Toplum ve devlet olarak en büyük projemiz toprağı vatan, insanı ise millet yapma gayreti olmalıdır. 1950 seçimlerinden sonra hızla bir insan kalabalığı haline gelen toplumsal doku aynı hızla irtifa kaybetmeye devam ediyor.

Bu ısrarlı düşüş ruhunu elinden aldığınız ve içini boşalttığınız insancıkların millet olma şuurundan hızla uzaklaştığının ve giderek bir insan kalabalığına dönüştüğünün emareleriyle dolu.

Tıpkı birebir bugünlerde yaşadığımız hadiseler gibi.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne yapılan bombalı bir saldırı sonucu 2 şehit verdiğimiz 22 yaralının olduğu gün ikamet ettiğim binanın bir arka sokağında çeyiz tertiplenmişti.

Yüksek ötesi bir ses düzeniyle gerdanlar kırılıyor, kalça ve göbek şovuna davul zurna sesi Aman Allah dedirtiyordu.

Daha bir kaç saat öncesinde Emniyet Müdürlüğüne yapılan menfur saldırının şokuyla adeta hipnoz olan halk ölümle yaşam arasındaki o ince çizgi de duracak yeri bilememenin akıl tutulmasını yaşıyor olmalı.

Vatan toprağının külliyetli bir bölümünde ciddi bir savaş veriliyor. Cumhuriyet Türkiyesine, onun toprak bütünlüğüne, kimliğine aidiyet kültürüne karşı kalleş bir kalkışmanın yaşandığı bir zaman aralığından geçiyoruz.

Vatan eğer tarla, bağ, bahçe, bostan ya da hat safha da emlak değeri olan birer taşınmazlar bütünü değilse, toprağı anlamlı kılacak ve onu vatan yapacak kıvamda olmalıyız.

Sevinçte, tasa da ve keder de bir olan insanların bir araya gelmesiyle insan toplulukları millete dönüşür. O insanların sahiplendiği topraklar ise vatan olur.

Türk Milletini sürüye dönüştürmek isteyenler büyük ölçüde başardılar. İçini boşalttıkları, ruhunu elinden aldıkları insanlar artık her olayı kanıksayan birer mankurt.

Topraklar ise döviz ve altın birikimini bir çıkına sararak kaçacağı farklı bir coğrafyada yeni yaşam alanları oluşturacağının hayalindeki vatansızlar için bir plan dahilinde.

Şehrin en merkezi noktasında hemde devletin gözlerinin içine bakarak bomba patlatılan Gaziantep güzide bir vatan parçası.

Ancak olaydan bir kaç saat sonra sonsuz bir iştahla çeyizini yapanlarsa şuurunu çoktan yitirmiş bir mankurtlar topluluğu ve insan çöpünün ta kendisi.

İşte tarla ile vatan, insan çöpüyle millet olmanın arasındaki fark bu.