İstanbul sanayi odası (ISO) tarafından 2007 yılı “Türkiye'nin ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu” açıklandı… Gaziantep'in bir önceki yıla göre mevcut durumunu koruyarak Türkiye'nin ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu arsına 18 firma ile girdiğimizi ise, Gaziantep sanayi odası başkanı “yerimizi koruduk” diye açıkladı… 2001 yılı ekonomik krizinde işçi bile çıkartmayan bir fabrika, Mayıs 2008 yılında şartel kapatıp işçilerini ücretsiz izne gönderiyor… 33 yıllık bu fabrika kapanıyor ama Gaziantep olarak yerimizi koruyoruz… Teşvikten yararlanamıyoruz ama yerimizi koruyoruz… Çünkü biz, süt liman olan ekonomide, sütte boğulmamak için çabalayıp üretiyoruz ve yerimizi koruyoruz… Çünkü biz tarafımızı belli etmiyor, teşvikten mahrum edenlere “yağ” bal üretiyoruz… Durumumuz kurbağaların yağ hikâyesi gibi… İki kurbağa bir gün ayran kazanına düşerler, boğulacaklar ne yapsınlar çırpınmaya başlarlar bir tanesi bir süre dayandıktan sonra kapanır (boğulur) gider… Diğeri çırpınmağa devam eder ve çırpındıkça ayranın “yağı” ayranın yüzeyinde birikmeğe başlar ve kurbağa ürettiği yağın üzerine çıkıp oturur ve kurtulur… Sorun bakalım kurtulmuş mu? Hayır… “Kurtulduğunu sanır…” Gazianteplinin kurbağa misali bu “yağ” çabasını görenler, nasıl olsa kendi çabalarıyla “yağ” üretip hayatta kalabiliyor diye düşünüp, Gaziantepli için bir başka “ayran kazanı” hazırlayacaklardır… “Ya ayranımız kabarıp kendi yağımızda kavrulamazsak…” “Çabamız tükenmez, ama ya ayran biterse…” İşte böyle; Çabalayan “yağ” üretip canını kurtarıyor, gücü tükenen ise kapanıyor… Ama yerimizi koruyoruz… Nasıl bir hesapsa… Dünün sözü: “yazmayı bırakacağıma yazılı bahse girerim, ama kumara yeminliyim…” (benden) Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının
“son kullanma tarihi yoktur”.
[email protected]