İsmail Cevizli eşrafından saygın bir ağanın oğluydu. Bir süre Hollanda'da çalışınca adı Hollandalı İsmail olarak kalmıştı ve bu ünvanla tanınırdı. Cevizli'nin muhtarıydı.

Hollandalı İsmail iri yapılı, fiziği düzgün, kendine çok güvenen, hayli yakışıklı bir adamdı. Klasik Türk filmlerimdeki kabadayı tiplemesinin aynısıydı.

Cevizli'de çalışmaya başlamamın ikinci senesinde beldeye elektrik verildi. O yıllarda televizyon yayını olarak yalnızca TRT 1 yayınları vardı. Öğleden sonra yayın başlar, gece yirmi dörtte İstiklal Marşıyla kapanırdı. Her pazar günü bir Türk filmi yayınlanırdı.

Pazar günlerimizin tek eğlencesi oynayan Türk filmleriydi. Odanın penceresini koyu renk perdelerle kapatır, filmin yayın saatini beklerdik.

Film başlar. Henüz birkaç dakika geçince elektrikler kesilirdi.

Hollandalı ülkücüydü ve okul müdürü İbrahim beyle çok samimiydi. Elektrikler üst üste birkaç pazar kesilince okulda nedenini sordum. Müdür;

-Hollandalı İsmail kesiyor, dedi.

-Neden?

-Elektrik paralarını Hollandalı toplayıp, ilgili yerlere yatırıyor. Beldeden bazı kişiler para ödemesini geciktirince Hollandalı elektriği kesiyor.

-Peki, belde halkı bu kesintilere tepki vermiyor mu?

-Kimin haddine? Hollandalının karşısında kimse söz söyleyemez.

Durumu anlamıştım. Bir gün Hollandalıya ben söyledim. Kesmemesini, en azından film saatinde kesmemesini rica ettim.

-Olmaz. Herkes borcunu ödesin, yoksa bu uygulama devam edecektir, dedi.

Mecburen durumu kabullendik. Başka çare yoktu… Devletin televizyon yayınını muhtarımız yasaklamıştı.

Yazar İletişim

[email protected]

TLF: 0535 836 16 82