Şehrin merkezi dahil önemli bölgeler ve kenar semtlerde son dönemlerde cadde ve sokak lambaları niye yanmıyor acaba.. Doğrusu çok merak ediyorum bunu. Tasarruf mu diyorum, ama kentin karanlıkta bırakılmasının tehlikeli olacağını düşündüğümden vazgeçiyorum. Peki niye şehrimizin önemli cadde ve özellikle kenar semtlerdeki çok sayıdaki sokakların lambaları yanmıyor? Ali Akbağ olsaydı sorardık kendisine.. Olmadığına göre soracak kimsemiz de kalmadı aslında. Yeri gelmişken belirteyim, şimdi AK Parti Şehitkamil İlçe Başkanı olan AK Parti meclis üyesi Sayın Halil Uğurun, 'Ali Akbağ döneminde TEDAŞa telefonla ulaşabiliyordunuz. Kapısının önünde yatıp sorunlarınızı halledebiliyordunuz. TEDAŞın özelleşmesiyle birlikte ulaşabileceğiniz bir muhatap bile bulamıyorsunuz. Şöyle bilinmeli, bundan sonra kendini işe adamış bir Ali Akbağ yoktur' sözleri aslında çok şeyleri ifade ediyor.. Halil Uğur, bu sözlerle Gaziantepte en küçük sorunda şikayete başvuran herkesin, özellikle başta muhtarların, zamanında kendi değerlerine sahip çıkma ve destekleme yerine köstekleme işiyle meşgul olmasının ne kadar yanlış olduğunu dile getiriyor.. Ali Akbağın gidişiyle beraber, Gaziantepte yokluğunun çok net şekilde hissedildiğini ifade ediyor. Onun içindir ki, bende şimdi Sayın Akbağ olsaydı telefon açar, şehrin önemli cadde ve bulvarlarında son zamanlarda niye lambaların yanmadığını söyleyebilirdim. Özellikle İbrahimli bölgesindeki kesintilerin nedenini öğrenebilirdim.. Celal Doğan parkının yer aldığı Ali Nadi Ünler bulvarındaki lambaların yanmayışı yüzünden insanlar karanlıkla kaldırımlardan korkuyla yürüyor diyerek nedenini sorabilirdim.. Seyrantepe, Çıksorut, Ünaldı, Karşıyaka bölgelerinde niye sık sık kesintiler oluyor diyebilirdim.. Yapacak birşey yok elbette. Ama bu karanlık işinin ciddi bir tehlike olduğunu dile getirmek zorundayım.. ÇÖP KONTEYNIRLARI KOKUYOR Hava sıcakları öyle bir noktaya geldi ki, çöp konteynırlarının yanından geçilemez olundu. İnanılmaz şekilde pis kokuyor. Belediye çöp araçları boşaltma işlemini yaptıktan sonra çevreye yayılan kokular yüzünden güzelim şehrimiz pis kokuya kurban ediliyor. Gece kaldırımları sulayan araçların konteynırları yıkama şansı yok mu, merakımdan soruyorum.. YANGINI CİDDİYE ALMAK ZORUNDAYIZ OSBde Özkaplan fabrikasının yangını konusunu bir hafta boyunca gündemde tutmamızın nedeni, aslında hepimizin yangın ve İtfaiye konusundaki ihmalkarlığımızı göz önüne sergilemek içindi.. Gazetecilik böyle günlerde daha büyük önem taşır. Birilerine yaranma veya üzme, hatta birilerine talimatla saldırma düşüncesi gözetilmez.. Objektif bir anlayışla, doğru bilgi, uzman görüşleri, mağdur kesimin düşünceleri, ihmalkarlık la eleştirilen yetkililerin açıklamaları önem taşır böyle zamanlarda. Gaziantep27 gazetesi bu yangın olayında işte bunu gerçekleştirmiştir. Bunun içindir ki, gündem belirlemiş, yetkililerin bundan sonraki dönemlerde eksiklerini tamamlama, hataları bir daha tekrarlamama konusunda harekete geçirmiştir. Nitekim de bir hafta boyunca şehrin yöneticileri ve bu konudaki sorumluları önemli adımlar atmıştır.
Çok net biçimde ifade etmeliyim ki, Büyükşehir eski İtfaiye Müdürü Mustafa Karakuşun büyük yankı uyandıran söylemleri, Gaziantepte itfaiye le ilgili olan bütün yetkililerin şapkasını önüne koymasını sağlamıştır.. Ve bu röportajdan çıkan net gerçek, Sayın Karakuş gibi bilgi birikimleriyle dopdolu değerlerin bir köşede kalmaması ve onlardan faydalanılması gerçeğidir.. Fabrika sahibi Sayın Abidin Kaplanın sözleri de ders niteliğindedir. Gerek bir sanayici olarak, gerekse de şehrin ve OSBnin yönetimi olarak bu konuşmadan çok dersler çıkarılması gerektiğini açıkça vurgulayan Sayın Kaplana hem geçmiş olsun diyor, hemde cesaretle söylediği sözlerden dolayı kutluyoruz.. BİZDE NİYE OLMASIN Kİ ? Bu yangının gazete olarak üzerine gitmemizin bir diğer sebebi de, Gaziantep Büyükşehir İtfaiye teşkilatı, Organize Sanayi Bölgesi, Sanayi ve Ticaret Odalarının Küçük Sanayi bölgesini kapsayacak şekilde yangın gibi konularda mutlaka mevcut yöntemi gözden geçirmesi, değişime gitmesi hatta yenilenmesi için ciddi adımlar atılmasını sağlamaktı.. Çünkü maalesef yıllardır sadece var olan, ama etkili oluşu ve işe yarayışı tartışılır bir yangın gerçeğine bakış açısı vardı bu kurumlarda.. Hiç uzağa gitmeye gerek yok.. Bakın belediyelerimizin, OSBmizin ve odalarımızın internet sitelerine ne söylemek istediğim çok iyi anlaşılacaktır. Şahsen bu yangından kendime pay çıkardım ve bazı şehirlerin itfaiye teşkilatlarını inceledim.. Bir Bursa çıktı karşıma gözlerime inanamadım. Bursa Büyükşehir belediyesi itfaiye teşkilatı özellikle sanayi bölgelerindeki yangınlar için müthiş bir çalışma yapmış ve 'Fabrika Yangın Risk Bilgileri Projesi geliştirmiş yıllar önce..
Bu proje sayesinde sanayi bölgelerinde bulunan fabrikalarda çıkabilecek yangınlara daha bilinçli müdahale etmeye başlamışlar. Sanayi bölgelerindeki fabrikalardan adreslerini, telefon numaralarını, yanıcı, patlayıcı, parlayıcı, zehirleyici kimyasal maddelerin isimlerini talep etmişler. Karşılıklı olarak internet ortamından gelen veriler, itfaiye santrallerindeki bilgisayarda yangın riski bilgileri kayıt programına yüklemişler. Böylece Fabrika yangınlarında ihbar geldiğinde, fabrikanın ismi yazılarak bilgisayar ekranına adres, iletişim ve patlayıcı, yanıcı, zehirleyici ve su ile reaksiyonlu kimyasal dokümanları ve yangın riski bilgileri ekrana geliyormuş. Ayrıca LPG tankı, basınçlı kap, kazan dairesi ve çatı malzemesi bilgileri de santral operatörünce okunuyormuş. Böylece yangına sıcağı sıcağına daha seyir halinde iken fabrikadaki personeli bilgilendirmekte, itfaiye ekipleri de ona göre müdahale tarzını belirleyerek bilinçli müdahale etmekteymiş.. Bursa itfaiyesi olarak Fabrika yangınlarına e-takip uygulamayla, yangın riski taşıyan tüm tesis ve fabrikalarda olası çıkacak yangınlara kısa sürede bilinçli müdahale edilmesini sağlamışlar. İTFAİYE TEŞKİLATINI KÜÇÜMSEMEMELİYİZ

Bir şey daha yapılmış, Bursa OSB her yıl firmaları ziyaret etmiş, binaların yangından korunması hakkındaki yönetmeliğin ilgili maddelerini yerine getirip getirmediğini rapor etmiş. İlgili maddeleri yerine getirenlere belge vermiş. Ayrıcayangın önlemleri konusunda firmalarda görev yapan yaklaşık 4 bin personele yangın eğitimi vermiş.. Tüm bunları okuduktan sonra hemen Gaziantep Büyükşehir İtfaiyesi teşkilatının internet sitesine bakmak istedim. Maalesef itfaiye teşkilatının ayrı bir sitesi yoktu. Büyükşehirin sitesinde itfaiye bölümüne tıkladım karşıma bir sayfada şimdi görevde olmayan Ömer Yalımın itfaiye Daire Başkanı olarak tanıtım yazısı ile itfaiye teşkilatının tanıtımını yazan bir yazı çıkıyordu.. OSBnin sitesini açtım orada da itfaiye birimi sayfası vardı ama doyurucu değildi. Ama hiç değilse Büyükşehirden iyiydi.. İşte bütün mesele buydu aslında.. Önem verilmiyordu bu tür birimlere. Geliştirilmiyordu.. Elbette sadece belediyeler veya OSBler değil önem vermeyen.. Fabrika kuran sanayici de yangın faktörünü hep ikinci plana atıyordu. Fabrikayı yaparken yangın için olması gerekeni usulen yerine getiriyordu. Buna da hem OSB yetkilileri, hemde sigorta şirketleri idare-i maslahatçı davranıyordu.. OSB, MUTLAKA YAPTIRIM UYGULAMALI

Şu bir gerçek ki, Gaziantep OSB, Türkiyenin en önemli bölgelerinden biridir. Allahı var yönetimi de ellerinden geleni yapıyor.. Her ne kadar yaptıkları hizmetleri yeterince anlatamasalar da, bilenler son yıllardaki gelişmeyi ve yenilikleri takdir etmesini biliyor. Bu bir başarıdır.. Ama OSB yönetimi bu başarıyı gölgeleyen unsurlara karşı maalesef fazla etkili değil.. Başkan Cahit Nakıpoğlu kimseyi kırmak istemeyen, hatıra gönüle çok değer veren bir insan. Ne var ki, Cahit beyin bu görüntüsü,kanunları ve mevzuatları delmeye meyilli bazı fabrika sahipleri tarafından suiistimal ediliyor.. Bunlara seyirci kalan OSB yönetimindeki bazı kişilerin de, o düşünceden hareket etme meyilli olduklarından, ortaya plansızlığın hoşgörüden kaynaklanan bir anlayışla özgür kaldığı bir OSB gerçeği çıkıyor. Hoşgörülü yaklaşım, iyiniyetli bakış açısı, bazen ters tepiyor ve karşılıklı zarar görme noktasına geliniyor.
OSByi ve Başkan Cahit Nakıpoğlu başta olmak üzere yönetimini takdir edişimin bir nedeni, yangın sonrasında son derece objektif davranmalarından kaynaklanıyor.. Bizim anlatmak istediğimizi Sayın Cengiz Şimşek teker teker vurgulamış basın toplantısında.. Okuyamamış olanlar için Cengiz beyin açıklamalarını sizlerle paylaşıyorum. Çünkü bu açıklama ile dile getirmek istediğim herşey ifade edilmiş.. Gelin hep birlikte okuyalım:

Gaziantep 4ncü Organize Sanayi Bölgesinde Özkaplan Halıda meydana gelen büyük yangının ardından Organizede yangınla ilgili değerlendirme toplantısı düzenlendi. OSB yönetim kurulu üyesi Cengiz Şimşek, yaşanan bu olaydan ders çıkarıldığını belirterek, bundan sonra hammadde ve ürün depolarının ayrı bir yerde yapılması, yangın duvarları, fabrika çatıları ve çekme mesafeleri konusunda hassas olacaklarını belirtti.

DEPOLAR AYRI YERDE OLMALI

OSB yönetim kurulu üyesi Cengiz Şimşek, yangını çıkartmamak gerektiğine dikkat çekti. Sanayi tesislerinin büyüdüğüne ve ürün deposu ile ham madde depolarının aynı yerde bulunmasının doğru olmadığına işaret eden Şimşek, İşletmelerde bunların hepsi bir arada bulunuyor. Depoyu insanlar kullanırken, bir iki sefer kullanıyor. Sürekli insan bulunmuyor orada. Kapalı kalıyor. Yangın büyüdükten sonra haber alınıyor anca. Fakat bundan sonra biz de dikkat edeceğiz, sanayicilerimize de izah edeceğiz. Depoların ayrı yerde yapılmasını isteyeceğiz. Ham madde deposu ile ürün deposu ayrı yerde olmalı. Yapılmış olanların da arasına yangından koruma duvarlarının örülerek yangının büyümeden önlenmesini hedefliyoruz dedi.

YANGIN DUVARLARININ ÖNEMİ

Özkaplan Halıda yangın duvarları olsaydı, bölmeler olsaydı, zarar en aza inerdi diyen Şimşek, Yangının boyutu kesinlikle bu kadar olmazdı, belki üretim alanı yanmazdı. Bizim de sanayimizin çok bir geçmişi yok. Sanayicimiz de yeni bilinçleniyor. İşin doğrusu bu. Belki burada 3-5 büyük kökenli, yangına dayanıklı yatırım yapan sanayicilerimiz olabilir ama sanayicimizin bir 10-15 yıllık geçmişi var. Daha yangın yönetmeliği yeni yeni çıkıyor. Ancak başımıza geldikçe bunları öğrendik dedi.

POLİÜRETAN ÇATI TEHLİKELİ

Önceden bütün çatıların poliüretan olduğunu bunlardan birinin Kristal Tekstil olduğunu anlatan Şimşek, Bu fabrikadaki yangın tüm fabrikalara yayıldı. Ondan sonra bir çok firma çatısını değiştirdi. Sanayicilerimiz poliüretan çatı konusunda duyarlı olmalı. Bundan sonra biz de yangın duvarlarının yapılması, depoların ayrılmasını konularında hassas duracağız. Yangını çıkartmamaya çalışacağız. Çıktıktan sonra ise ilk müdahale nasıl hızlı yapılır buna bakacağız dedi.

FABRİKAYI BÖLEMEDİK

Özkaplan Halıdaki yangını duyduğunda ilk söylediği şeyin bölün olduğunu hatırlatan Şimşek, fakat makine ve ekipman dolu olduğu için bu işlemin gerçekleştirilemediğini söyledi. Şimşek, Boşluk varsa girersiniz. Ama makine ve ekipman doluysa bir şey yapamazsınız. Firmayı suçlamıyorum. Bundan sonra ders çıkarıyoruz. Bundan sonra biz bunlara izin vermemeye çalışacağız. Bölgedeki fabrikaları kapsayacak bir analiz hazırlayacağız. Analiz ile fabrikalardaki yangın riskini asgari düzeye indirmeye çalışacağız. Çalışmalarımızın 6 ayda tamamlanması planlamaktayız dedi.

YOĞUN RÜZGAR VE SICAKLIĞIN ETKİSİ OLDU

Şimşek, yangına ilk müdahalenin ihbar geldikten 5 dakika sonra yapıldığını belirterek, Yoğun rüzgar ve yangın mahallindeki sıcaklığın 850 ile bin dereceye ulaşması sebebiyle yangına yakından müdahale edilememiştir dedi.

DERS ÇIKARIYORUZ

Şimşek köpükle ilgili eleştirileri de şöyle yanıtladı:Köpük dediğimiz maddenin içinde yüzde 90 oranında su bulunur. Bu aşamaya gelen yangını ancak yanan kısmı bölerek büyümesini engelleyebiliriz. Ancak son yangında fabrikanın fiziki yapısından dolayı bölme işlemi yapılamadı. Her olaydan kendimize ders çıkarıyoruz. Organideze yılda 600 yangın oluyor. Bu bizim bölgemizde gördüğümüz en büyük yangındı. Bölgemizdeki firmalara yönelik risk analizi çalışmalarıyla 30 firmamızın yangın risk analizi tamamlandı. İlk yapacağımız iş fabrika tesisi ile hammadde ve ürün depoları arasında boşluk bırakmak veya yangın duvarı yaptırmak olacak. Çekme mesafeleri konusunda daha hassas olacağız. şeklinde konuştu.

RİSK ANALİZİ YAPTIRILDI

Şimşek, eski itfaiye daire başkanı Mustafa Karakuşun Gazetemize verdiği demeci de değerlendirerek, Sayın Karakuş yanan fabrikayı yerinde görseydi aynı açıklamayı yaparmıydı bilmiyorum. Organizede itfaiye ekibini kuran kendisidir. Yerini belirleyen kendisidir dedi. Nihat Özata, maalesef yangınları pek önemsemediğimizi ve bedellerini çok ağır ödediğimizi söyledi. Özata, yangınla ilgili 30-35 firmanın risk analizi yaptırdığını belirterek, Yangına zaman tanırsan yapacağın birşey kalmaz dedi.

Hepinize iyi haftalar