Babamın amcası Tahir Ermeni komitacılar tarafından boğazlandığında ondört yaşındaydı.Tahir'in babası Hacı Mehmet kanlı bir satırla eve geldiğinde, belliki içindeki intikam ateşini ancak söndürebilmişti. Fransız işgal kuvvetleriyle birleşerek Antep'te taşı taş üstünde, başı omuz üstünde bırakmayan işbirlikçi Ermeniler kardeşlerini sırtından hançerlemekte bir beis görmediler.
Herşey yalansa, hakikat olan Gaziantep'te ilk kanı Ermenilerin döktüğü, ilk kurşunu Ermenilerin attığıdır.
Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak olan Ermeninin Ermenistan'ı kuracağı asil damarlarında mevcuttur diyen Hrant Dink Türk-Ermeni dostluğuyla katkı sağlamak bir yana Türklere atfedilen her hakaretin adeta odağı olmuştu.
Mezarı başında kızı Delal'in sarf ettiği Babamı öldürdünüz, pis kanınız temizlendimi? sözleri bu büyük milletin halet-i ruhiyesindeki yerini aldı.
Hrant Dink'le Ermeni olanlar, Hocalı'da ve Kelbecer'de Azeri, Sarp Öztürk'le Türk olamadılar.
Herkesin herşey olma hakkı vardı. Ancak bir tek Türk'ün Türk olma hakkı yoktu.
Kandan ve kinden beslenenlerin Kürtlüğü ve Ermeniliği ilericilikle, barışla demokrasiyle sol değerlerle ve evrensel insan hümanizmiyle taçlandırılırken, her daim garip ve mahzun Türk'ün kimliği ise bağnazlık, statükoculuk, dar kafalılık ve barbarlıkla karşılık buluyor.
Tarih yazmak, yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen gerçek, insanlığı şaşırtacak gerçek olur vecizesi sadece sosyo-tarihsel ve sosyo-siyasal alanda çalışmalarda bulunacaklar için değil, şiir gibi bir namus işçiliğine soyunanlar içinde gereklidir.
Zira şiiri tamamıyla tanrısal kılan ve onu ilahların dili haline getiren bu sanatın oluşumunda şaire yüklenen toplumsal görevdir.
Ki,toplumsal gerçeklik, tarihe bakarken yada objektif ve subjektif mesnel şartları tahlil ederken, bilimin ışığında ve hakikatın terazisinde olmayı emreder.
Şairler bu sorumluluğun en can alıcı noktasındadır. Günümüz şairi George Soros'un yemlediği ajan ve provakatörlerin kalemlerinden damlayan yağların ve bacak aralarına kadar ilerleyen dolar ve euro'nun şehvetiyle tarihlerini tahribata, ulusunu inkara yöneldiklerinde sadece kendi uluslarının tarihine değil, aynı zamanda insanlığa karşıda bir kıyım ve kırım harekatına girişmiş sayılacaklardır.