İlk yarıda Fenerbahçe antrenman maçı oynadı. Sanki kırmızılı formalı takım, Gaziantepspor değil de, Fenerbahçe'nin çift kalesindeki yedekler takımıydı.. Yani bir takım nasıl kötü olur deseniz, ancak bu kadar kötü olurdu..

Fenerbahçe işi ciddiye alsa 3-5 olacak kadar rahat oynatıldı.. Bülent Uygun hoca, Karcemarkas başta olmak üzere önemli yabancılarını kontenjan bahanesiyle kadroya almaz iken, sahaya 4 yabancı ile çıkması, basın sektöründe kullanılan kendisini tekziple eşdeğer bir uygulamayı hepimize gösteriyordu..

Bülent Hoca böyleydi de, Ersun hoca ondan geri kalırmıydı.. O da ikinci yarı, skoru koruma ve kontrataklarla pozisyon bulma hesabıyla ilk yarıdaki Fenerbahçenin hızını kesti ve orta alanı takviye olan Gaziantepspor'a bıraktı..İlk yarının fırtınası Fenerbahçe gitti, yerine boş alanları iyi değerlendiren ve oyuna alınan iki yabancısıyla pozisyon bulan, topa daha çok sahip olan Gazinatepspor geldi..

Geldi ama, aradaki kalite farkı yine de kendini belli etti. Stiliç'in golü hepimizi umutlandırdı ama sonu gelmedi. Ersun hoca Salih hamlesiyle Fenerbahçeye ilk yarıdaki havayı getirdi ve kalemizde 1 gol daha görerek, İstanbul'dan eli boş dönmemizi sağladı..

Bu maçtan zaten umudum yoktu.. Konya karşısındaki takımı gördükten sonra, şişirilmiş Karabük ve Kayseri galibiyetlerinin herkesi aldattığı Fenerbahçe karşısında bir kez daha ortaya çıktı.. Söyleyecek fazla bir sözümüz yok.. Bu takım ne kadar puan toplarsa o kadar rahat ederiz.. Yoksa bu sene daha çok sıkıntı çekeriz..