'Bilişim medya Okuryazarlığının önemi geçtiğimiz günlerde çok iyi anlaşıldı. Kamuoyunda yoğun bir bilgi kirliliği var. Tutarsız ve ölçüsüz bilgi yoğunluğu bireylerde kaygıya sebep veriyor. Çünkü çoğumuzda bilişim güvenliğine dair bilinç eksikliği çırılçıplak ortaya çıkmış durumda.

Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran ve ses getiren en önemli konu 50 milyon kişiye ait bilgilerin internet ortamında yayılması idi. Konuya ilişkin bilen, bilmeyen herkes kendi platformunda yazdı, çizdi, yorum ekledi. Oysa paniğe gerek yok.

Bizim kişisel verilerimizi kendi ellerimizle her yere veriyoruz. Nasıl mı? İzah edeyim. Kapımıza gelen kargocu görevli bize teslim ettiği gönderi için T.C kimlik numaramızı istiyor ve alıyor. Hangimiz 'Hayır izin vermiyorum. Siz kim oluyorsunuz da, benim bütün bilgilerimin olduğu en mahrem olan T.C kimlik numaramı istiyorsunuz.Diyemiyoruz.

Onu geçtim. Bir özel kuruma ya da şirkete gittiğimizde güvenlik görevlisi kimliğimizi istiyor ve yerine ziyaretçi kartı veriyor. Bu süre zarfında kim bizim bu kimliklerimizin fotokopisini çıkartmayacağının garantisini verebilir? Bir eczaneye gidiyoruz. İlaç alacağız. Önce istenen şey T.C kimlik numaramız. Anında kimliğimizi uzatıyoruz ve bilgilerimizi paylaşıyoruz. Hastaneye gidiyoruz. Kayıt görevlisine kimlik belgemizi veriyoruz.

Kaldı ki burada çalışan birçok görevli taşeron. Yani geçici olarak hizmet veriyor. Hava yoluyla ya da karayoluyla seyahat ederken seyahat sigortamız için kimlik bilgilerimiz ile giriş yapılıyor. İnternet ortamında alışveriş yaparken tanımadığımız, hatta güvenlik sertifikası bile bulunmayan sitelere kimlik verilerimizi ellerimizle veriyoruz.

Sürücü kurslarına müracaat ederken kanun gereği kimlik fotokopilerimizi ellerimizle veriyoruz. Cep telefonu alırken, ya da GSM şirketlerinden hat alırken yine aynı prosedür gereği kimliklerimizi veriyoruz. Bunun gibi daha onlarca işlemi yaparken kendi ellerimizle kişisel verilerimizi sunuyoruz. Şimdi gelelim can alıcı noktaya.

Kimlik bilgilerimizi alan bu özel kurumlardaki bilgi işlem görevlisi istesin milyonlarca kişinin verilerini tek bir flash belleğe sığdırıp istismar edebilir. Ediyorlar da. Nitekim adliyelerde konuyla ilgili açılmış binlerce dava var. Geçen yıllara oranla bu tür suçlarda yüzde 200 artış olduğu geçenlerde açıklandı. Bir örnek vereyim. Bundan aylar önce bir GSM şirketinin abone merkezi kendisine teslim edilen kimlik fotokopileri ile binlerce faturalı hat almış insanı mağdur etti. Aboneler adına tablet, cep telefonu müracaatı alınmış gibi GSM şirketini milyonlarca lira zarara uğrattı. Kişi yeter ki kötü niyetli olsun. İstismar yöntemi çok.

Osman Ayık başkanıma anlamlı bir çağrı

Geçtiğimiz hafta Şanlıurfanın Akçakale İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde geleneksel hale gelen 'Madde bağımlılığı ve Bilişim suistimalleri konulu seminerine konuşmacı olarak katıldım. Acı ama gerçek, bölgedeki okullarda kitaba olan ihtiyaç büyük. Gerek eğitimcilerimiz, gerekse öğrenci kardeşlerimiz kitapseverlerden ilgi, destek ve kurulacak kütüphane için kitap bekliyorlar.

İlçede büyük ve zengin bir kütüphane kurulması yönünde Yayınevim 'İskenderiye Kitap binlerce kitap hediye edeceğini ve bölgeye göndereceğini deklare etti. Eğitim ve öğretimin kaptanı durumundaki başarılı İlçe Milli Eğitim Müdürü Halil Tekyıldız son derece idealist ve analitik düşünen bir vizyoner. Bölgeden il dışına üniversiteyi kazanabilmeleri için öğrencilere yönelik kişisel gelişim uzmanlarınca 'motivasyon seminerleri düzenletiyor. Tabiri caizse öğrenciler için her formülü hayata uyarlıyor.

Seminer sonrası Liseli öğrenciler ile uzunca sohbet etme imkanımız oldu. Bölgenin sadece terörle anılmasından oldukça rahatsızlar. Bu çirkin imajdan da oldukça hicap duyuyorlar. Kapılarını bütün bölgelerden gelen insanlara açık olduğunu tüm samimiyetleriyle belirtiyorlar.

Hepsinin yürekleri vatan ve bayrak aşkıyla dolu. İçlerinde şehit yakınları olan öğrencilerin vatan sevgisini ifade eden duyguları görülmeye değerdi.

Başarılı lise öğrencileriyle yaptığımız görüşmelerde bizden tek dilekleri 'Kardeş İl Antalyayı ve Akdeniz Üniversitesini gezmek olduğunu belirttiler. Buradan ülkemizin Turizm alanındaki başarılı ve vefalı Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Sayın Osman Ayıka seslenmek istiyorum: Öğrenci kardeşlerimizin sizlere selamlarını ve güzel dileklerini iletiyorum. Üniversite yolunda başarılı ve geleceğin teminatı olan çocuklarımız hem Üniversiteye giriş sınavında motivasyonlarını yükseltmek ve Akdeniz Üniversitesini görmek, hem de Antalya ilimizi ziyaret etmek amacıyla konaklama konusunda desteğinizi bekliyoruz. Biz elçiye zeval olmaz. Doğusuyla batısıyla gün birlik ve beraberlik günüdür. Gençlerimiz Antalya ilinde bulunan öğrenci kardeşleriyle birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde bütünleşmek ve tanışmak istiyorlar. Sayın Başkanımız Osman Ayıka bu hayırlı eğitim projesine katkıları için şimdiden teşekkür etmek istiyorum.