Burası dünyanın en eski fıstık istasyonu, bir abide ve SİT alanı. Bu alanda inşaat yapılması, festival yapılması, halka açılması durumunda ağaçlar zarar görür. Dallara zarar verilebilir, meyveler koparılabilir. Fıstık özellikle yetişme döneminde, toplama zamanında çok hassastır. Bakımı dikkat istiyor. Enstitünün adamlarından başka oraya giren kimsenin olmaması gerekiyor. İnşaat çalışmaları sırasında tozun toprağın fıstığa zararı olur, bahçe bozulur.

İYİ DÜŞÜNÜN…

Antepfıstığı Araştırma İstasyonu'nun eski müdürlerinden Emekli Ziraat Yük.Mühendisi Dr. Ahmet Münir Bilgen'in ardından Türkiye'de meyveciliğin duayeni olarak bilinen Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Kaşka da, Fıstık Araştırma İstasyonu'nun taşınmasının ardından buradaki ağaçların korunamayacağını söyledi. İstasyonun gen bankası olduğunu söyleyen Kaşka,"Burası bir abide ve SİT alanı. Bu alanda inşaat yapılması, festival yapılması, halka açılması durumunda ağaçlar zarar görür. Dallara zarar verilebilir, meyveler koparılabilir. Fıstık özellikle yetişme döneminde, toplama zamanında çok hassastır. Bakımı dikkat istiyor. Enstitünün adamlarından başka oraya giren kimsenin olmaması gerekiyor. İnşaat çalışmaları sırasında tozun toprağın fıstığa zararı olur, bahçe bozulur" dedi.

TESCİLİ İHMAL EDİLDİ

Ankara Üniversitesi'nde Bahçe Bitkileri bölüm başkanlığından sonra Adana ve Maraş'ta Bahçe Bitkileri bölümünü kuran Nurettin Kaşka, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in, Fıstık Araştırma İstasyonu'nun yerini alarak burayı botanik bahçesi, fuar alanı, yapacak olmasının yanlış olacağını söyledi.

Fıstık Araştırma İstasyonunun Dünyanın en eski fıstık araştırma istasyonu olduğunu anlatan Kaşka, "İran'da da var ancak orası yeni. Bunun kadar eski ne Amerika'da ne kuzey Afrika'da, ne İtalya'da var. Burası dünyanın en eski fıstık istasyonu, araştırma istasyonu yazık olur. Böyle nadir yerlere eşi benzeri olmayan yerlere dünyada kimse dokunmuyor muhafaza ediyorlar. Tescil edilmeliydi, ihmal edildi. Bu ağaçlar giderse yazık olur" dedi.

MEYVEYE YATMASI 20 SENEYİ BULUR

Kaşka, fıstığın kurağa çok dayanaklı olduğunu, ancak çok uzun zamanda meyveye yattığını belirtti. Kaşka, ağaçları taşımak için başka bir alanda fidan yetiştirileceğini, aşı kalemi alınacağını ve aşılanacağını, o aşının tutması için en az 4-5 yıl zaman gerektiğini dile getirerek, "Ondan sonra meyve vermesi için 15 sene ister. Onun için en iyisi buraya dokunulmasın. Fıstığın yetişmesi 20-30 sene alıyor. Susuzluğa dayanaklı ama çok geç zamanda meyveye yatıyor. Şimdi Antep'te, Nizip'te oralarda bahçeler kuruluyor onların meyveye yatması 20 sene alır. Onun için buraya dokunulmaması lazım. Buradaki ağaçların kopyalanması 15-20 sene alır" diye konuştu.

TOZUN TOPRAĞIN FISTIĞA ZARARI OLUR

Bu alanda inşaat yapılması, festival yapılması, halka açılması durumunda ağaçların zarar göreceğini ifade eden Kaşka, "Dallara zarar verilebilir, meyveler koparılabilir. Fıstık hassas bir ağaç. Özellikle yetişme döneminde, toplama zamanında hassastır. Yeşil kabuk kurumaz. Bakımı dikkat istiyor. Enstitünün adamlarından başka oraya giren kimsenin olmaması gerekiyor. İnşaat çalışmaları yapılırsa işçinin ne yapacağı ne edeceği belli olmaz. Tozun toprağın fıstığa zararı olur, bahçe bozulur, iyi olmaz. " dedi.

EŞİ BENZERİ YOK

İstasyonun Dünyada abide ve örnek bir yer olduğunu dile getiren Kaşka, "Buranın dünyada başka benzeri yok. Ben buraya devamlı gidiyordum. Antepfıstığı ile ilgili toplantıları orada yapıyorduk. Antepfıstığı danışma heyetinin başıydım. Fıstıkla ilgili yurt içi ve yurtdışında çalışmalarım, araştırmalarım var. Konunun uzmanıydım. Fıstığın gelişmesi, yeni bahçelerin kurulması, değişik yerlerde bahçe kurulması, sulama, bunların gübrelenmesi, tozlanması, budanması ile herşeyiyle meşgul olduk" dedi.

ARAŞTIRMALAR SAYESİNDE REKOLTE ARTTI

Antepfıstığında rekoltenin bu çalışmalar sayesinde arttığını söyleyen Kaşka, "Önceden rekolte 30-40 bin tondu bizim araştırmalarımız sayesinde bugün 130 bin tona çıktı. Tabi çok daha fazla olması lazım. Fıstık Antep için çok büyük bir nimet. Abideler yıkılmaz. Bütün dünya böyle yerleri el üstünde tutuyor, yıkmıyor, gelene gidene dünyada ilk fıstık enstitüsü diye gösteriyor, biz ise yıkmak istiyoruz. Neymiş şehrin ortasında kaldı diye. Müzeler şehrin ortasında dünyada. Burası da bir müze. Buraya dokunulmaması lazım. SİT alanıdır burası" şeklinde konuştu. Meral KINACILAR