Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans şehrimize gelerek yapılan antlaşma gereği, Suriyeli mülteciler için önce 3 milyar Avro, sonraki 3 yıl içinse 6 milyar avroluk projelerin birer birer Suriyeli mültecilerin hizmetine sunulacağına bir kez daha söz verdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise bu paranın Suriyeliler için harcanacağını belirtirken, AB'nin, Vize Muafiyeti konusuna değindi ve, "Vize muafiyeti olmazsa Geri Kabul Anlaşması da devreye girmeyecek"şeklinde konuştu. Karşılıklı alışverişten kimin kazançlı çıkacağı netlik kazanmadı.

Çok geniş güvenlik önlemleri alınan ziyarette Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans Nizip'te Suriyelilerin kaldığı konteynır kenti ziyaret etti. Buradan kent merkezine gelerek Al Farah Çocuk Destek Merkezi'nin de açılışını yaptıktan sonra, Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'nde, Türkiye-AB Suriyelilere Yardım Programı'na katıldı.Düzenlenen basın toplantısında Vize konusunun yanısıra ifade özgürlüğü gündeme getirildi. Ayrıca Kilis'in IŞİD tarafından vurulması konusuna ise Başbakan Davutoğlu " Biz kendi ulusal güvenliğimiz için her türlü tedbiri aldık, alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Kilis'teki vatandaşlarımıza, özellikle şehit kardeşlerimizin ailelerine bir kez daha taziyelerimizi iletiyoruz"diye konuştu.

ANA UÇAĞIYLA GELDİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, özel uçak "ANA" ile Gaziantep'e geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ardından Almanya Başbakanı Angela Merker'in uçağı indi. Daha sonra da AB Komisyon Başkanı Donald Tusk ile AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans'ın uçağı Gaziantep'e indi.

NİZİP'E GEÇTİLER

Başbakan Davutoğlu ve beraberindeki liderler Nizip ilçesinde bulunan geçici Suriyeli Barınma Merkezi'ne geçti.

GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMİ Liderlerin ziyareti öncesi Nizip yolunda geniş güvenlik önlemi alındı. Adım başı jandarmanın konuşlandığı yollarda kuş uçurtulmadı.

BASINA SIKI ARAMA

Lierleri yerli ve yabancı 200'e yakın basın mensubu takip etti. Basın mensupları için Valilik önünde 4 otobüs tahsis edildi. Otobüslere sıkı güvenlik önlemleri altında alınan basın mensupları, kamp girişinde de kimlik sorgulamasından geçirildi. Ayrıca kampın girişinde de üstleri arandı, bir kez daha kimlik sorgulamasından geçirildi.

OTOBÜSLER ARANDI

Konteynır kent girişinde sadece basın mensupları değil, basına tahsis otobüsler de sıkı kontrolde geçirildi. Jandarma otobüsleri didik didik aradı.

ÜNİVERSİTE'DE İKİ KEZ KONTROL

Basın mensupları, Gaziantep Üniversitesi'nde iki kez kontrolden geçirildi. Bazı gazeteciler duruma tepki gösterdi.

HEYECANLI BEKLEYİŞ

Liderlerin Nizip konteynır kentteki anaokulunu ziyareti öncesi kampta kalanların heyecanı görülmeye değerdi. Çocuklar tel örgülerin arkasından saatlerce liderlerin gelmesini bekledi. Suriyeli kızların yöresel kıyafetleri de dikkat çekti.

ANAOKULUNU ZİYARET ETTİLER

Liderler kontenyır kentte çiçeklerle karşılandı. Kampta bir ana sınıfını ziyaret ettiler. Sınıfa girişte öğrenciler Merkel'e, Türkçe olarak "Hoşgeldiniz, nasılsınız" diyerek seslendi.Merkel de çocuklara Almanca'da "İyi günler" anlamına gelen "Guten tag" diyerek karşılık verdi. Başbakan Davutoğlu, anaokulu hakkında Merkel'e İngilizce bilgi verdi. Çocuklar, ziyaret esnasında İngilizce şarkı söyledi. Davutoğlu, Merkel, Tusk ve Timmermans, çıkışta, Suriyeli Dena Zakriya adlı kadın ve kampta görevli bir personelin kara kalem ve mozaikten yaptığı sergiyi gezdi. Sergide Davutoğlu, Merkel, Tusk ve Timmermans'ın da resimleri yer aldı.

ÇOCUK MERKEZİNİN AÇILIŞINI YAPTILAR

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Konseyi BaşkanıDonald Tusk ve AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanıma Derneği (SGDD-ASAM) ve UNISEF işbirliğiyle Gaziantep'te yapılan Al Farah Çocuk Destek Merkezi'nin açılış törenine katıldı.
Hassas durumundaki mülteci çocuklara, gençlere ve ailelerine koruma, sağlık hizmetleri, tercümanlık alanlarında desteğin verileceği merkezin açılışını yapan liderler, merkezi gezerek, resim sergisini gezdi. Öğrenciler, yaptıkları resimleri misafirlere hediye ederken, çocuklardan biri Merkel ve Davutoğlu'nun elini öptü. Almanya Başbakanı Merkel, çocuklara boya hediye ederken, isimlerini sorarak teşekkür etti.

Açılışa, Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Mehmet Şimşek, AB Bakanı Volkan Bozkır, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Aile ve Sosyal Sema Ramazanoğlu ile Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de katıldı.

152 BİN SURİYELİ BEBEK DOĞDU

Liderler daha sonra Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'nde, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile Türkiye-AB Suriyelilere Yardım Programı'na katıldı.

Türkiye ile AB ve Almanya'nın, Suriyeli çocuklar için yan yana ve omuz omuza olduğunu kaydeden Davutoğlu, o çocukların, yetimlerin gözyaşlarını silmek için kararlı olduklarını söyledi.

GAZİANTEP ÇOK BÜYÜK FEDAKARLIKLAR ÜSTLENDİ

Çocukların dünyanın en masum varlıkları olduğunu ve maalesef bugün Suriye'de yaşanan büyük insani trajediden en fazla onların etkilendiğini dile getiren Davutoğlu, "Türkiye'de şu anda 10 binlerce Suriyeli yetim çocuk var, 152 bin Suriyeli Türkiye'de hayata gözlerini açtı. 700 bine aşkın Suriyeli mülteci çocuğumuz eğitim imkanlarını bekliyor. Bugün Türkiye'de 3 milyon mülteciyi ağırlayarak dünyanın en büyük mülteci ağırlayan nüfusuna sahip. Bu anlamda da Gaziantep, Kilis, bütün şehirlerimiz Şanlıurfa, Hatay, Kahramanmaraş, bütün şehirlerimizde Suriyeli kardeşlerimizi ağırlıyoruz. Gaziantep bu konuda en başından itibaren çok büyük fedakarlıklar üstlendi." dedi.

AYLAN BEBEKLER ÖLMESİN”

Ege'den illegal yollarla geçenlerin sayısının kasımda yaklaşık 6 binken kademeli olarak Ocakta 3 bin, Martta 870 ve 4 Nisan'dan bugüne ise yaklaşık 130'a düştüğüne işaret eden Davutoğlu, bazı günler hiç illegal geçiş olmadığını, bazı günlerde de 10 ila 20 arasında sınırlı kaldığını bildirdi. İş birlikleri dolayısıyla Avrupa Birliği, Almanya, Yunanistan ve birlikte çalıştıkları bütün paydaşlara teşekkür eden Davutoğlu, şöyle konuştu:"Birinci hedefimiz Aylan bebeklerin bir daha cansız bedeninin Ege sahillerine vurmamasıydı. İkinci hedefimiz illegal göçü, legal bir mülteci hareketine dönüştürmekti yani birlikte insan kaçakçılarının gayri insani tutumları elinde esir olmuş insanların trajedilerine son verip, insan kaçakçılarına darbe vurup, normal düzenli yoldan Avrupa'ya gidişini sağlamaktı" dedi.

3 YILDA 6 MİLYAR AVRO

Davutoğlu, 29 Kasım'da mültecilerle ilgili külfet paylaşımı kararı aldıklarını anımsatarak, "3 milyar avroluk Türkiye'deki Suriyelilere yönelik bir destek vaadi söz konusu olmuştu. Bu Avrupa Birliği içindeki mekanizmalardan geçtikten sonra 18 Mart'ta bu kez 3 yıllığına 6 milyar avroya çıkartıldı. Bugün burada bulunmamızın ana vesilelerinden bir tanesi bu insani desteği görünür kılmak ve ilk uygulamasını başlatmak." şeklindeki görüşlerini paylaştı.

Herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesinin önemine dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin 29 Kasım'dan 18 Mart'a kadar bütün zirvelerde verdiği her sözü yerine getirdiğini vurguladı. Türkiye'nin vize uygulamalarını düzenlediğini, çalışma izni çıkardığını, üstlendiği sorumlulukların gereği yaptığını aktaran Davutoğlu, "Bugünden itibaren Avrupa Birliği taahhüt ettiği bu fonları harekete geçirmek üzere ilk adımları attı. Bugünden itibaren, bugünkü projeler bağlamında 187 milyon avroya varan projeler başlatıldıAvrupa Birliğinin de bu çerçevede gerekli adımları atacağına dair inancımı, güvenimi de ifade etmek isterim." değerlendirmesini dile getirdi.

“VİZE MUAFİYET ANLAŞMASI, TÜRKİYE İÇİN HAYATİ BİR KONU”

Geri Kabul Anlaşması'nın devreye girmesiyle Vize Muafiyet Anlaşması'nın da haziran içerisinde devreye girmesinin Türkiye için bu hayati bir konu olduğunu belirten Davutoğlu, " Türkiye halkına bizim taahhüdümüzdür ve önümüzdeki günlerde inşallah Meclisimizden gerekli bütün düzenlemeleri geçireceğiz ve Avrupa Birliği tarafından Avrupa Komisyonunun mayıs içindeki raporu sonrasında gerekli adımların atılmasını da bekliyoruz" dedi.

“EN BAŞINDAN İTİBAREN İNSANİ TAVIR SERGİLEDİ”

Merkel'in de mülteciler sorununa karşı insani tavır sergilediğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Belli dönemlerde insani tutum alanlar muhalefet tarafından eleştirilseler de tarih tarafından takdir edilirler. Tarihin altın sayfalarına yazılırlar. Bize de 'Suriyelileri geri göndermemiz gerekir' diyen muhalefet liderleri çıktı. Suriyeliler üzerinden siyasi polemik yapanlar çıktı, dün Konya'daydım, Hazreti Mevlana'nın sözünü bir kez daha hatırlattım. Biz bu topraklara sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Ortadoğu'ya, Balkanlar'a bütün topraklara sevgi tohumları ekeceğiz. Mevlana'nın kendisi de Konya'ya mülteci gibi gelmişti. Biz bu tavrımızı sürdüreceğiz"

“AHDE VEFA AB’NİN TEMELİ”

Başbakan Davutoğlu, ortak basın toplantısının ardından soruları cevapladı:

Vize muafiyetinin haziran ayından itibaren başlamayabileceği' şeklindeki soruya Davutoğlu, Türkiye ve AB'nin inandığı en önemli değerin ahde vefa olduğunu söyledi.

Davutoğlu, ahde vefanın AB'nin temelini de teşkil eden bir prensip olduğunu belirterek, bu çerçevede 29 Kasım'da birlikte ele alınan hedefler manzumesi bulunduğunu hatırlattı.

VİZE OLMAZSA, GERİ KABUL DEVREYE GİRMEZ

Davutoğlu, "Biz üzerimize düşeni yapacağız. AB'nin de üzerine düşeni yaparak vize muafiyetiyle ilgili herhangi bir siyasi gerekçe ileri sürmeksizin hukuki süreci tamamlamasını bekliyoruz. Öyle bir durum olmaması gibi bir ihtimali düşünmek istemiyorum ama, zaten öyle bir durumda 'Geri Kabul Anlaşması da devreye girmeyecek' anlamına gelir. Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır" görüşünü dile getirdi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTERİYORUZ

Davutoğlu, bir gazetecinin vize muafiyeti ve basın özgürlüğüne ilişkin sorusu üzerine "Bize dışarıdan ve tepeden bakılmasına müsamaha gösteremeyiz. Biz Avrupa ailesinin bir parçasıyız. Basın özgürlüğü dahil her konuyu konuşabiliriz. Şu gerçeği de herkesin görmesi lazım, Türkiye son 2 yılda 4 büyük seçim yaşadı ve bu seçimler esnasında kimse herhangi bir propaganda, fikir özgürlüğü probleminin olduğunu kabul edemez. Birçok yayın organı, hükümet ve partimiz aleyhine yoğun eleştiride bulundu. Hiçbir zaman, hiçbir şekilde o eleştirilere baskı ile karşılık vermeyi düşünmedim, düşünmeyiz. Demokrasi, basın özgürlüğüyle yükselen bir değerdir. Hepimiz buna saygı gösteriyoruz, göstereceğiz." dedi.

BAŞKA BİR ÜLKENİN CUMHURBAŞKANINA HAKARET EDİLSEYDİ?

Yaşanan münferit olaylardan hareketle Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda spekülasyonları doğru bulmadığını kaydeden Davutoğlu, "Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan hakareti yine birlikte ele aldık. Basın özgürlüğü, insan haklarını ve insanın onuruna saygıyı gözardı etmemeli. Basın özgürlüğü ancak insan onuruyla daim olabilir. Bir ülkenin cumhurbaşkanına ağır hakaretlerde bulunma basın özgürlüğü içinde değerlendirilir mi? Bunu tartışabilmeliyiz. Eğer aynı konu, başka bir ülkenin cumhurbaşkanı ya da başbakanı için başka bir millet için zikredilseydi acaba kabul edilebilir miydi? Biz insan onuru ile basın özgürlüğünü birlikte Avrupa değeri olarak ele almak ve Avrupa değeri olarak bunu yüceltmek durumundayız. Tek tek söyleyeceğiniz her hususu değerlendiririz ama Türkiye'yi ailenin dışında kabul edip, sürekli imtihan salonunda tutarmışçasına, sürekli soru sormak da kimsenin hakkı değildir. Ama bizi ailenin bir parçası olarak, Sayın Merkel'in dediği gibi açık yüreklilikle konuşabileceğimiz bir ortamda değerlendirmek icap eder. Dışarıdan ya da yukarıdan bir tavır takınmaksızın her konuyu tartışırız."

KÖŞE YAZARLIĞI YAPTIM

Geçmişte köşe yazarlığı yaptığını hatırlatan Davutoğlu, "Benim için en asli insan haklarından biri fikir özgürlüğüdür, basın özgürlüğüdür. Türkiye'nin herhangi bir şekilde sıkıntı yaşamasını arzu etmeyiz. Gerekli bütün reformları, özgürlükçü yaklaşımları da sergileriz." dedi.

KİLİS İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİR ALINACAK

DAEŞ tarafından Kilis'e her gün saldırı yapıldığı ve bu saldırılara karşı ne tür ek önlemler alınacağının ve güvenli bölge konusunda gelinen noktanın sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, şu cevabı verdi:"Biz kendi ulusal güvenliğimiz için her türlü tedbiri aldık, alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Kilis'teki vatandaşlarımıza, özellikle şehit kardeşlerimizin ailelerine bir kez daha taziyelerimizi iletiyoruz. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta içi Genelkurmay Başkanımızın da bir ziyareti oldu. Geçtiğimiz hafta içindeki haftalık görüşmemizde bu konuları detaylı bir şekilde ele aldık. Kilis'in savunması, Kilis'e yönelik atışların durdurulması için atılması gereken adımlar konusunda gerekli her türlü çalışma yapıldı. Mütekabiliyet çerçevesinde hemen mukabelede bulunulup, saldırı odakları imha ediliyor. Yine de Suriye içindeki bu terör odaklarının faaliyet alanları itibariyle özellikle hareketli birtakım araçlar üzerinden yaptıkları bazı saldırılar söz konusu. Önümüzdeki pazartesi günü bakanlar kurulunda da bu konuyu ele alacağız. Atılması gereken ek adımlar hiç tereddüt edilmeden atılacak ve Türkiye'nin güvenliği söz konusu olması hasebiyle de gerekli askeri her türlü tedbir alınacak."

“TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ, HUZURU SAĞLANACAK”

Kilislilerin özellikle son günlerde terör örgütü DAEŞ'in saldırıları karşısında gösterdiği direnç ve Suriyelileri ağırlama konusundaki tavırlarının her türlü takdirin üzerinde olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Kilis'te hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak ülkeye yönelik her türlü tehdide karşı en kararlı tutumu sergilemeye devam edeceğiz. Gerek Suriye rejiminin baskıları, zulmü, gerekse DEAŞ, PKK, YPG diye terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük yaptığı her faaliyet mutlaka mütekabiliyet esasları çerçevesinde karşılığını bulacak, Türkiye'nin güvenliği, huzuru sağlanacak. Sağlanıncaya kadar da bu çabalar sürdürülecektir." ifadelerini kullandı.

TAMBİ MÜZİK DİNLETİSİ SUNDU

Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye gelen ve Türk vatandaşı olan müzisyen Tambi Asaad da piyano ile müzik dinletisi sundu. Asaad'ın özel bir misafir olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "İnşallah Tambi'nin özgür bir şekilde Şam'da da icra edeceği bir konseri dinlemek nasip olur. Kendisini tebrik ediyoruz." dedi.

Vize ve basın özgürlüğü konusunda konuşan Merkel:" Vize konusunda Türkiye’nin şartları yerine getirmesi gerekiyor. Komisyon 4 Mayıs’ta bir rapor sunacak. Bu konudaki anlaşmaya uyacağız. Çok yakın çalışıyorlar bakanlıklarımız. Endişe varsa ele almamız gerekiyor. Bir taraftan güvenliği sağlamak istiyoruz. Vize serbestliği de sağlamak istiyoruz. Basın özgürlüğü gelişmeleriyle ilgili olarak endişeler dile getiriliyor. Belli bir bağımlığa girdiğimiz söyleniyor. Bu konuda cesaret edemediğimiz söyleniyor. Bu konu hakkında konuşuyoruz. Basın özgürlüğüyle ilgili sorun varsa, bir muhabir sorunu vardı, onu konuştuk. Çok açık ve samimi bir şekilde ele alıyoruz. Burada hemen yüzde 100 hem fikir olmamız mümkün değil, diğer ülkelerle de aynı olmayabiliyor görüşmelerimiz. Daha fazla ilerleme kaydetmemizi sağladı. Konuşmasaydık bu kadar ilerlemeyecektir. Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü bizim için kaçınılmazdır" diye konuştu.

KİLİS'E SALDIRILARI GÖRÜYORUZ

Güvenli bir alan oluşturmak istediklerini söyleyen Merkel, "Aslında silahların bırakılması ve en azından geçici olarak durması konusunun olmadığını görüyoruz. IŞİD tarafından Kilis’e saldırı olduğunu görüyoruz. Mağduriyete uğrayan insanların acılarını paylaşıyoruz. Bir an evvel ilerlememiz gerekiyor. Bu şekilde devam edemez diye düşünüyorum. Silahların sustuğu bir bölge olarak, insanların güvende olduğu bir alan oluşturulması lazım" dedi.

TUSK İNŞALLAH İLERİDE BUNLARI KONUŞMAYIZ

Basın özgürlüğü ile ilgili görüşlerini dile getiren Tusk, "Şahsi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. 30 yıl kadar önce ben komünist hükümete karşı rejimi eleştirdiğim için hapse düştüm. Bildiğim kadarıyla Erdoğan da bundan 15 yıl sonra benzer bir deneyim yaşamış. Cezaevine konulmuş, yani bu konudaki düşüncelerimiz siyasi olarak, politikacı olarak ben kalın dilli olmayı öğrendim ve kabul ettim. Eleştiri ile hakaret arasındaki fark gerçekten göreli olabiliyor. Umarım ki gelecekte ifade özgürlüğü ana konularımızdan biri olmaz."

AB OLARAK ARKANIZDAYIZ”

AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ise, “Sıcaklığı hissettik, misafirperverlik için teşekkür ederiz. Büyük sayılarda miktarda, Suriyelileri misafir etmeniz gerçekten çok güzel. Sizler yalnız değilsiniz. AB olarak arkanızdayız. Karşılıklı olarak anlaşmanın devamı anlamında kararlılığınızı ortaya koydunuz. Biz de AB olarak kararlıyız. Taahhütlere bizlerde bağlıyız, bu anlaşmanın. Bu geziyle de Suriyelilere nasıl yardımcı alabileceğimizi gördük. Bu eğitimlerle geleceklerini nasıl şekillendireceklerini gördük. Bu eğitimleri alan çocuklar, yarın Suriye’de geleceğini ifa edebilirler. AB olarak bizler dayanışmamızı ortaya koyacağız. Dayanışmanın aslında benzerinde, birçok AB ülkesinde sergiledik, gördük. Almanya’daki olağanüstü çabalar var. Almanya’da bir başka insan için, yani bu Suriyeli insanlar için ortaya koyduğu çabalar söz konusu. Bu kıtada gerçekleşen bu iyilikler, bizim geleceğe yönelik iyimserliğimizi arttırmakta. 400 yıl önce Shakespeare’in yazdığı şeylere baktığımızda, bugün insanlık olarak yazılmış şeylerin benzerliğini görüyoruz. Shakespeare’in de yazdığı, bu yapılan yardımların fazlası, yardıma yapanlara dönecektir. Yardımların iki katının Türk halkına geri dönecektir” dedi.

ŞÜPHELİ ARAÇ KORKUTTU

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Almanya BaşbakanıAngela Merkel'in konuşma yaptığı konferans salonunun 1 kilometre uzağındaki kontrol noktasında durdurulan şüpheli araçta 3 tabanca, 1 otomatik pompalı av tüfeği ile 1 adet Thompson marka silah ele geçirildi.

Yıldırım ekipleri, Yeditepe Mahallesi'nde yaptıkları uygulama esnasında durumundan şüphelendiği 07 OEK 77 plakalı otomobili durdurdu. Otomobilde yapılan aramada, şahısların üzerinde ve aracın bagajında 3 adet tabanca, 1 adet otomatik av tüfeği ile 1 adet Thompson marka silah bulundu. Araç içerisinde bulunan iki bayan ile 3 erkek, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Zanlıların uyuşturucu kullanmaktan sabıkalarının olduğu öğrenildi.