Kendi dilimiz Türkçe ile başlayıp, fizik, kimya, biyoloji, ahlak dersi derken arapça dersine kadar varan geniş bir yeri var insan konusunda eğitimin.. Amma velakin ne yazık ki hiçbirinin toplamları ya da çarpıları bir işe yaramıyor!Eğitim ve öğretim ciddi bir iştir!Öyle; yok forman düzgün değil, yok saçın uzamış örülü değil, gibi çıkışlarla öğrencileri canından bezdirecek bir kurum ise hiç değildir!Amaç, insanları eğitmek ve öğretmek ise; çok daha fazla ve güzel yöntemleri vardır!Fakat öğretmek amaç ise: öğreticilere de değer vermek lazım! Öyle değil mi?İnsanlık Dersi dedim ya, müfredattaki adı ne olursa olsun, yeter ki insanın biyolojik gelişiminden, toplumsal anlamdaki işlevlerinden, bir birey olmanın değerinden, efendime söyleyeyim, hakları ve hukuklarından haberdar olsunlar...Kısacası bir insanın dünyaya gelişinden itibaren geçirdiği süreçlerden haberleri olsun!Mesela, anne karnındayken bir bebeğin etraftaki sesleri duyabildiğini, duyduğu seslere göre etkilendiğini, ona göre üzülüp sevindiğini, bir yaşında bir çocuğun düşünme yetisi ile üç- beş- yedi- on yaşındaki çocukların farkını ayırt edebilmeliler...Belli yaşlarda belli korkuların yaşandığını, benzer kaygılar duyulduğunu...Bunların yaş gelişimleri ile ilgili olup, normal olduğunu...Kendisinde bir anormallik olmadığını bir şekilde anlatmak gerek!Gün gelip de ergenliğe adım attıklarında kendilerini hiç sevmiyeceklerini, belki nefret düzeyinde duyguların içinde olabilecekleri konusunda bilgilendirilmeleri gerek; bedenlerinde istem dışı başlayan hormon çalışmalarının kendi suçları olmadığını, kendilerinden utanmamaları gerektiğini öğretmek gerek!Bebekken nasıl anne sütüne ihtiyaç duyup da, annesinin memesine saldırdığı; hatta o arada annesinin memesinin çatlayıp da, emzirirken acıdan canının yanması ne kadar gerçekse, ergenliğe ulaştığında da içinin kıpır-kıpır olacağının da aynı masumlukta olacağını bilmesi de en doğal hakkıdır!Eğitim ve öğretim, bence, öncelikle şunu sağlamalıdır, düşünen, sorgulayan, kendini korumasını bilen, mantık örgüsü düzgün çalışan bireyler yetiştirmektir! Empati yapmasını bilen, sempatiden ürkmeyen, hurafelere kurban edilmeyen!...Vicdan korkudan kurtulmalıdır; mesela, ilk etapta! Vicdan ile din ilişkisi en kötü malzemedir bence.. Allah korkusu ise en büyük travma nedeni! Korku ile bir şeyleri iyi yapmak yerine, İnsanlık Dersi empati yapmayı öğretse...Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayı yavaş yavaş fısıldasa kulaklara... Eğitim yaşına göre...En sevdiği bir oyuncağı paylaşması ile başlayıp, bir duygu paylaşması ile devam etse, mesela...İnsanlık dersi insan olmanın hem genetik, hem biyolojik yanlarını anlatıp öğretirken, insan duygu ve düşüncelerini de anlatsa; mesela nelerden korkarız, korkularımızla baş edemezsek nasıl bir duygu ve davranış içinde oluruz? Çözümü nedir? Nefret duygusu nedir?Ya kıskançlık?Alfabeyi öğrettikten hemen sonra Sevgi nedir sizce? diye bir soru sorulmalı mesela..Alınan cevapları sadece laf olsun diye ahşap bir dolapta saklamak yerine, bu cevaplar ailelerle paylaşılsa keşke...İşte bu nokta da aileleri de eğitme şansı doğabilir.. Cevapları aileler ile paylaşırken onları gözlemleyerek yapılabilir mesela..Bir eğitmenin tek başına gücü bunların hangi birine yetebilir ki?Hani, Eğitim deniyor ya, her bir taşın altından çıkıyor ya; işte sadece ABC değil be şekerim sorun!Gerçekten eğitilmek isteniyor mu bu toplum? Öncelikle bunu bilmek gerek..Kişiliği gelişmiş bireylerin oluşturdukları toplumlar ancak sağlam dururlar; onların kendilerini ifade ettikleri yerleri de vatanlarıdır!Bir ülkede beyin göçü varsa eğer, beyin göçü yapanların değil de, yaptıranların ayıbıdır!Kişilikli bireyler yetiştirmek isteyen toplumların yöneticileri, normal şartlar altında, bunu destekler!Her türlü desteği verir!O yöneticiler bir karikatüre takılmazlar, mesela, kendisini yuhalayanlara da takılmaz!Tercih meselesidir! der, geçer!Ahlak dersi, din dersi zorunlu olmalı mı, olmamalı mı gibi konuların gündemde olduğu bir ülkede, öncelikle İnsanlık dersi konulmasını önermekteyim, naçizane...İnsan olarak var olmuşsak, var oluşumuzun evrelerini de tamamlayacağız!Hangi insan tamamlamamış ki, sen tamamlamayacaksın?İnsansın; bu kadar basit!İnsan olmanın da evrelerini tamamlayacaksın!Ket vuranlar mı?Onlar kişiliğini tamamlayamamış olanlardır; korkularından dolayı hurafelere de inanmışlardır...Hurafelerin yok olmasına emek katmayanların da hurafelerden beklentisi olmasına gönül razı olmasa da, inanan ahaliden medet umması durumuna bir açıklama getirmek gerekir; Beslenen birileri var! Kah bir tarafta, kah diğer tarafta; yani, al gülüm - ver gülüm durumları...Neyse...Gerçekten iyi bir eğitim ve öğretim vermek istiyorsak yeni nesillere, önce İnsan olma durumundan başlamak gerek!İnsan olmayı bilemeyen bireylerden oluşan toplumlar ya koyun olurlar ya kurt; ki... Hiç birinden de, uzun vadede, bir şey olmaz!Haa, amaç günü kurtarmak değil ise, elbette!