Bu hafta öncelikle bizim bile beklemediğimiz şekilde yankı uyandıran gazetemizi satacak bir müşteri, hemde Suriyeli arama kararımızın gerekçelerini ve yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum..Şu bir gerçek, Gaziantep’te çok ciddi bir potansiyel oluşturmuşuz.. Doğrusu tahmin ediyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk.. Hele sosyal medyadaki sahiplenme ve tepkiler, kendi harçlığından fedakarlık yaparak gazetemize abone olmak isteyen ile, “Ökkeş bey lütfen bizi bu gazeteden mahrum etmeyin” diye ağlamaklı konuşan bir abonemizin sözleri inanın beni çok etkiledi.. Dahası var, her bir yandan il dışından, yurt dışından destekler geldi.. Tabii olumsuzlukları da gördük bir hafta içinde. Hergün haberlerini yaptıklarımızın çoğunun ortalıktan kaybolmalarına şahit olduk.. Sık sık görüştüklerimizin hatta dost dediklerimizin sıkıntıya girdiğimizi gördüklerinde nasıl bir tavır içine girdiklerine, destek için binbir bahane ürettiklerini, hatta bizi bu noktaya geldiğimiz için suçlamalarına maruz kaldık.. Bunların lafa gelince bizlere övgü yağdırdıklarını, ama böyle bir durumda seslerinin çıkmayışını, hatta merak edip “neler oluyor” demeyişlerine bile olumlu penceremizden baktık.. Belirtmeden geçemeyeceğim, bizi arayanların önemli tepkisinden birisin de, baskı borcumuzdan dolayı Telgraf gazetesi sahibi Şeref beyin icraya vermesine olan öfkeydi.. Dayanışma olabilirmiydi ? Elbette daha ılımlı bir yol izlenebilirdi, nihayetinde Şeref beyin gelir kaynakları çok fazla.. Ama hakkı olduğu için bu hareketi anlayışla karşıladık elbette..

BUNUN DEĞERİ ÖLÇÜLEMEZ

Ve tüm bu olumsuzluğun arasında, gücün, azmin, dayanıklılığın, mücadelenin, ümidin, zorluklara başkaldırının ve onları alt etmenin simgesi olan kışın karların ortasında açan bir Kar çiçeği gibi, Gaziantep Valisi Sayın Davut Gül kapımızı çalıverdi.. Kentte kısa zamanda küçük büyük, zengin fakir demeden vatandaşlara dokunuşlarıyla sempati kazanan Valisi Davut Gül’ün çat kapı yaparak “bu gazete yaşamalı, elimizden ne geliyorsa yaparım. Şahsım olarak buraya abone olmaya geldim” demesinin bir anda gazete çalışanlarının motivasyonunu zirveye çıkartışını gördük.. Öyle ki, Sayın Vali’nin kendi maaşından ödeyerek abone olmasının bizim için maddi değerinden çok manevi değeri anlam taşıyor.. Bu amaçlı bir ziyaret, Gaziantep tarihinde bir Vali’nin değer verip önemsediği yerel basının içerisinde yer alan bir gazete olmanın sorumluluğunu idrak etmemizi sağlamıştır. Bizi daha sorumlu davranmaya ve kararımızı bir kez daha gözden geçirmeye sevketmiştir.. Bu yönde önemli isimler var elbette, ama Gaziantep gerçeğini göz önünde bulunarak isim vermek istemiyorum. Az da olsa bu desteği sağlayanlara elbette teşekkür ediyoruz.. Birde MHP Milletvekili Sayın Muhittin Taşdoğan’ın da bu yönlü ziyaretinden ders çıkardık kendimize.. Okur nezdinde de öyle tabii.. Bizim için böyle bir okur kitlesine sahip olmanın maddi değerinden öte, manevi değeri daha büyüktür..

BİZİM DE HATALARIMIZ OLDU

Gelelim asıl söyleyeceklerime.. Ekonomik kriz yeni değil aslında. Uzun süredir yaşıyorduk ama ötelemekle geçiştiriyorduk.. Haliyle her tarafa borçlar birikiyordu.. Zaman kazanıyorduk güya ama delik büyüyordu..Hele son 6 ay kabus gibi geçti.. Burada tek sıkıntı yaşayan biz değil elbette, esnaf da öyle, iş adamı da sanayici de, özel sektör de müthiş darboğazda.. Bunu belirtmeden geçemem.. Ama bize dönecek olursak, önemli eksikliğimizin başında sadece gazeteciliğe odaklanmamızın geldiğini söyleyebilirim.. Oysa ekonomik çarkın dönmesi gerekiyor. En fazla tiraj ve en çok okunmak, en güvenilir olmak yetmiyor.. Planlar yapmamız, para girdisini yine gazetecilik kaynaklı sağlamamız gerekiyor.. Elbette teşebbüslerimiz oldu zaman içerisinde, ama geçen hafta yazdığımız gibi bir çok kişiye aşırı DÜRÜSTLÜK aşılamamız bizi sıkıntıya soktu.. Bunun içindir ki, bizim x firmasının, x kişilerin aleyhinde yazıp iftiralar atmayacağımıza üstü kapalı tehdit ve şantaj yaparak para temin etmeyeceğimize iyice inanılmış.. “Ökkeş beyden zarar gelmez” denilmiş.. Ne kadar acı değil mi ? Bunları yazarken bile utanıyorum sevgili okurlar.. Neyse ki kimseden saklım gizli olmadığı için şeffaf biçimde bunları sizlerle paylaşıyorum..

BİZİ YALNIZ BIRAKMAYIN YETER

Şu çok net; gazeteciliği hiç bir zaman silah gibi kullanmadık, asla da kullanmayacağız.. Kim ne yapıyorsa yapsın, kimse bizi asla o çizgiye çekemez.. Yalnız bizim de aklımızı başımıza toplamamız lazım.. Bu olay kendimize de özeleştiri yapmamız gerektiğini gözler önüne sergiledi.. Dersimizi aldık, hemde çok iyi aldık. Bunda okurlarımızın bizi sahiplenmesi, küçük de olsa maddi, ama kocaman manevi desteğin arkamızda olmasının rolü büyüktür.. Siz değerli okurlarımızdan ricamız bu gazeteyi yaşatmak için atacağımız adımlarda bizlere destek vermeniz.. Abone, reklam, tanıtım, ekler, dergi ve dijital ortamda farklı girişimlerimizde bizi yalnız bırakmamanız halinde Gaziantep27’yi yaşatmaya çabalayacağız..

RIDVAN FADILOĞLU’NUN ZAFERİ

Siyaset sayfamızda ilk etapta Sayın Rıdvan Fadıloğlu’nun hoşgörüsüne sığınarak zaferini yazmak isti- yorum.. Niye zafer ? Çünkü herkes üzerine oynadı.. Tüm aday adayları Şehitkamil’e yığıldı.. Hakkında yapılmadık dedikodu, atılmadık iftira kalınmadı.. Kendi partisi içinde olmadık senaryolar düzenlendi.. Hatta herkese eşit mesafede durması bile, bazı kesimleri rahatsız etti, Beyaz Antepli ayrımcılığı yapılmak istendi. Trajikomik olanı ise, bunu yapanların başını yine BEYAZ ANTEPLİ’lerin çekmiş olmasıydı..Ona kalırsa bize de BEYAZ Antepli denilmesi lazım.. Ama şehirde son derece tehlikeli ve art niyetli bu yaklaşımın getireceği sonuç, Gaziantep’in geleceğini ciddi boyutlu sarsıntıya uğratır, kimse bunu hesaba katmıyor.. Ona bakılırsa Sayın Fatma Şahin’de, Mehmet Tahmazoğlu’da Beyaz Anteplidir.. Ancak odak noktasının Rıdvan Fadıloğlu’na çevirmenin arkasında art niyet ararım.. Tüm bunları karşın Rıdvan Fadıloğlu eğer tekrar aday gösterilmişse, bu onun zaferidir demek zorundayım.. Kaldı ki, gösteriş ve tanıtım eksikliğinden dolayı yaptığı çok önemli hizmet ve projeleri saymıyorum bile..

CELAL DOĞAN DENGELERİ BOZAR AMA..

CHP’den aday gösterilseydi, ciddi manada ses getirecekti.. Ama ittifak bunu engelledi. Ne var ki, hem CHP’nin önemli kesiminin, hem de Gaziantep’e yaptıkları hizmetleri unutmamış olanların baskısıyla DSP’den adaylığını koyması kesinleşti gibi.. Buna birde Gazinatep’ten aday çıkartmayacak HDP oylarını katacak olursak, Celal Doğan’ın hatırı sayılır bir oy alacağını söylemeliyim.. Peki bu teşebbüs Büyükşehir Belediye başkanlığını kazanmasına yeter mi ? İşte şimdi o hesaplar yapılıyor.. CHP’lilerin gizli destek vereceğini artık sağır sultan bile biliyor.. Tabii rakamlar ne olur, onu görmek lazım..

GAZİANTEPSPOR KONUSU SİYASETİ GERİ PLANA ATAR

Bir kere AK Parti’den ve MHP’den oy alma ihtimali çok zayıf, hatta yok gibi.. Ama bir şey var onu göz ardı edemem.. GAZİANTEPSPOR meselesi.. Kentte Gaziantepspor sevdalısı binlerce insan var.. Bu insanlar için siyasetin önemi yok spor hele hele Gaziantepspor söz konusu olunca.. Ki Celal Doğan döneminde bu takım Avrupalarda nam salmış, başarılara imzasını atmış bir Gaziantepspor gerçeği var..

Eğer Celal Doğan, şu anda yok edilmeye çalışılan ve amatör kümeye düşürülen Gaziantepspor için harekete geçerse, öfkeli sporsever, bu işin siyasi yönüne bakmaz ve oyunu verir.. İşte o zaman siyasi dengeler değişebilir.. Çünkü bu şehrin olmazsa olmazı Gaziantepspor’dur..
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR