Vücutta insülin direnci gelişmesiyle, tüketilen gıdalar öğütülemediği ve yağ olarak depolandığı için kilo alımının arttığını ve yapılan diyete rağmen kilo verilemediğini belirten Memorial Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, insülin direncinde kilonun zor kaybedildiğini ama kolay kazanıldığını vurguladı.

Aynı zamanda acıktırıcı etkisi olan insülinin bu hastalarda fazla miktarda üretildiği için açlığa tahammülün azaldığını ifade eden Dr. Karadağ, insülin direnci ile başa çıkmak için yapılabilecekler hakkında şu bilgileri verdi:

BİRÇOK HASTALIĞA YOL AÇIYOR

“İnsülin direnci, tüketilen şekerli ve unlu, hamur işleri, ekmek, makarna, pirinç gibi karbonhidratı bol gıdaların beslenme alışkanlığı haline dönüştürülmesiyle gelişen bir hastalıktır. Karaciğerde yağlanmaya yol açmasının yanında kalp ve beyin gibi hayati organlara da etki ederek kalp krizi, felç gibi hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Pankreas bir müddet sonra insülin üretmekten yorularak tembelleşir ve kan şekeri düzeyi yükselmeye başlar. Buna bağlı olarak ilk önce kan şekeri düşüklüğü, çabuk acıkma sonrasında ise kendini şeker hastalığı olarak belli etmektedir. Şeker hastalığı yatkınlığına sebep olması haricinde obezite, adet düzensizliği, kısırlık, kilo vermekte zorlanma, gut hastalığı, yüksek tansiyon, fibrokistik meme hastalığı, kısırlık, yumurtalıklarda kist, kalp krizi, felç, kolesterol, trigliserid yüksekliği ile meme, akciğer, pankreas, prostat, karaciğer, kalın bağırsak kanseri gibi birçok ciddi hastalığa zemin hazırlamaktadır.

40 YAŞINDAN ÖNCEKİ KALP VE TANSİYON RİSKLİ

Vücutta insülin direncinin yükselmesi açlık krizi, çabuk acıkma, yeme düşkünlüğü, yemekten sonra uyku bastırması, tatlı yeme dürtüsü, gece yeme isteği, halsizlik, çabuk yorulma, konsantrasyon eksikliği, unutkanlık, kronik yorgunluk sendromu, sinirlilik, terleme, çarpıntı, sabahları yorgun kalkma, cinsel isteksizlik, erken boşalma, ereksiyon problemi, ödem, horlama, gün içinde uyuklama hissi şikayetleri olduğunda muhakkak insülin direncine yönelik araştırma yapılması gerekmektedir. Ailesinde şeker hastalığı olan, şeker düşüklüğü atakları olan, gebelik döneminde kan şekeri yükselmiş olan, 40 yaşın altında kalp krizi veya tansiyon yüksekliği olan insanlar insülin direnci açısından risklidir.

YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİRİN

İnsülin direncini dengelemek için haftada 4 gün bir saat yürüyüş yapın, karbonhidratsız beslenme alışkanlığı kazanın ve akşam 20.00’dan sonra yemek yemeyin. Açlık kan şekeri ve insülin değerinin formülasyonu ile elde edilen HOMA-IR skoru çok yüksekse uzmana danışarak yaşam tarzı değişikliğine ilaveten tıbbi ilaç desteği de önerilebilir.

İNSÜLİN DİRENCİ DENGELENDİĞİNDE YAŞAM KALİTESİ CİDDİ ORANDA ARTIYOR

İnsülin direnci dengelendiğinde vücutta meydana gelen değişimler şöyle sıralanmaktadır:
Hipoglisemi sorunu ortadan kalkıyor.
Tatlı krizleri, açlık nöbetleri yok oluyor.
Uyuklamalar, sinirlenmeler, öfkeler, anlamsız, aşırı ve ani tepkiler, uyku bölünmeleri, çarpıntı ve terlemeler tarihe karışıyor.
Kilo vermek kolaylaşıyor. Verilen kilolar geriye alınmıyor.
Kan şekeri yükselmeleri sona eriyor. Şeker hastası olmanın önüne geçilebiliyor.
Kan yağları dengeleniyor.
Trigliserid normale dönüyor.
İyi kolesterol HDL yükseliyor. Total kolesterol düşüyor.
Kan basıncının dengelenmesi kolaylaşıyor.
Karaciğer yağlanması ortadan kalkıyor.”