Hayatın sorunlarından, sıkıntılarından kaçıp,çözümü madde bağımlılığında arayanların sonu maalesef ölüm.

Gençler ya da yetişkinler keşke bu acı gerçeği bilse.

Kavrasa.

Bugünkü yazımızda toplumun temel yapı taşı olan aileleri yakından ilgilendiren ibret dolu bir günlük ve o günlüğe yansıyan dramı ele almak istedik. Bir genç kızımızın yazdığı ve her ailenin ders çıkarması gereken bu notları sizlerle paylaşarak ' bir musibet bin nasihatten evladır' sözüyle sonu ölümle biten hatıraları üzerinde ciddi ciddi düşünmemiz gerekiyor.

İzmir'de dünyaya gelen B. henüz 3 aylıkken ailesinden evlatlık alınıyor. Okul yıllarında magazin programlarına merak salan ve sık sık televizyon seyreden B. ailesine, 'Bir gün manken olacağım.' Hayaliyle yaşamış. Baba Ö.M kızının lise son sınıftayken mankenliğe özenip okulu terk ettiğini belirtiyor. Mankenlik hayalleriyle yıllar önce İzmir'deki evinden kaçıp İstanbul'a giden B. Ford Models Supermodel of The World yarışmasında birinci oluyor. Bir anda renkli hayatın içine adım atan B.'in yarışmada birinci olmasının ardından bazı filmlerde oynadığı ve İzmir'de hırsızlıktan sabıkası bulunduğu ortaya çıkıyor. Tacının geri alınması medya gündemine gelen B. bir süre sonra Dominik Cumhuriyeti'nde düzenlenen Ford Models Supermodel of the World yarışmasında 'New Face' (yüz güzeli) seçiliyor. Magazin dünyası içinde bir süre sonra uyuşturucuya başlayan B. tedavi görmek istese de başaramıyor. B. Bir süre sonra İstanbul Kozlu Mezarlığı'nda ölü olarak bulunuyor.

Ceset üzerinde adli tıpta yapılan incelemede, B.'nin aşırı dozda uyuşturucu kullanımından yaşamını yitirdiği belirleniyor. Gazetecilere kızının özenti kurbanı olduğunu söyleyen Ö. B, manken olmak uğruna evden kaçtığını, B.'ile son olarak aylar önce İstanbul'da görüştüklerini söylüyor. Kızının uyuşturucu kullandığını bilmediğini belirten baba, 'Kızım popüler kültür tuzağına düşmüştü. Gençti, güzeldi ve hayat tecrübesi yoktu. Televizyonlara özenip manken olma hayaliyle evden kaçmıştı. Ailece birbirimizi çok seviyorduk. Televole kültürü kızımızın canına mal oldu. Başka canlar yanmasın, çocuklarımız bu tuzağa düşmesin.' diyerek içini döküyor.

Bu arada uyuşturucudan dolayı hayatını kaybeden manken B'nin günlüğündeki notları okuyanları dehşete düşürecek türden. 80 sayfalık günlüğünde dikkat çeken notlardan bazıları şöyle: "Boğazım düğümleniyor. Artık sona geldiğimi anladım. Vücudum köpek gibi kokuyor. Kollarım iltihaplı. Artık buna dayanamıyorum. İftar saati Beyoğlu’nda gezerken, ezanın okunması beni çok etkiledi. Sanki gırtlağım bir yumak oldu. Ailemi ve onlarla yaptığım iftarlar aklıma geldi. Oruçlarını açan insanları ve aileleri görünce rezilliğimi daha da anladım. Bu hayattan ne zaman kurtulacağımı düşünüp duruyorum. Bir eskiye dönebilsem. Allah’ım yalvarırım yardım et bana.

Bekle Amerika geliyorum. Büyük bir uçurumun eşiğindeyim. Aslıda uyuşturucuyu hiç kullanmamalıydım. Ama şimdi ondan bir türlü kurtulamıyorum. Dünya üzerine geliyor. Başım sürekli ağrıyor. Kendimi nasıl kurtarabilirim bilmiyorum. Ama son bir umudum var. O da Amerika. Bekle New York ben geliyorum. Kendimi sana getiriyorum. Sana gelince keyifli bir hayat süreceğim. Seninle hayata yeniden başlayacağız. Hayatta tek başıma kaldım galiba. İzmir’e gitmek istiyorum ama babam beni istemiyor.

Ben ona ne yaptım ki. Ne zaman telefon açsam beni tersliyor.

Ailem de beni istemiyor. Ama ben onları çok seviyorum. Neden insanlar benden kaçıyor? Kimsem kalmadı. Artık çok sıkılıyorum. Tamamen tek başıma kaldım galiba. Uyuşturucu tedavisi için Balıklı Rum Hastanesi’ne yatan B.hastanedeki günlerini ve dışarıya olan özlemini günlüğünde şöyle dile getiriyor: "Çıkmak istiyorum işte. Dışarıyı özledim.

Güneşin içindeki karanlığı görmeyi yüzüme çarpmasını özledim. Meğerse ben farkında değilmişim. Benimki güneşin içindeki karanlık, karanlığın içindeki ışıkmış." "EROİNİ BİR DAHA KULLANMAK İSTEMİYORUM" B. hastanede uyuşturucu ile mücadelesini ise günlüğündeki şu sözlerle anlatıyor: "Bu hapishaneden usandım.

Çıkar çıkmaz hemen kuaföre gidip kendimi şöyle bir toplatacağım. Eroini bir daha asla kullanmak istemiyorum. Onsuz hayat çok daha güzel. Ama canım sıkılınca elimde olmadan kendimi cezalandırmak gibi bir şeylere yöneliyorum. Uyuşturucudan kurtulamayacağımı biliyorum. Ama en azından azaltabilirim diye düşünüyorum. Hayatımın 3 yılını damardan enjektörle eroin alan biri olarak geçirirken 6 gündür bir şey almıyorum. Son serumun etkisiyle kanım iyice temizlendi." "AİLE DENEN ŞEYE NEFRETLE BAKIYORUM" Günlüğünde aşka soğuk baktığını anlatan B. gelecekte yuva kurmanın kendisine çok uzak bir şey olduğunu dile getiriyor. Bir günlüğünde anlatıldığı şekliyle aşka ve evliliğe bakışı ve gelecekle ilgili özlemleri ise şöyle: "Zaten aşk bana çok uzak. Aile denen şeye nefretle bakıyorum. Umarım buradan çıkınca her şey daha farklı olur. Tek hayalim ufak bir evim, küçük bir arabam ve işim olsun. Gerisi zaten çok kolay." Günlüğünde inancının olduğundan da bahseden B. bunu şu sözlerle dile getiriyor: "Tanrıma hep inanmışımdır. Ben bunu kullanmayacağım. Sadece tanrımdan gelen duygularla hareket edeceğim.

Bir eroinmandım bitti." B. Y. adlı bir kişinin, hastane bahçesine kendisi için esrar atacağını belirtiyor günlüğünde. Ancak güzel manken, sabah kalktığında esrarın gelmediğini görünce duyduğu hayal kırıklığını şöyle dile getiriyor: "Bu arada Y. sabaha bir çiftli atmış olabilir. Bakalım, öyle olursa bana büyük bir iyilik yapmış olacak. Sabah 07.45, ayaktayız hepimiz. Dışarı bahçeye çıkıp baktım ama bir b.. yok.

Ben zaten atmayacağını söylemiştim. Hangi eroinman şimdiye kadar sözünü tuttu ki o tutsun. İşte yine satışa geldik." Bu arada Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından yapılan soruşturmada, bir miktar eroini B.'ye R. D adlı zehir tacirinin verdiği belirleniyor.

Genç kıza eroini veren R. D’ın Tarlabaşı’nda alıcı gibi davranan polise B.’in son sevgilisi olan O.A ile birlikte 2 gram eroin satmak isterken yakalanıp cezaevine konulduğu ortaya çıkıyor.

Polisin yapmış olduğu çalışmalarda B.'nin koluna 2 yıl önce ilk eroin maddesini enjekte eden kişinin N.D olduğu tespit ediliyor. D.’nin daha sonra uyuşturucu madde satıcılığından yakalanıp cezaevine gönderiliyor. Cezaevindeki cezası bittikten sonra da başka bir kente yerleşiyor. Ergenlerin yaşam tecrübeleri az.

Bu renkli hayatlara özenen gençler bilmeliler ki bu hayatın sonu yok. Sonu kesinlikle ölüm.