Çok eskilerden bir kadının çocuğu ölmüş, ama kadın bunu kabul etmiyormuş ve çocuğun cesedi kucağında kapı kapı gezip onu tekrar dünyaya getirecek bir ilaç arıyormuş, çaldığı kapıların birinde bir bilge ile karşılaşmış, bilge kadının çektiği acıya ve durumuna çok üzülmüş, kadına aynen şöyle demiş, “ sana yardım edeceğim demiş, ben böyle bir ilaç biliyorum sana adını söyleyeceğim, sende bunu evine hiç ölüm girmemiş, hiçbir yakınını kaybetmemiş ve ölümün hiç bilinmediği bir evden alman gerekli demiş, ilacın adı tohumu git bul ve çocuğunu tekrar hayata getirelim demiş. Kadın yola düşmüş hangi kapıyı çalsa o eve ölümün girdiğini fark etmiş ve anlamış ki bu acıyı tek kendisi çekmemiş, çocuğunu o zaman kucağından bırakmış ve bilgeye gitmiş, bilge “ bak tek bu acıyı yaşayan sen değilsin, ölüm bütün canlılar için geçerlidir ve ölümsüzlük yoktur. “ demiş. Ölüm hayatta yaşayacağımız en büyük acı belki de, tabi kaybettiğimiz kişinin bizim için önemi yaşayacağımız acının ne kadar büyük olduğuna dair en büyük göstergedir. Acılarımızı dış etkenlerle tedavi etmeye çalışsak da çok başarılı olacağımız söylenemez. İçkiye sarılmak, içtiğimiz sigarayı arttırmak kendimizi saçma sapan şekilde savunmak ve türlü bahaneler bulmak acılarımızdan veya ağır sorunlardan bizi kurtarmak yerine daha çok içe çeker. Acımızı yaşarken bir sorunumuz olduğunu kabul etmektense başkasını suçlamak daha kolayımıza gelir, sen bunu yapmasaydın ben bu durumda olmayacaktım gibi… Çektiğiniz acıdan dolayı kimseyi suçlayamazsınız, kimse de sizi suçlayamaz. Acılar yaşanmalı ama bir süre sonra da bastırılmalıdır. Hayat devam ediyor, içinize atmadan hayata devam ederek bastırmalısınız. Eğer hayata devam ederken duyguları bastırıyorsanız ve sadece bastırmakla yetiniyorsanız bir süre sonra farklı bir şekilde ortaya çıkacaktır, ya depresif bir durum, ya da başka bir hastalıkla… Kimseye güçlü görünmek zorunda değilsiniz, yaşayın duygularınızı sonuna kadar, acılarda sevinçler gibi yaşanmalıdır. Ama her şeyi dengede tutmak adına dozunda yaşamak gerek… Babam gideli beş ay bitti ve ben onu çok özlüyorum, eksikliğini fazlasıyla hissediyorum. Ama şu var ki babama yas tutarak hayatımı yaşayamam, bu şekilde düşünmem onu sevmediğimi göstermez. Benim bir hayatım var ve onu yaşamalıyım ve hele ki bu hayat bana ikinci defa verilmişse ve uzatmaları yaşıyorsam…

[email protected]"