Hangimiz istememişizdir ki aşklarımızı eski Türk Filmleri gibi yaşamayı bir vakitler ki işte bu neden-ledir kırklı yaşlarında olan-ların büyük çoğunluğunun boşanmaları!! Kalp kırıklıklarımızı yüre-ğimizin en derinlerinde sürdürebilirdik belki, kader diyerek.. Eğer televizyon icat edilmeseydi.. Bizden farklı olan kültürleri görmeyip tanımasaydık, bilmeseydik eğer.Kavga ortamında büyüyen çocukları düşünün, onlar ki her zaman kavgayı tartışma olarak anlarlar, ama tam tersi hiç kavgaya tanık olmadan yetişen çocuklarda zannederki her evde aynı durum var. Kavga, gürültü yok sanırlar.."Kol kırılır yen içinde kalır" mantığı ile kara kutu gibi saklanan özel yaşamlar, gerçeklerle yüzleş-meye pek de izin vermemiştir, nedense... Ben bu gibi durumlara kıyaslanma korkusu diyorum.. "Seven erkek kıskanır!" sözleri ile büyüdük, kaç kadın bilirim eşi yada sevgilisi kıskanmıyor diye kendisini güzel bulmadığını, sevmediğini düşünen, bu kalp kırıklıkları içinde ilişkisini hatta yıllarını heba eden.. Sevgide karşındakini olduğu gibi kabul etmek vardır, karşındakinin değerlerine saygı duymak, ve kendi sahip olduğun değerlere saygı duyulduğunu ve kabul gördüğünü bilmek vardır.. İşte bu durum tam anlamıyla özgüven içerisinde karşılıklı olarak birbirine güvenmektir.Peki, birbirine güvenen kişiler neyi, kimi, neden ve niye kıskanacaklar?İşte burasını bir türlü aklım almıyor. Dolayısıyla erkeklerin özgüven eksikliği ile biz kadınlara uygulanan yaptırımların, aman efendim benden başka erkek tanımasın, benimle kıyaslayacak biri aman diym olmasın tarzı dayatmaların toplum tarafından meşrulaştırılması olarak algılıyorum bu durumu da..E peki meşrulaştıranlar kimler, tabiki erkekler. En acısıda kadınların da zamanla bu masala inanıyor olmaları.. Kafamın basmadığı bir başka konu ise, yuvayı dişi kuş yapar deniliyor, peki erkek kuş ne yapıyor yuva için mesela? Tamam burda dişi kuşun anaçlığı ön plana çıkarılıyor, kısmen, ki doğrudur da, ancak erkek kuşun yuva yapımında rol almaması gerekliliğide yoktur hiç bir lugatta.!!! Yani, dişi kuş yuvayı yapsın, erkek kuş istediğinde sevişsin, küçük küçük kuşlar üresin, dişi kuş küçük kuşları büyütsün, yaptığı yuvayı devam ettirsin, erkek kuş da, çok yoruldum alimallah ses-leriyle hizmet beklesin, yetmedi atsın kendini dışarılara, dönsün sonra yuvasına! Kol kırılsın, yen içinde kalsın! Toplumumuzda bu gibi erkek kuşlara maço erkek deniliyor ki maço erkekler de revaçtadır her zaman, toplumumuzda! Erkeklik güçtür, kodum mu oturttururum diyen erkekler gücü temsil eder! Kaba gücün dışına çıkamayan erkeklerin ise kendilerine bir başka armağanıdır bu maçoluk durumları!!Oysa güç... Oysa sevgi...Sevdiklerinin yaşamını kolaylaştırmaktan geçmez mi?- Doğruyu söylersem kızar mı?- Sinirlenir mi şimdi?- Laf eder mi bu bluza?- Yemeği beğenmez mi? Gibi... Kaygıların olmaması gerekir sevgiden söz edilen ortamlarda, sevgi güvendir, kuşku ile bağdaşması mümkün değildir, kuşku var ise sevgi de sorgulanmalıdır, ilişki de! En son şunu söylemek isterim ki "Kişi kendinden bilir işi!" Dürüst olan biri karşısındakinin dürüstlüğünü sorgulamaz, samimi olan biri samimiyetsiz bulmaz herkesi! Sevgi özgürlüktür aslında! Özgür olduğunda sevgi çoğalır! Özgür bırakabilmek için ise tek şart; Özgüvendir aslında! Özgüveni olan kişi güvenebilir ancak karşıya!...