilk günlerde önüne gelen işlerden bir tanesi, 60 Trilyonluk borç vardı ödeme yapması gerek kasada para yok ve sizin o ödemeyi yapmanız lazım. Ayrıca bazı davalardan dolayı gelen ödemeler var, onlar hiç hesapta yok.

-Fatma Şahin bu nedenle mi enkaz devraldık diyor?

FATMA HANIMIN HAKKINI TESLİM ETMEK LAZIM

- Şimdi bu tespitleri göreve gelen her belediye başkanı yapmak zorunda. Benim ne kadar borcum var ben ne yapabilirim. Kendi iş yapma kapasitesini tespit edebilmek için devraldığı borçları bilmek zorunda. Ama Fatma Hanım dışarıya çıkıp ta ben enkaz devraldım eskisi şu kadar kötü yönetti diye bir hesaplaşma bir intikam duygusu içinde de hareket etmedi. Orada da hakkını teslim etmek gerekir. Büyükşehir Asım Güzelbey’den belediye meclisinde borçlanma yetkisi aldı. Aldığı yetkinin kullanmama konusunda bir irade koyduk. Yeni borçlanma olmasın diye. Seçim ortamında bunları konuşuyor olmak Ak Parti açısından bir zaafa yol açabilirdi bunlara değinilmedi kaldı ki seçimden sonrada Fatma Hanım uluorta konuşmadı.

-Fatma Şahin'in kadro değişimini nasıl yorumluyorsunuz? Göreve geldiğinin ilk günü katı boşaltın talimatı sizce doğru bir yaklaşım mı?

HER BELEDİYE BAŞKANI KENDİ EKİBİNİ KURAR

-Her belediye başkanı seçildikten sonra kendi kadrosunu, kendi ekibini kurmak ister. Kurmay heyetini kurmak ister. Çünkü başkanlık bir takım oyunudur. İlk yapacağı işlerden bir tanesi özel kalem müdürünün değiştirilmesi, bu genel sekreterden daha önemli. Çünkü en mahrem konuyu konuşacağınız, güvenebileceğiniz biriyle çalışırsınız bu kim olursa olsun. Ancak yukarının talimatını yerine getiren personelle uğraşılıyorsa bunu tasvip etmem mümkün değil. Bu doğru birşey olmaz. Ama her şeye rağmen işini yapmayan biride varsa onunla ilgili de tabiki işlem yapılır. Bu nedenle kurmay heyetini oluşturması son derece doğal bir şey diye düşünüyorum. İş yapmak için gelmişsen atama yapmanız gayet doğal. Ha, orada güvenlik görevlisine kadar uğraşıyorsanız bu doğru olmaz.

FAHRETTİN USLUSOY TARİHİN EN BAŞARISIZ GENEL MÜDÜRÜ

-Ama şunu söyleyeyim, Gaski eski genel müdürü Fahrettin Uslusoy tarihin en başarısız genel müdürü. Bende olsam değiştirirdim. Fatma Hanım çok fazla sabır etti, ben ilk gün görevden alırdım. Asım Başkan nasıl o kadar tahammül etti onu da bilmiyorum. Bugün Asım Başkana yönelik eleştirilerin yüzde 90'ı da GASKi üzerinde geliyor, siyaseten de bize GASKİ üzerinden geliyor. Ben seçimden önce sokağa çıktığımda vatandaşın sıkıntılarının yüzde 90'ı, büyükşehir ile alakalıydı, büyükşehir ile ilgili sıkıntıların yüzde 90'ı da GASKİ ile alakalıydı. Şimdi dolayısıyla GASKİ'yle ilgili tasarrufunun çok doğru ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Cemaatçiydi, oydu, değildi hiç bakmıyorum İsterse Başbakanın arkadaşı olsun o gün yine alırdım onu.

GÜZELBEY AK PARTİ KADROLARINDAN KOPUKTU

-Fatma Hanımın tutumu, kadro değişimi ve dışarıya sızan sözlerine bakıldığında sanki belediyeyi CHP'den aldınız gibi bir algı oluşuyor. Bu doğru mu?

-Şunu üzülerek söyleyeyim, büyükşehir belediyesinin kurmay heyeti Ak Parti kadrolarından kopuktu. Onun içinde bazı arkadaşlar biz belediyeyi AKP'den Ak Parti'ye aldık diyorlar. Eskiden CHP'liler büyükşehir belediyesinde daha kolay iş yapıyordu. Ve bazı bürokratların, genel sekreterin Ak Parti Milletvekillerini aşağılayıcı ve tahrik edici ifadeler kullanıyorlardı. Vatandaş büyükşehir belediyesine çok rahat giremiyordu. Belediyenin kapısından giremiyordu. Benim partim belediye ile arasındaki aidiet bağını kuramadı. Sanki belediye Ak Parti değil de bir başka partinin belediyesiymiş gibi bir algı oluştu, şimdi yeni yeni bazı taşlar oturmaya başladı.

BÜYÜKŞEHİR İLE İRTİBAT KURAMADIM

-Yani bugün Fatma Şahin bazı değişiklikler yapıyorsa, birazda bundan kaynaklıyor. Ben 3 yıldır milletvekili olarak büyükşehir ile irtibat kuramadım. Ben sınırlı sayıda büyükşehire girip çıkabildim. Yani ama benim birçok partili arkadaşım milletvekili arkadaşım, büyükşehirden kopuk yaşadı. Şehitkamil ile hiç bir problem yaşamıyoruz, Şahinbey ile hiçbir problem yaşamıyoruz, ama büyükşehir ile o şeyi kuramadık. Asım Başkanda yani bizlerle diyalog kurma konusunda çok özende göstermedi, ihtiyaç da duymadı. Buda tercihidir, yani niye böyle yaptınız yapmadınız diyemem, ben çok dert değilim, ama vatandaşlarla daha güçlü bir iletişim kurulabilirdi. Belediye ile vatandaş arasında güçlü köprü kurulamadı maalesef.. Onun için kadro değişimini ben çok elzem görüyorum.

BÜYÜKŞEHİRİ BİZE AİT GÖREMEDİK

-Belediye başkanı koltuğa oturduğu gün parti rozetini çıkarmalı değil mi?

-Belediye başkanı bir partinin adayıdır o partiye oy verenlerle seçimi kazanır, kazandığı andan itibaren herkese hizmet eder, ayrım yapmadan, hizmet noktasında hiçbir ayrım yapılmaz, ama bana ayrım yapıyorsun, ben diyorum ki Ak Parti'ye de hizmet et, CHP'ye de hizmet et. CHP'ye hizmet eder, Ak Parti'ye hizmet etmezsen burada bir ayırım vardır, benim itiraz ettiğim şey bu. Biz bize ait göremedik büyükşehir belediyesini. Ben Ak Parti Milletvekiliyim, bizim oylarla Ak Partinin oylarıyla seçilmiş, fakat biz aramızda o güçlü bağı kuramamışız yani. Yani bugün İzmir'de bir CHP'li belediye var. Aynı sıkıntıyı onlar yaşıyorlarmıdır CHP'li Milletvekilleri.

FATMA HANIMIN YERİNDE OLSAM ÇOK AĞIR SÖYLERDİM

-Asım bey vatandaşla güçlü bir iletişim kuramadı dediniz, ancak son kamuoyu anketlerinde oy oranı bir hayli yüksekti?

-Bence Asım beyin anketlerle ilgili yaptığı değerlendirmeler doğru değil. Seçimden öncede Asım başkan bence siyaseten etik olmayacak açıklamalar yaptı. Dedi ki ben anketlerden yüzde 60 çıkıyorum ama Fatma Şahin yüzde 48 dedi. Çok yanlıştı, Fatma Hanımın yerinde ben olsam, ona çok ağır cevap verirdim, seçime gidiyoruz, çok kritik bir aşamadayız, ben iyiyim, ama partinin aday gösterdiği isim kötü, böyle bir algıya zemin oluşturacak açıklamalar doğru değildi. Ama Fatma Hanım büyük bir olgunluk ile bunlara bile, ses çıkarmadı. Ayrıca anket dediğiniz nedir, dört tane üniversite öğrencisine manipüle edilmiş anket yaptırırsanız, sonrada onu sanki gökten inmiş gibi gösterirseniz bu doğru bir şey değil.

DENİZ BAYKAL DA AYNI ŞEYİ SÖYLÜYORDU

-Bizimde yaptırdığımız genel merkezin yaptırdığı anketler vardı o anketlerle bu örtüşmüyordu. Ayrıca anket tek başına birşey ifade etmez. Şuna bakacağız Asım Başkan en son seçimde ne kadar oy almış, yüzde 52, Fatma Şahin ise yüzde 55 civarında. Deniz Baykal'da aynı şeyi söylüyor. Ben düşmeseydim CHP'nin oyu yüzde 40'tı diyor. Yani on defa seçime girmişsin seçim kaybetmişsin ondan sonra kasetle gitmişsin sonra diyorsun ki ben son anketlerde yüzde 30'un üzerindeydim beni o yüzden devirdiler. Şimdi bu siyaseten bizim başvurabileceğimiz bir yöntem değil. Benim partimin oylarıyla seçiliyor.

GAZİANTEP'İN ÖZEL BİR DURUMU VAR

-Başbakan, belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda yüksek katlı binalara karşı olduğunu açıkladı. Bundan sonra yüksek katlı binalara izin verilmeyecek mi?

-Bir dikey yapılaşmaya Sayın Başbakanımız karşı. Sonuçta Türkiye'nin önemli bir bölümü deprem bölgesi. Uyarısı önemli. Antep içinde önemli. Zemin etüd raporlarına bağlı olarak seçilecek bazı pilot bölgelerde mesela Amerika'da Manhattan, Ankara'da Çukur ambar gibi özel projeler üretilebilir. Çok katlı projeler üretilebilir ama onlarda şehrin silüetini bozmayacak bir şekilde olmalı. Mesela vadi yamaçlarında çok katlı yukarıdalar da daha düşük katlı, yani şehrin bir genel master planının olması lazım. Mesela şehrin silüetini bozmadan mesela şehir için değerli tarihi değeri olan yerler vardır mesela Kale gibi. Bu genel görünümü bozmayacak şekilde genel bir planlama yapılması gerekir. Bazı pilot bölgeler seçilebilir ama genel olarak, az katlı binalar olmasını biz tercih ediyoruz, öyle olması gerektiğini söylüyoruz Sayın Başbakanımızda bunu ifade ediyor, ama Gaziantep’te kentsel dönüşümü de bu yolla yapmak çok zor gözüküyor. Çünkü diğer illerden farklı olarak Gaziantep’te çarpık yapılar, dar olanda çok katlı olarak yapılmış. 100 metrekare yere 4 katlı ev var. Burayı kamulaştırmaya kalktığınızda her kat sahibi bir daire istiyor. Siz 4 katlı bina karşılığında 4 daire verdiğinizde elde edeceğiniz, 100 metrekarelik bir arazi. Oda imardan geçtiği zaman yarısı gitse 50 metrekare kalır. O zamanda kamulaştırma yapamıyorsunuz. Bazı yerlerde belki kat yoğunluğunu artırarak bunu çözebilirsiniz. Ama bunu planlı şekilde yürütmek gerekir. Gaziantep’in özel bir durumu var.

10 DAVADAN 9'UNU KAYBEDİYORUM

-Bu araca 5 kuruşluk bir dava kaybettiniz.

-Eskiden radikal ulusalcı solcu hakime rastgeldiğin zaman kemiksiz, net davaları kaybediyordunuz. Birde karşımıza cemaatçi savcı ve hakimler çıktı. Biz onlara denk geldik maşallah hiç sekmiyor. Dolayısıyla yargının şu anda üçte ikisi bize karşı. Hukuk gerçek manada tecelli etse bu davaların yüzde 90’ını kaybetmeyiz diye düşünüyorum. Maalesef alakasız şekilde bize karşı bir şey var yargıda da var, daha dosyaların kapatlarını açmadan ismimize kesilmiş cezalar var. Malatya davasındaki bir belgeden dolayı Ergenekon davasından ceza almış bir adamım. Düşünerek kitap yazmaktan ceza almış bir adamım. Cumhuriyet tarihinde bunun örneği var. Bunun gibi hakkımızda açılmış çok dava var. Açıkçası her 10 davadan 9’unu kaybediyorum. Kendi kendime diyorum ki, eğer bunlar hukuk dışı ifadelerse bunlardan daha ağırını söylüyorlar, hiçbiri dava kaybetmiyor. Örnek olsun diye söylüyorum yargının nasıl siyasallaştığını anlatmak için, Kayseri büyükşehir belediye başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine dava açtı, davayı kazandı, kazandığı davayı Yargıtay onadı, iş bitti, tam bu esnada 17 Aralık operasyonu gerçekleşti. O zaman Kılıçdaroğlu’nun avukatları düzeltme için dilekçe verdiler normalde düzeltme talepleri yüzde 99.9 reddedilir. Çünkü kararı veren adam ya bu kararı zaten ben verdim neyi düzelteceğim der, o usulen bir şeydir ama genelde uyulmaz, kararı veren Yargıtay dairesi kendi kararını düzeltme değil, esastan bozdular ve iade ettiler. Şimdi böyle bir yargı sisteminin olduğu yerde buda son derece doğal. Tabi orada CHP akıllarınca değersizleştirmek için tazminat miktarını çok düşük tutmuşlar ama ben bundan çok gocunmadım, çünkü kararlar siyasi kararlar. Zaten dava konusuna baktığın zaman o da son derece komik. Belirli bir rakamın altında mahkeme tazminata hükmederse temyiz hakkınızı kullanamıyorsunuz.

NEFİS TESTİNDEN GEÇTİK

-Radikal açıklamalarınıza Başbakan ne diyor. Uyarı aldığınız oluyor mu?

-Gaziantep emniyet müdürüyle ilgili açıklamalarımdan dolayı beni aramıştı, onda da bana ne olduğunu sordu, bende kendisine izah ettim zaten 15 gün sonrada emniyet müdürü görevden alındı. Sayın Başbakanın bilgi edinmek adına zaman zaman arayıp sorduğu oluyor. Ben buradan bir nefis testinden geçtiğimizi düşünüyorum. En kritik zamanlarda biz sayın başbakanımıza ve partimize sahip çıktık. Son 1 yılda iki büyük darbe girişimi atlattık. Biri Gezi, biride 17 Aralık. Ve o süreçte biz çok net bir duruş sergiledik, tavrımızı ortaya koyduk, bir mücadeleye girdik ve o süreçte benim hakkımda 12 ayrı dava açıldı. Böyle bir mücadele için helali hoş olsun hiç önemli değil, tazminatta ödemeye hazırız ve ödemeye de devam ederiz ama, zaman zaman kendi eksiklerimizi de bizim ifade etmemiz gerekiyor. Ben kamuoyuna yansımayan ama kendi içimizde ifade ettiğim çok fazlaca önerim oldu. Ben bunları partimizin ilgili zeminlerinde söylüyorum.

İSTİHBARAT ZAAFI VAR

-Bu MİT ile ilgili açıklamanız içinde mi geçerli?

-MiT ile ilgili ifadelerimi de Sayın Başbakanımızın olduğu 100 milletvekilinin katıldığı bir toplantıda ifade ettim. Yani Başbakanımız açısından yeni bir durum değil. Ben parti içerisinde değerlendirmelerini yapmadan dışarıda konuşmuyorum. Bunu da elzem olarak gördüm şunun için, Sayın Dışişleri Bakanımız bir gün önce Musul Başkonsolosluğu işgal edilmeden bir gün önce, yaptığı açıklamada olumlu mesajlar verdi, 24 saat sonra tersi oldu. Sayın Bakanımızı aldatan bir istihbarat akışı olması gerek, yoksa nereden bilecek. IŞİD adım adım oraya doğru gidiyor biliniyor, operasyonun boyutları üç aşağı beş yukarı belli olmaya başladı, o bölgede bir nüfus hareketliliği var ama biz pozisyon almakta zorlanıyoruz. Demek ki burada çok ciddi bir istihbarat zaafı var. Geriye dönük baktığınızda Gezi olaylarında Sayın Başbakanın ilk üç gün haberi olmadı. 17 Aralık operasyonundan Sayın Başbakanımızın haberi olmadı, Musul’da haberi olmadı. Peki bu kadar önemli hadiselerde devleti yöneten kadrolar doğru bilgilendirilmiyorsa o zaman sorumlu olan makamlarında hesabını vermesi gerekir. Biz buna dikkat çektik.

MİT İÇERİSİNDE PARALEL YAPI VAR

-MİT'te nasıl bir yapılanma var?

-Şu ayrıntı son derece önemli, Hakan Fidan gerçekten çok önemli işler yaptı, yapmaya da devam ediyor, ben Hakan Fidan’ın müsteşar olmasını MiT tarihi açısından çok tarihi buluyorum. Fakat tek adamla düzeltilebilecek bir kurum değil burası. Köklü gelenekleri olan bir kurumun kısa sürede dönüşmesini beklemek de elbette doğru değil. Bizim hem Hakan Fidan’ı hem de hükümeti yanıltan MİT içerisindeki o kurtçukları temizlememiz lazım. MİT içerisinde hala etkili bir şekilde paralel yapı var, Ergenekon zihniyetinin temsilcileri var, uluslararası istihbarat örgütleri CİA, Mossad’la hala bağlantılı çalışan kadrolar var, ve bunlar hala tasfiye edilemedi ben buna dikkat çektim. Yani asıl temizlik MİT’in içinde yapılmalı ve tehlike içeride dedim. Benim bu çıkışım Hakan Fidan’ın varlığına değildir. Zaten Hakan Fidan olmasaydı bugün ortada MİT diye bir şey olmazdı. Eskiden başka otoritelere bağlıydı şimdi iyi kötü anayasada yazdığı gibi ilgili yere bağlı, Başbakanlığa bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

YEREL ERGENEKON ESKİSİ KADAR GÜÇLÜ DEĞİL

-Gaziantep'te de bir yerel ergenekon yapılanmasından bahsetmiştiniz. Ne oldu, bu yapı çökertildi mi?

-Eski emniyet müdürünün tasfiyesi yerel ergenekonla mücadelede önemli bir adımdı. Başsavcının gitmesi de önemli oldu. Biraz geç oldu ama şŞükürler olsun oda gerçekleşti. Yani bu yapı temizlenmiş değil, ama eskisi kadar güçlü de değil.

KOSGEB'DE YEREL ERGENEKON PARMAĞI

-Birde KOSGEB mağdurları var. İnsanlar mağdur oldu kimse hakkını arayamıyor. Yargı sürece çok uzamadı mı?

-Konu yargıya intikal ettiği için uzaması ondan kaynaklanıyor. Yerel Ergenekon derken bunun bir ayağının da yargıda olduğunu söylemek istedim. Yargı ayağı genel olarak tasviye oldu gibi ama tümden temizlenmedi. O odaklar yargıda KOSGEB dosyasını siyasi amaçlı kullanmayı planladı. Biraz zamana yayılması da oradan kaynaklanıyor. İnşallah yeni bir düzen kuruluyor yeni bir yönetim kuruluyor en kısa zamanda sonuçlanmasını arzu ediyorum.