İstanbulun göbeği,onlarca katlı rezidansların inşaatı sürerken bir akşam vakti adına kaza denilen bir olay yaşanıyor.32.Kattaki asansör raydan çıkıyor,içinde 10 canın ve inşaat malzemelerinin bulunduğu asansör vagonu büyük bir hızla takla atarak zemine çakılıyor…

Adına “KAZA” denen bu hadisede asansörün içinde bulunan 10 işçimiz o an oracıkta vefat ediyor…

Olay sonrası yine her defasında duya duya ezberlediğimiz o bildik açıklamalar,valisi,bakanı,başbakanı hep o bildiğimiz cümleleri söyleyip durdular…

İşçi kardeşlerimizin maruz kaldığı bu olayın sorumluları bulunacakmış,ailelere yardımda bulunacakmış vs.vs.vs….

6 Ay öncesine kadar yine aynı inşaatta 1 işçi vatandaşımız daha hayatını kaybetti,sayı az olduğu için pek önemsenmedi,1-2 dakikalık haberlerle medya tarafından da geçiştirildi.

Aynı inşaatı geçelim,çok gerilere dönmeyelim,mayıs ayında Somadaki faciayı hatırlayalım.301 Can gitti,301 baba evladından ayrıldı,sorumluları bulacak ve en ağır şekilde cezasını çekecek,maden işçileri ve diğer tüm işçilerimizin çalışma koşulları düzeltilecek denildi…

Peki ne oldu?

Mayıs ayından bugüne kadar bir sorumlu bulundu mu? Cezası verildi mi? İşçilerin çalışma koşullarında ne gibi bir düzeltme oldu,bunu bileniniz var mı acaba?

Neymiş efendim,iş sağlığı ve güvenliği için gerekli yasa zaten yürürlükteymiş,evet yürürlükte,şu an her işyerinde sözde işyeri hekimleri ve iş güvenliği personelleri çalışıyor,değil mi? Kağıt üzerinde sırf yasal sorumluluk olduğu için kurulan tezgahlarda personel çalışıyormuş gibi gösterilen bu uzmanların işyerlerinde işçilere ne eğitimi verdikleri,neler yaptıkları ortada…

Kağıt üzerinde görünen işyeri hekimleri ile,iş güvenliği uzmanlarıyla siz sadece evraklarınızın güvenliğini sağlamış oluyorsunuz,işçi yine aynı tas aynı hamam,dün nasıl ile bugün de aynı şartlarda,güvenliksiz ve sağlıksız koşullarda çalışmaya devam ediyor.

İş kazalarında Avrupa birincisi,dünya üçüncüsü olan bir ülkede kağıt üzerinde diğer dünya ülkelerine ve Avrupaya göstermelik olsun diyerek çıkarılan kanunlar 1 canımızı kurtaramıyorsa yere batsın kanunu da yasal düzenlemesi de…

Bizi yönettiğini sanan hükümet üyeleri ve bürokraside koltuk işgal edenler bir an evvel insan canının kıymetinin ne olduğunu bilmelidir,onların görevi her kaza sonucunda kameralar karşısına geçip de 2-3 formalitik cümle söylemek değildir.Onlar o görevlerinin hakkını vermelidir,bu ülke artık 2.dünya ülkesi olmaktan arındırılmalıdır.

Hükümetimiz yetkilileri utanmasa bizden önce iş mi vardı da,iş kazası oluyordu,bakın biz yeni iş imkanları sunduk,iş var ki iş kazaları da yaşanıyor,derlerse hiç ama hiç şaşırmayın…

Türkiyede emeğin hak ettiği değeri ve insan canının kıymeti ne zaman anlaşılır,ne zaman insanca yaşayıp,insan gururuna yakışır bir yaşam sürdürmeye başlarız bilemem ama,tek bildiğim bir şey var,ülke kim tarafından yönetilirse yönetilsin,zengin her zamankinden daha zengin,fakir de her zamankinden daha fakir olmaya devam ettiği sürece bu tezgah hep böyle döner durur,hak hukuk,Allah,kitap diyerek başımıza gelenlerin en büyük vurgunları yapması zaten en düşündürücü nokta da burasıdır…

Ne diyelim,biz her olumsuzluk karşısında sessiz kalmadan buralardan bu köşelerden yazaduralım,işverenlerimiz,yöneticilerimiz bildiklerini okuyadursunlar…

Gelecek hafta bir kazaya kurban gidip ölmezsem,yine bu köşede buluşuruz inşallah,hoşça kalın…