KILAVUZU KARGA OLANIN
AKP - İmralı Anlaşmasının talimatını veren kim? ABD.. Peki süreci Tayyip Erdoğan'ın kulağına fısıldayan kim ? ABD. Apo'ya Kürdistan'ın yol haritasını çizen kim ? ABD. PKK'nın dolayısıyla BDP'nin izleyeci rotayı belirleyen kim ? Yine ABD. Peki, biz baştan beri söylemedik mi ? AKP'yi kurdurtan güçle, BDP'yi kurdurtan gücün aynı güç olduğunu, bu gücün adının da ABD olduğunu. Bir türlü dinletemedik, sakalımız yok ya. Geldiniz mi şimdi dediğimize...
Peki ya Pensilvanya sakini. Ahir zaman peygamberi sanki mübarek.
Bakın neler buyurmuş. Bir zahmet kulak verelim. Kulak verelim de ibretlik halimizi iyice idrak edelim.
"Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe, bence elde öpülebilir, etek de öpülebilir.
Heyet-i İslamiye, heyet-i milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek herşeye katlanmak lazım"
Dikkatinizi çekerim Hocaefendi'nin öpülebilir dediği el Apo'nun eli, öpülmeli dediği etek Apo'nun eteği. Yani elinde binlerce şehidin kanı olan el.. Yani o etek Türkiye'nin istikbalinden çalınmış 500 milyar doların sebebi dairesi olan etek.
Hoca, hoca !... Ufak atta civcivler yesinler. Yiyen yesin ben yemem bu martavalları.
1999'da Kenya'da paketlendiğinde "Türk devletinin hizmetindeyim. Benim annemde Türktür" diyerek altına işeyen bu adama dikte ettirilen siyaset, onu Türk devletine değil, Türk devletini ona hizmet eder hale getirmiştir. Neden sonuç ilişkisinin hak ortasında kimler var biliyor musun ? Senin müritlerin.
Sen daha "milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe" diyorsun.
Hangi gurur, hangi onur Allah aşkına. Kime tezgah açıyorsun.
Birden "Tahtım, Saltanatım, Sarayım" diye diye her türlü onursuzluğu sineye çeken sultan Vahdettin'i anımsadım. Her 100 yılda bir nükseden bir hastalık bu. Yoksa tesadüfmü demek gerekiyor.
Bize yol gösterenlerin, bize rehberlik edinlerin pür melal haline bir bakın hele.
O yalın gerçeği içinizden bir kaç tekrarladığınızı duyar gibiyim. Kılavuzu karga olanın burnu nereden çıkmaz ? Bunu düşünmeye hacet var mı ?
Boktan ulan bok'tan...
AKP - İmralı Anlaşmasının talimatını veren kim? ABD.. Peki süreci Tayyip Erdoğan'ın kulağına fısıldayan kim ? ABD. Apo'ya Kürdistan'ın yol haritasını çizen kim ? ABD. PKK'nın dolayısıyla BDP'nin izleyeci rotayı belirleyen kim ? Yine ABD. Peki, biz baştan beri söylemedik mi ? AKP'yi kurdurtan güçle, BDP'yi kurdurtan gücün aynı güç olduğunu, bu gücün adının da ABD olduğunu. Bir türlü dinletemedik, sakalımız yok ya. Geldiniz mi şimdi dediğimize...Peki ya Pensilvanya sakini. Ahir zaman peygamberi sanki mübarek. Bakın neler buyurmuş. Bir zahmet kulak verelim. Kulak verelim de ibretlik halimizi iyice idrak edelim. "Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe, bence elde öpülebilir, etek de öpülebilir. Heyet-i İslamiye, heyet-i milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek herşeye katlanmak lazım"Dikkatinizi çekerim Hocaefendi'nin öpülebilir dediği el Apo'nun eli, öpülmeli dediği etek Apo'nun eteği. Yani elinde binlerce şehidin kanı olan el.. Yani o etek Türkiye'nin istikbalinden çalınmış 500 milyar doların sebebi dairesi olan etek. Hoca, hoca !... Ufak atta civcivler yesinler. Yiyen yesin ben yemem bu martavalları. 1999'da Kenya'da paketlendiğinde "Türk devletinin hizmetindeyim. Benim annemde Türktür" diyerek altına işeyen bu adama dikte ettirilen siyaset, onu Türk devletine değil, Türk devletini ona hizmet eder hale getirmiştir. Neden sonuç ilişkisinin hak ortasında kimler var biliyor musun ? Senin müritlerin. Sen daha "milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe" diyorsun. Hangi gurur, hangi onur Allah aşkına. Kime tezgah açıyorsun. Birden "Tahtım, Saltanatım, Sarayım" diye diye her türlü onursuzluğu sineye çeken sultan Vahdettin'i anımsadım. Her 100 yılda bir nükseden bir hastalık bu. Yoksa tesadüfmü demek gerekiyor. Bize yol gösterenlerin, bize rehberlik edinlerin pür melal haline bir bakın hele. O yalın gerçeği içinizden bir kaç tekrarladığınızı duyar gibiyim. Kılavuzu karga olanın burnu nereden çıkmaz ? Bunu düşünmeye hacet var mı ? Boktan ulan bok'tan...