Tüm ülkeyi yasa boğan 301 kişinin ölümüne yol açan soma faciası Türkiye’nin en büyük maden ocağı kazası olarak tarihe geçti. Maden işçilerinin çalışma şartları, iş güvenliği önlemleri ve devlet adına yapılması gerekli denetimlerin iyi yapılmadığı sonucu ile gündemdeki sıcaklığını koruyor. Belki Soma’da yoğun bir biçimde uygulanan taşeronluluktan, belki işimi kaybederim korkusundan , çalışanlar işçiler çalışma şartlarına itiraz etmeden çalışmış,sendikalar yapılan yanlışlardan habersiz bire bir çalışma koşullarını denetlememiş,işveren tümüyle kendini maksimum kâr’a atfetmiş, ve her ne hikmetse denetimsizlik belki de istemeyerek de olsa bu sonucu hazırlamıştır. Gözlenen budur. Ortada bir gerçek varsa o da Soma faciasının, sel, deprem gibi bir felaket olmayıp,alınması gerekli önlem ve tedbirlerin alınmayışındandır. 301 kişinin yaşamını kaybettiği madende denetim yapan iki müfettiş teftişin sonunda noksan yok raporu düzenlemişse de Soma’da faciada alınması gerekli tedbir ve önlemlerin alınmamasından dolayı istemeyerek de olsa madencilerin ölüme sürüklendiği her geçen gün daha da netleşiyor. İş kazalarında dünyada birinci sırada olmamızın ve yılda 1500-2000 kişiyi yitirmemizin asıl nedeninin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlerin alınmaması ve denetimlerin yapılmamasındır. Dünya genelinde uygulanan taşeron işçiliği işçi tedariki anlamındadır. Tedarik edilen işçiler o işletme için çalışırken taşeronlar alt işverenin işçileri olarak kabul edilirler. Burada genel hedef işçi maliyetlerini düşürmedir. Türkiye’de son 10 yılda taşeron işçi sayısı 387 binden 1 milyon 700 bine çıktığı gözlenmekte olup,taşeron olarak çalışan işçiler genelde iş güvenliğinden yoksun, sendikasız, toplu sözleşmesiz olmaları iş kazalarını tetiklemektedir. Artık iyice kokuştuğu görülen taşeronluk sisteminin yasal olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, artık ülkemizde sendika ve sendikalaşma hareketinin sorgulanması gerçeğinin gerekliliği gözlenmektedir. Demokrasimizin olmazsa olmazı olan sendikalar bu faciadan üzerilerine gerekli dersi çıkarmalıdırlar. Ülkemizi yasa boğan bu facia, sendikaların görevinin üye kaydetmek, işverenden makul seviyeli zamlı iş sözleşmesi yapmak olmadığını gözler önüne sermiştir. Bir üzücü tavır da iş sağlığı ve güvenliği konusu ile alakalı olduğu halde , konuya hiçbir atıfta bulunmayan bazı sivil toplum örgütlerinin duyarsız tavrı. Çok söylendi çok yazıldı ama bir kere daha belirtmede yarar var. Soma’da 301 vatandaşımızın ölümüne yol açan facianın bir daha ASLA yaşanmaması için gerekli tüm önlemlerin alınması ,tüm iş kollarında iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması ve denetimlerin sıklaştırılması gerekmektedir.