İnsan kendini kandıramaz. Nice sözler söylese de nice oyunlar yapsa da insan sadece ve her seferinde kendini kandıramaz. Kişinin kendi hakikatinden kaçamaması hayatın en keskin adalet terazilerinden biridir aslında. Kaç kişiyi kandırırsa kandırsın ve ne kadar usta olursa olsun, vakit aynaya bakıp suret görme vakti olduğu zaman konuşacak tek şey sessiz ama derin hakikatin ta kendisi olacaktır daima.Öyle anlarda çöker insanın korku üzerine.Öyle anlarda dile gelir iç ses ve sorar kendine, “Kimsin sen?” Diye.Kim olduğunu ve kim olmadığını tam olarak bilmese de yine de bilir kim olarak rol yaptığını insan.Tüm sesler çekilince aklın her bir odasına vicdanın ve yüreğin keskin ışığı ya- nıp tutuşur kişinin sıfatında.Ve sıfat en gerçek aynadır her zaman. İnsanın içini doldurduğu sözlerin ve ha- kikatların güzelliği ya da çirkinliğidir dışa vuran.Dikkatli bakan herkesin görebileceği kadar aşikâr bir durumdur bu aslında. Ve ilâhi döngünün damgasıdır kişinin sure- tine vuran.Ya apaydınlık bir güzel yüz ile bakar- sın dünyaya içinde çiçek açan doğru dürüst bir insan gibi ya da kendi kandırma- calarında boğulmuş aslında başkalarını değil de en çok kendini kandıran korkak insanların karanlık ve silik suretini hediye eder hayat sana.Sessizlik en güzel örtüdür insanı kaplayan.Kendi çığlıklarını ve haykırışlarını daha iyi duyar insan.Başkalarını hangi hitabet ile hangi edebiyatı yaparak kandırdığı değildir önemli olan sessizlik çöktüğü zaman insana.En güçlü dilin en sihirli kelimeleri bile kurtaramaz kişiyi kendi başına kaldığında.Çünkü insan kendini kandıramaz asla.Çünkü vicdan en güçlü hâkimdir yargıyı yapıp ipini çektiği zaman.Ve ne kadar çok kandırırsa başkalarını o kadar çok nefret eder kendinden içten içe.Aynaya bakmadan bile kirlenmiş ruhunun derinliğini omuzlarında taşır bir yük gibi. Kaçamaz hiçkimse kendi yalnız- lığındaki hakikat döngüsünden. Er ya da geç o ilâhi terazi tartar verir eline kandırmacalarla geçen hayatın faturasını!Yeri gelir taksit taksit yeri gelir tek seferde ödersin sonunda!