Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Ben affın Türkiye literatüründen silinmesi gerektiğine inanıyorum. Af doğru bir kelime değil' dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bizim artık genetik kodlarımızın değişmesi lazım. Hindistan gibi, Çin gibi ihracat odaklı bakmamız lazım. Asya’yı keşfetmemiz lazım. Çünkü Asya’da çok büyük bir tüketici kitlesi var. Oralara bizim satacağımız çok şey var, hiç korkmamamız gerekiyor. Avrupa Birliği zaten bizim geleneksel pazarımız. Afrika son yıllarda büyük mesafe aldığımız bir pazardır” dedi.Maliye Bakanı Şimşek, TGRT Haber'de yayınlanan Ankara’nın Gündemi Programı’na konuk oldu. Şimşek, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu programda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 17 Aralık operasyonunun piyasalarda tedirginlik yarattığını belirten Şimşek, “Döviz borcu olan şirketlerin döviz talepleri ciddi miktarda arttı. Vatandaşlarımız, geçmişte liranın değer kaybettiği dönemlerde satıcı olarak piyasaya çıkardı. Bu defa satmadıkları gibi bir miktar almaya çalıştı. Bankacılık sektörüne baktığımızda herhangi bir döviz açığı yok. Yani bankacılık sektörünün döviz yükümlülükleri ile döviz varlıkları arasında pek bir fark yok. 2001’e ya da 1994’e baktığınızda dövize talebin bankalardaki açıktan kaynaklandığını görürsünüz. Bu defa bankacılık sektörünün çok iyi yönetildiği ve denetlendiği için böyle bir sıkıntı yaşanmadı. Bu dönemdeki sıkıntının kaynağı reel sektördür. Son dönemlerde çok ciddi yatırımlar yapıldı. Bu yatırımların bir kısmı da döviz ile borçlanılarak yapıldı. Reel sektörün döviz açığı yaklaşık 170 milyar dolar. Bunun yaklaşık 17 milyar dolarının 12 ay vadesi var. Aslında bu çok büyük bir meblağ değil. Geriye kalanı ise orta ve uzun vadeli. KOBİ’lere baktığınızda çok fazla döviz borçlarının olmadığını görüyorsunuz. Bu döviz borçlarının çoğu büyük şirketlere ait. Büyük şirketlerin de büyük bir kısmı ihracat yapıyor. Doğal olarak bir döviz açığınız var. Ama ihracat geliriniz de olduğu için ödemeleri yapmak adına bir sigortanız da var. Hane halkının 190 milyar doların üzerinde net altın ve döviz fazlası var. Bunların kimisi yastık altında, kimisi bankalarda. Devlete yani hazineye baktığınızda da bir döviz açığı söz konusu değil” diye konuştu.“İHRACAT SEFERBERLİĞİ BAŞLATMAK ZORUNDAYIZ”
Bakan Şimşek, krizin fırsata çevrilebileceği yönünde mesajlar verdi. Türkiye’nin Asya pazarlarına açılması gerektiğini kaydeden Şimşek, “Bu dönemi bir fırsata çevirip, ihracat seferberliği başlatmak zorundayız. Bizim artık genetik kodlarımızın değişmesi lazım. Hindistan gibi, Çin gibi ihracat odaklı bakmamız lazım. Asya’yı keşfetmemiz lazım. Çünkü Asya’da çok büyük bir tüketici kitlesi var. Oralara bizim satacağımız çok şey var, hiç korkmamamız gerekiyor. Avrupa Birliği zaten bizim geleneksel pazarımız. Afrika son yıllarda büyük mesafe aldığımız bir pazardır” ifadelerini kullandı.
Şimşek, devletin içindeki illegal yapılanmalarla ilgili, “Bir hukuk devletinde gücün bu kadar istismar edilmesi, bu kadar illegal örgütlenmelerle devletin içinde yapıların bulunması şok edici. Bu açıklanması ve anlaşılması zor bir durum. Tapelerin önemli bir kısmı illegal yollarla elde edilmiş. Bunların ulu orta yazılıp çiziliyor olması da ayrı bir husustur. Unvanı ne olursa olsun birisi bir suça bulaşmışsa bunun sonuçlarına katlanmalı, yargı önünde hesabını vermeli. Burada amaç Türkiye’yi itibarsızlaşmak. Ta Van’dan bir ekibin çıkıp, Kilis’e gelip hukuksuz bir şekilde operasyon yapması bir hukuk devletinde olabilecek şeyler değil” şeklinde konuştu.“AFFIN TÜRKİYE LİTERATÜRÜNDEN SİLİNMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”
Programda sorulan bir soru üzerine herhangi bir vergi affı ya da yapılandırması düşünülmediğini belirten Şimşek, gelir vergisi reform tasarısına ilişkin değerlendirmede bulundu. Reformun en kısa zamanda yasalaştırılması gerektiğini belirten Şimşek, şöyle konuştu:
“Ben affın Türkiye literatüründen silinmesi gerektiğine inanıyorum. Af doğru bir kelime değil. Geçmişte bir takım yapılandırmalar oldu ama mümkün olduğunca af niteliğinde olmamasına dikkat ettik. Devletin bir alacağı varsa bunun mutlaka reel karşılığı alınır ve vadeye yayılacaksa da mutlaka en az enflasyon farkı ya da faiz farkı alınır. Şuanda gündemimizde kesinlikle bir yapılandırma yok. Gelir vergisi reform tasarısına gelince, bu tasarı uzun bir süredir Meclis’te. Keşke, geçtiğimiz Haziran ayında bunu tamamlayabilseydik. Ekim ayında biraz çalıştık, araya bir sürü şey girdi. Bu önemli bir reform ve inşallah bunu en kısa zamanda yasalaştırırız.”İHA