O mücadele sathının içindeki duruşuyla, adanmış ve kutsanmış bir ömrün ta kendisiydi.

Hayatını Kıbrıs Türklerinin istiklaline sunmuş, dik ve baş eğmeyen o çelikleşmiş iradesiyle ismi kendisine atfedilmiş bütün sıfatların karşılığı gibiydi.

Rauf Denktaş, öncelikle yaşama sevdayla bağlı bir insan, bir baba, bir aile reisi, kıvrak zekasıyla vazgeçilmez bir hukuk adamı, Kıbrıs Türklerinin mukavemetini sağlayan bir örgütçü, militan bir ruh, Milletlerarası camiada doğru bildiklerinden bir adım geri atmayan çılgın müzakereci, bir topluluktan bir millet inşa etmeyi başaran muzaffer bir devlet başkanı, Kıbrıs Türklerinin ata babası.

Yeşil ada denildi mi ilk o akla gelirdi ve Kıbrıs Türklerinin haklı davası.

Kıbrıs adasını Yunanistan'a bağlamak isteyen Megalo İdea, Akdeniz'i bir Yunan gölü haline getirmek istiyordu, bunun önünde ki tek engel Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığıydı.

O vakit, soruna neden olan Türk'ün varlığını ortadan kaldırmak, sorunu da ortadan kaldırmakla, makul ve mantıklı bir çözüm kendiliğinden oluşacaktı.

Türkler asimilasyona tabii tutuldu, yaşadıkları coğrafyalardan sürüldü ve kitlesel katliamlara maruz bırakıldı. Atlılar, Muratağa ve Küçük Kaymaklı katliamları ile sınırlı kalmayan kıyım ve kırım harekatları baskın yemiş her köyde, her evde devam etti. Türkiye'nin 1974 yılında gerçekleştirdiği sınırlı müdahale ile Kıbrıs Türkleri topyekûn imha politikasından kurtarılarak, özgür ve bağımsız bir devlet idaresine kavuştu. Milli tarih bilinci olanlar ve hafızasını zinde tutanlar Kıbrıs adası üzerinde oynanan oyunlara vakıftır.

Ancak General Grivas'ı, EOKA-B'yi, Megalo İdea'yı, Makarios'u, Nikos Sampson'u ve Albaylar Cuntası'nı ve bu anılan isimlerin derinliğinde ki anlamı kimse Rauf Denktaş kadar iyi analiz edemez.

Tam 50 yıl boyunca fiili silahlı çatışmalardan, müzakere masalarına kadar mücadele sathının her karesinde onun ayak izleri, onun nefesi var.

O sadece Kıbrıs'ta istiklalini ve istikbalini kazanmış bir milletin ata babası değil, bütün Turan coğrafyasında ki Türk halklarının da ortak kahramanı ve Oğuz soylu komutanlarından biridir.

Uçmağa varan bu yiğit Bozkurt'un acısı sadece Kıbrıs adasına ve Kıbrıs Türklerine ait değildir. Acı, emperyalizme ve mezalimin her rengine karşı koyan bütün Türklük coğrafyasının ortak acısıdır.

Son nefesinde dahi 'bağımsızlık' ı haykıran yiğit ve asil savaş rahat uyu!.. Yücelttiğin ve yükselttiğin bayrak hiçbir zaman inmeyecek.