Dünyada Milenyum çağı olarak adlandırılan 21. yüzyılın henüz başlarında dünyada 400 milyon internet kullanıcısı varken bu rakam 2014’e girerken 3 milyarın üzerine çıkmıştır. 2002 yılı ile başlayan hızlı gelişme ülkemizde büyük bir büyüme göstermiş 2002 yılında 3 milyon civarında olan internet kullanıcı sayısı, 2013 yılı itibariyle 35 milyonun üzerine çıkmış.

Yani nüfusun %50 ye yakın kısmı internet kullanıcısı durumunda.

Sosyal medyayı en çok kullanan ülkeler arasında da ilk sıralardayız.

Bu kadar çok yoğun kullanıcı varken burası öyle başı boş bırakılmamalı diye düşünmüş olmalı hükümet.

Ne oluyor öyle tapeler-mapeler videolar havada pardon sosyal medyada geziyor... Tv’ler, gazeteler Hükümet aleyhine yayın yapamıyor ama Sosyal medyada herkes bir alem atıp tutuyor Hükümeti ve Siyasetçileri yıpratıyorlar düşüncesi ile olmalı ki geçen hafta oldu bittiye getirilip TBMM’de "YENİ İNTERNET YASASI" çıkartılarak kanunlaştırmak için Cumhurbaşkanlığına sunuldu.

Yandaş STK’ları hariç tüm kesimlerin itirazları, siyasi partilerin karşı çıkmasına rağmen Sn. Cumhurbaşkanı imzalar mı imzalamaz mı bilemiyorum.

Bildiğim; İmzalaması Türkiye’nin dünyada imaj kaybına uğramasına yol açacaktır. İfade özgürlüğüne kısıtlama olarak algılanan düzenlemenin örneklerine 3. dünya ülkelerinde veya otoriter rejimlerde rastlıyoruz. Bu dönemde böyle bir karartma operasyonu TÜRKİYE’ ye yakışmayacaktır.

Bireysel özgürlüklerinin önünün açıldığının iddia edildiği bir dönemde bu kanunun çıkarılması demokrasinin geriye gitmesinden başka bir şey değildir.

Tamam internet üzerinden işlenen suçlarla mücadele edilsin, internet üzerinden kimsenin özel hayatı ihlal edilmesin, kanunsuz hiçbir yayına izin verilmesin ama lütfen zaten baskı altında korkutulup, sindirilmiş bu milletin üzerine daha fazla gidilmesin.

Kendilerini rahat hissettikleri bir sosyal medya kaldı. Oda ellerinden alınmasın.

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası bazı bakan ve çocukları ile ilgili iddiaların, ses kayıtlarının, görüntülerin sosyal medya aracılığıyla kitlelere ulaşmış olması acaba benzer başka sıkıntılar varda onun önüne geçmek için mi önlem alınıyor sorusunu akıllara getiriyor.

Dünyada sadece Facebook’un 1 milyarın üzerinde kullanıcısı varken TWİTTER alemi dünyayı sallarken durumun vahameti daha belirgin ortaya çıkıyor. Kanunla önlem almak tek çare.

Sosyal medyada yapmış olduğu paylaşımlardan dolayı onlarca insan ceza yemiş, tazminat ödemek durumunda kalmışken bu düzenlemenin başka mantıklı bir açıklamasını göremiyoruz.

Hani; 2011 yılında ki Siyasetçiler yapılan Kaset tertipçileri ve karanlık güçler ortaya çıkarılsa, olaylar aydınlatılsa, bu işte

sorumluluğu ihmali olanlar hesap verse tüm düzenlemeler inandırıcı olacaktı.

Ama maalesef yok...

Gelişen ve değişen dünyada teknolojik gelişmeler her geçen gün insanları birbirine yaklaştırmakta mesafeleri ortadan kaldırıp

insanların birbiriyle iletişimini, birlikteliğini pekiştirmektedir.

Bizlerden teknolojiyi sadece telefon gibi eş dost arkadaşlarımızla geyik yapmamız isteniyorsa bu kanunu kabullenmemiz mümkün değil. Bu düzenleme Anayasada aykırıdır, vicdanın kabul edebileceği bir düzenleme değildir.

Kamuflajı özel hayata müdahale, deşifre edilmemesi, eyvallah o vakit 2011 yılında meydanlarda söylendiği gibi "herkes özel hayatına" dikkat edecek.

Top artık KÖŞK’te şimdiye kadar hiçbir kanunu veto etmedi. Bunda dünyayı şaşırtabilecek mi?

Bence; Sn.Cumhurbaşkanı insiyatifini kullanmalı STK’lar başta olmak üzere toplumun sağduyusuna kulak vermelidir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasın 25. Maddesi "Düşünceyi ve kanaati yayma", 26 Maddesi " Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti" aykırılıktan VETO etmelidir.

Sn. Cumhurbaşkanı "bu yasalarada karşı çıkmayacaksa, demokrasiyle ilgili hangi konuda pozisyon alacak?" onu da ayrıca merak ediyoruz.

Sn. Cumhurbaşkanının bu yasayı veto etmesi sağduyuya verilen önem, Türkiye’de demokrasinin geleceği ve Sn. Cumhurbaşkanının KÖŞK Geleceği açısında ayrı bir önem arz etmektedir.