Yağın birikmesiyle vücudun belli yerleri kalınlaştığı gibi karaciğerin de büyümekte olduğunu belirten Yıldırım, "Yağlı karaciğer sıkıntısı şuanda toplumumuzda artış gösteren bir durum. Karaciğerde de normalde bir miktar yağdan fazla bulunması sıkıntının olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun teşhisi de genellikle ultrasonla veya karaciğerden parça alıp incelemekle konulmaktadır. Karaciğer yağlanmasında karaciğerin büyüklüğü normalin üzerine çıkar ve ultrason görünümü değişir. Her karaciğer yağlanmasından korkmuyoruz. Bunun da kendi içinde dereceleri var. 1'inci derece yağlanma genellikle diyetle düzelebilir ve çok önemli kabul edilmez. Alkole bağlı yağlanmaları ayrı bir grupta değerlendiriyoruz. Bir de karaciğerin vücudun yaptığı bazı hastalıklara otoimmün hepatit diyoruz. Bunların hepsi negatifse direk bu enzim yüksekliğini yağlanmaya bağlıyoruz" dedi.

KİLO ARTIMI ETKİLİYOR

Kilonun en önemli sebeplerinden biri kilo artımıyla birlikte ortaya çıkan şeker hastalığı olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Yıldırım, "Özellikle Tip 2 dediğimiz insüline bağımlı olmayan, insülin direnci sonucu ortaya çıkan diyabet, şeker hastalığı formunda yağlı karaciğere çok rastlanmaktadır. Günümüzde karaciğer yağlanması da metabolik sendromun bir parçası gibi olmuştur. Metabolik sendromda artmış kilo ve göbek çevresi, tansiyon, kalp hastalığı, kanda yağ yüksekliği eşlik edebilmektedir. Bununla birlikte de karaciğer yağlanması olması beklenmektedir. Onun için yağlı karaciğer düşündüğümüz hastalarda önceden konulmuş diyabet tanısı yoksa biz özellikle şeker hastalığı var mı diye araştırıyoruz. Tam şeker hastalığı olmadan bozulmuş açlık şekeri veya şeker toleransı insülin direnci de olabilmektedir" diye konuştu. BÜLTEN