Çocuklarına karşı fiziksel ve duygusal sevgiyi aşırı hissettiren aileler olduğu gibi bu tutumu yanlış bulan ailelerde mevcuttur. Bu tip ailelerde çocuğun hiçbir psikolojik ihtiyacı karşılanmaz ve görmezden gelinir ya da tartışma ortamı yaratılıcak davranışlarla bastırılır. İlgisizliğin en önemli belirtisi iletişimsizlikten kaynaklıdır. Bu tutum içindeki aileler çocuklarını ihmal eder her türlü duygusal ihtiyaçlarını göz ardı ederler. Genelde bu tutumu çok çocuklu çok çocuklu ailelerde ve istek dışı olan çocuklarda görmemiz mümkündür. Ebeveynlerden biri öğrenim sürecinde olan çocuğu ilgiden yoksun bırakıyorsa kendi kendisinin suiistimali ve temelinde yatan bazı kötü deneyimler vardır. Eğer çocuğunuza karşı ilgisiz her türlü davranışlarına tepkisiz kalırsanız zamanla ebeveyn kurallarından bağımsız , çevresel faktörlerin eleştirilerini dikkate alan aile ortamından hızla uzaklaşmasını sağlayan öğrenciler yetiştirirsiniz. Çünkü gerekli duygusal ilgiyi evde göremedikleri için ilgi odağı oldukları her türlü ortam daha çekici olur.

Başarı-başarısızlık kavramlarında nettirler

Akademik hayatlarında da sıradanlığı kabul etmezler, arada kalmış bir başarı onların ilgisini çekmeyeceği gibi başkasının da ilgisini çekmeyeceğini düşünürler .”ya hep ya hiç “ görüşü bu tip öğrencilerin ana düşüncesi niteliğindedir. Çünkü ortalama bir başarı yerine keskşn başarısızlık bu öğrenciler için daha zafer niteliğindedir. Uçlarda yaşamanın daha ilgi odağı olabileceği kanısındadırlar.

Ebeveynlerini model olarak seçmez

Ailesini kendisine iyi bir model olmamakla suçladığından modelini başkalarından seçer. Özellikle model alacağı kişileri bu tip öğrenciler daima kendisini öne çıkaran , öğrencinin ilgi odağında olmasını destekleyen kişilerden seçer. Eğitmenine aşırı bağlanma ebeveynden uzaklaşma vaktinin tümünü arkadaşlarıyla geçirme isteği oldukça yoğundur.

Histrionik kişilik bozukluğu ( ilgi odağı olmadığı ortamdan rahatsız olma ) görülür

Bu tip öğrenciler için övgü kilit noktadır. Genelde yetişkinlik dönemi ve öğrenim sürecinde görülen bu rahatsızlık eğitim hayatında eğitmeninden sürekli bir onay arayışı içindedir. Bu tip öğrencilerde branş dersinde etkin olmak eğitmeniyle kurulan kuvvetli iletişimden geçer. Eğitmeninin ders süresince kendini desteklemesini bekler aksi takdirde temel branş derslerindeki verim gücü düşer. Öğrenim sürecinde olan bireyin en büyük kaygısı başarı-başarısızlık olması gerekirken yerini özlemini duyduğu ilgiye bırakır , bunun da beraberinde görülen başarısızlık kaçınılmazdır.