Yüzme Dersi

Kaşoba yarısı harabe bir köydü ama okul güzel yerdeydi. Bir tepenin başına yapılmıştı. Okulun penceresinden biraz uzaktaki Seyhan Baraj Gölü ve okulun hemen altından akan Çakıt ırmağı görünmekteydi. Şimdiki eğlence ve iletişim araçlarının hiçbiri yoktu o yıllarda. Derslerden bunaldığımız zamanlarda beş sınıfı birden sıraya dizer ve yürüyerek Çakıt ırmağı kıyısındaki bir düzlüğe inerdik. Yeşillikler arasında oturur, oyunlar oynardık. Havanın uygun olduğu aylarda öğrencilerim coşkun akan ırmakta rahatlıkla yüzerlerdi.
Piknik yaptığımız düzlüğün karşısında ve ırmağın içinde kocaman bir kaya vardı. Irmak akarken bu kayaya coşkuyla vurur, sola kavis yaparak ve köpürerek akmaya devam ederdi. Öğrencilerim o kayanın bulunduğu yerde bir öğretmenin boğulduğunu söylediler.
Mart sonlarıydı. Bir gün yine aynı yere gittik. Nisan başında Adana'da havalar iyice ısınır. Erkek öğrenciler hemen soyunup ırmakta yüzmeye başladılar. İkinci sınıfta okuyan bir öğrencim vardı. Son derece zayıf ve ufak tefek bir öğrencim. Irmakta ördek gibi yüzmekteydi. Tabi ki, ben akarsuda yüzmeyi bilmiyordum. Bu kadar zayıf bir öğrencim yüzdüğüne göre ben de yüzerim diye düşündüm. Öğrencilerim ısrar edince mayomu giyip ırmağın yakın yerlerinde alıştırma yapmaya başladım.
Öğrencilerimin bana güldüğünü görünce gurur meselesi yaptım. Irmağın üst kısmından suya atladım. Akıntıya karşı direnmeden ve kendimi suyun akışına kaptırarak ilk yüzmemi tamamladım.
Daha önce bir öğretmenin boğularak öldüğü kayanın bulunduğu yer gerçekten çok tehlikeli bir yerdi. Irmakta yüzmeye alıştıktan sonra daha çok o kaya çevresinde yüzdüm.
Irmakta yüzmeyi bayağı öğrenmiştim.
Bahar sonu gelince barajın suları yükselmeye başladı. Okulun alt kısmına kadar geldi. Çakıt ırmağı eni iki yüz metreyi bulan bir genişliğe ulaştı. Yetişkin öğrencilerim vardı. Bir gün bana yüzme yarışı teklif ettiler. Onların barajda balıkçılık yaptıklarını hesaba katmadan tamam dedim.
İki öğrencim ve ben suya atladık. Bir yandan baraja doğru yüzüyor, diğer yandan yarıştığım öğrencilerimi gözetliyordum. Bir ara baktığımda benden birkaç yüz metre ileri gittiklerini gördüm. Bende de takat kalmamıştı. Kıyıya çıkmam gerekiyordu ama nasıl? En yakın kıyı yüz metre uzaktaydı.
Sırt üstü yüzerken dinlendiğim geldi aklıma. Hemen sırt üstü döndüm. Yavaş yavaş yüzerek kıyıyı buldum. Bir daha yarışmak mı?

Yazar İletişim

[email protected]