KEŞKE DEMEK ZORUNDAYIM... Gaski Göletinin Zirve Üniversitesine 20 yıllığına kiraya verilmesi şehrimizde bomba etkisi yarattı..Karar meclisten geçince telefonlar yağmaya başladı.. Doğrusunu söylemek gerekirse bende şaşırdım bu karara.. Sonrasında Zirve Üniversitesinin Göletin sadece bir kısmını bunu da ders amaçlı olarak olarak kullanacakları söylendi ama, genel olarak bu kira işi ciddi rahatsızlık yarattı.. Çünkü burası halkın hizmetine sunulma amacıyla planlanmıştır..Yani tepeden tırnağa halka ait bir yer olması gerekiyor.. Çevresinde Tesis kurmak bile yasalar çerçevesinde sınırlandırılmıştır.. Henüz tam olarak gündeme gelmese de, şu anda Gaski çevresindeki yapılanmaların yasal sınırları zorlayarak hatta yasa dışı yapıldığı yolundaki iddiaların ortalıkla gezindiği bir ortamda, şimdi bu kiralama işi, hemde iddia doğru ise aylık 500 TL'ye, bence Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'e olumsuz yönde fatura edilebilir.. Şu gerçeği kabul etmek durumundayız.. Zirve Üniversitesi Gaziantep için büyük önem kazanmıştır.. Hele denizi olmayan bir şehirde açtığı Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği bölümü bu kentin var olan imajına farklı bir bakış açısı daha getirmiştir..Ancak öğrencilerin ders göreceği alan olarak, halka açık bir gölete talip olunması eleştiri konusudur.. Her ne kadar Gaski Göletinin belirli bir kısmında faaliyet gösterileceği belirtilsede, bunun adresi Gaski yerine Burç göleti olabilirdi demek zorundayım..Çünkü Burç göleti en uygun yerdi, hatta bildiğim kadarıyla Çakal göleti de var.. Daha da sayacak olursak, Rum Kale'nin orası var.. Bu realiteden hareket edecek olursak, en olmaması gereken yer olarak seçilen Gaski Göletinin 20 yıllığına kiralanması, kamu vicdanını rahatsız edecektir. Bu kiralama işi, tarih sayfalarına Asım Güzelbey'in başkanlık döneminde gerçekleşmiştir olarak geçecektir.. UMARIM TAYYAR'IN MESAJLARI GERÇEK ADRESİNE ULAŞMIŞTIR Gaziantep'te geçen hafta hayli hareketli geçti..Özellikle Şamil Tayyar'ın söyledikleri ve iddia ettikleri şeyler kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.. Gazete olarak her zaman olduğu gibi, gelişmeleri yayınladık. İlgililerinden görüşler aldık.. Yetkililerden de görüş istedik ama "lütfen konuşmak istemiyoruz" cevabı alınca saygıyla karşıladık.. Umarım Şamil Tayyar'ın verdiği mesaj gerçek adreslerine ulaşmıştır.. Umarım bu mesajlardan art niyetler çıkartılıp gerçek konulardan uzaklaşılmasın.. Şu bir gerçek ki, Gaziantep'te yaşayanlar huzur istiyor.. Valisinden tutun belediye başkanlarına, jandarmasından polisine, adliyesinden yargı mensuplarına kadar vicdanı yaralamayan uygulamalar ve kararlar istiyor.. Ben sokaktaki vatandaş olarak bunları düşünüyorum.. Ama meclisteki temsilcim olan, hemde iktidar partisinin milletvekili Şamil Tayyar'ın da bu yönde yaptığı konuşmalar, ortaya attığı iddialar, hele hele bundan önce söylediklerinin hepsinin gerçek çıkması, kafamızı karıştırıyor.. Onun için herkes huzur kadar güven istiyor..Güveneceğimiz kişilerin, bizleri iyi anlamalarını bekliyoruz.. Yasa dışı işler yapanlarla, illegalite içinde olanlarla toplumu kandıranlarla, zehirleyenlerle hep birlikte mücadele ederiz.. Yeterki inanalım, güvenelim.. ÖMER AYDIN'IN GETİRDİĞİ POZİTİF ENERJİ Gaziantep Emniyetindeki değişim ve gelişimleri duydukça mutlu oluyorum.. Çok zorlu bir ortamda ateşten gömleği giyen Emniyet Müdürü Ömer Aydın'ın çalışmalarını araştırırken, ağırlık noktasının pozitif ve olumluya kaymasını görmek bizleri mutlu ediyor.. Müdür Aydın'ın çılgınca büyüyen, kontrolden çıkacak hale dönüşen bir kentte, istihbarat ve asayiş başta olmak üzere bir çok konuda yaptığı radikal değişimler ve çalışmalardaki olumlu gidişattan, gelecek adına umutlanıyoruz.. Elbette zor..Elbette aldığı göç ile zaten kimyası bozulan, şimdi birde Suriye'den gelenleriyle adeta kaos yaşanan bir şehir haline dönüşen Gaziantep'i, emniyet olarak yönetmek kolay değil.. Hırsızı, arsızı, uğursuzu, ipsizi, sapsızı, mafyası, dolandırıcısı, uyuşturucusu, ahlaksızı namussuzu, kaçakçısı ve sahtekarının mekan seçip yerleştiği ve kimyasını bozduğu güzelim şehrimizi idare etmek gerçekten zor.. Asıl zor olan ise, yasa dışı işlerle uğraşanların yani illegalitenin destek görmesi karşısındaki çaresizlik.. Bazı çevrelerce yasaları çiğneyenlere sahip çıkılma girişimleri.. Kural tanımayanların, kuralları uygulamak isteyenlere karşı bazı durumlarda galip gelmesi.. Gecesini gündüzüne katan, canı pahasına suçluları yakalayanların, son noktalarda yaşadıkları hayal kırıklıkları. Demoralize olmaları..Trafikte kural ihlalinde işlem yapmak üzere iken veya yaptıktan sonra gelen telefonların emekleri boşa çıkarma gerçekleri..Daha neler neler.. Ama bunların hiçbirisi ne emniyeti, ne müdürü, ne yetkili amirleri, nede polis kardeşlerimizi doğru yolundan döndürmemeli.. Tam aksine aralarından çıkan çürük elmaları safradan atmalı.. İşte bu noktada sanki emniyette hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yolunda duyumlar alıyor, Ömer Aydın ile birlikte ciddi bir güven ortamı tesis edilmeye çalışıldığını gözlüyorum.. Umarım bundan sonra Gaziantep emniyeti için duyumlarım ve gözlemlerim bu doğrultuda devam eder.. Umarım ciddi boyutlu eleştiri yazmama gerek kalmaz.. HAVA LİMANI, ILS CİHAZI VE PİSTİN DURUMU Bazı Okurlarımız bilmez, birçoğu da belki hatırlamaz.. Ama Gaziantep havalimanı için bu gazete büyük mücadele vermiştir. Arşivlerimiz en güzel belgedir. Yolcu binası için, pistler için, ILS cihazı için vermediğimiz mücadele kalmamıştı. Çok şükür hepsini sonuçlandırdık. ILS cihazı için haftalarca kampanya yaptık onu da getirdik.. Birkaç yıldan beri çok kötü havalar dışında bu cihazın sayesinde uçaklarımız inip kalkıyor.. Son günlerde sık sık seferlerin iptal olması veya uçakların inmeyişi benim de canımı sıktı elbette. Sordum yetkililere ILS cihazı çalışıyor dediler. Tabii o zaman ani bastıran sis ne kadar gelişmiş cihaz olursa olsun uçakların inmesine engel olur.. Şehir merkezinde hava güzeldir ama alanın bulunduğu yer kapalı veya sislidir. İşte onu anlamayanlar haliyle tepki verecekler.. Hatta bazıları işin teknik boyutunu bilmeden gazetelere demeç bile verirler..Ama ILS cihazında bir şeyin olmadığını söylemek durumundayım. Ayrıca Uçak inmeyişinin sadece Gaziantep için degil, Ankara ve İstanbul'da da bazen gerçekleşmediğini hatırlatmak durumundayım.. Bence Gaziantep havalimanının en önemli sorunu pistlerin rezilliğidir..Adeta tarlaya benziyor..Türkiye'de şu anda galiba pisti en kötü olan şehir Gaziantep'tir.. Geçen yıldan beri devam eden bu soruna umarım çözüm bulunacaktır.. Ayıp oluyor çünkü.. RAFİK KONTROLLERİ VE DENETİMİNDE KÜÇÜK AYRINTILAR Trafik kontrollerinin her zaman yanındayım. Kurallara kim uymuyorsa cezasını çekmeli..Ben ışıkta bekliyorsam, adam vız diye geçiyorsa, onun yaptığı yanına kar kalmamalı.. Trafikten bu konuda çeşitli şikayetler almama rağmen, yakında Mobese cihazlarının kentin belirli merkezlerine konulmasıyla bu sorunun azalacağını düşünüyorum.. Her vatandaş gibi benim de beklentim trafik kontrollerinde adaletli-eşit ve anlayışlı davranılması..Bunu kemer uygulamasında göremiyoruz maalesef.. Ben takmadan trafiğe çıkmam.. Ama kontrollerde piyango çekilişi gibi bazı araçların durdurulup ceza kesmenin, diğerlerine geç denilmesinin hepimizi rahatsız ettiğini söylemeliyim.. Birde yollarda bulunan fırınlardan ekmek almak için birkaç dakika duranlara polisin ceza yazması çok şikayet edilmeye başlandı son günlerde. Sadece bir örneğini versem sanırım anlaşılacaktır. Değerli dostum Dr.Samet Bayrak Cuma günü saat 18 sıralarında Şahinbey Polis Merkezi önündeki 2.bahar ekmek fırınından ekmek almak için durmuş ekmeğini alıp çıkmış, polis ceza yazmış.. O sırada beni aradı ve üzüldüğünü söyledi..Belki kusurlu olabileceğini ama bu tür fırınların önünde polisin dakika olarak anlayışlı olmaları gerektiğini vurguladı.. Belki polis cezasında haklıdır ama kesilen cezalarda vatandaşın itiraz edebileceği uygulamalardan da kaçınması gerektiğini düşünüyorum..O uygulama da biraz anlayış ürünüdür.. SAAT 06 DA SERVİSLERİN KORNA SESLERİ Okurumuz Kenan Kerim Yavuz artık isyan noktasına gelmiş.. Ve şikayetini sosyal medyada bana yazarak dile getirmiş.. "Tüm dolmuş, halk otobüsü, servis araçlarını kullanan şoför arkadaşlardan ricam var.."Yav şu sabahın 06'sında korna çalmayı bırakın, bitirin artık şu rezaleti"demiş.. Maalesef haklı ama bu şikayeti giderilmez.. Çünkü bu şehirde özellikle sabah erken saatte çocuklarımızı evlerinden alan servis şoförleri en az 15-20 kez kornaya basmak zorunda. Oysa evlerin zili var, o saatte gelmeyen öğrencilerin evinin zili çalınsa işi betecek. Ama en kolay yol, kornaya basmak.. Trafikte öyle değimli.. Daha ışıklar yanmadan arkadaki araçlar kornaya basmıyormu.. Benim sevgili okura söyleyeceğim, "bu şehirde sabah 06 da sadece kornalar çalınarak insanlar uykusundan kaldırılmıyor, gece yarısı saat 01 lerde havai fişeklerle insanlar yataklarından fırlatılıyor.. Boşuna şikayet etme"olacaktır..