Çiftlik Bank, Süt Bank, Farm Bank vb. haberlerini izlerken,

Aklım bir taraftan 2000 li yıllarda içleri boşaltılar özel bankalar, diğer taraftan da 90'lı yıllarda Ercan Saatçi'nin taşlama mahiyetindeki biz buradayız şarkısının sözleri geldi aklıma.

"biz her şeyin en iyisini yeriz

biz her şeyin en güzelini giyeriz

eyidis meyidis iplemeyiz

yavrum benim be, ne milletiz!!!

az çalışaraktan çok para kazanan

çok çalışaraktan az para kazanan

ikisinin arasında tek bir fark var

biri yaslanılan, biri yaslanan..."

Her şeyin bir bedeli var, her şeyin en iyisini yemenin giymenin olduğu gibi,

Gelirin kısıtlı giderin sınırsız olduğu dünyamızda yapılması gereken şey illaki kazanmak

Birileri içinse az çalışıp çok kazanmak..!

Yada kazancı katlayacak avantalar yakalamak yani kısa yoldan bir çok kazanç elde etmek.

Toplum geneline baktığımızda maalesef böyle kısa yoldan köşe olma isteğimiz çok fazla.

Öyle olunca şans oyunları başta olmak üzere benzer kazanç yollarına olan rağbette çok yüksek.

Bir umuttur yaşamak deyip saldırdığımız avanta yolları her zaman herkese açık ama kazanmak o kadar kolay değil.

İşin içinde dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var.

Son günlerin gündemine bomba gibi düşen Çiftlik Bank mevzusu gibi.

Elin adamı tipine baksan çoluk çocuk ama maşallah ticari deha, 10 atanmış profosörden daha donanımlı daha zeki.

İş kısa yoldan çok kazanmaya geldiğinde milyonda bir ihtimallere umut bağladığımızdan olsa gerek ülkede her yer Çiftlik bank olmuş.

Bu çiftlik sadece bankalar için değil hayatında her alanında köyde kasabada kentte keyfe keder yönetilen ve denetimden, eleştiri ve kontrolden muaf her yerde.

Bu insanımızın az yatırıp çok kazanma hırsından dünyada modern tefeci bütün bankaların zarar ettiği, kar marjlarını düşürdüğü yada battığı dönemlerde Türkiye'de bulunan yerli yabancı tüm bankalar kazanç rekorları kırdı.

Kazandığını toprağa betona gömen, üretmek yerine kiralamayı tercih edip kazanımını risk etmeyen, olanın bin olmayanın birini dahi bulamadığı bir toplumda,

Çok daha fazla kazanma açlığını fark eden her dönem nice uyanıklar çıkıyor.

Çıkıyorlar çünkü balık hafızalarımız ve aç gözlülüğümüz olup bitenlerden ders almak yerine buna müsaade ediyor, pirim yaptırıyor.

O yüzden; banker faciaları, yüksek faiz vaadiyle içi boşaltılıp batan özel bankalar, finans vurgunları, devre mülk dolandırıcıları, Jet Fadıllar en sonda çiftçilere göz dikmiş tosuncuklar gündemde eksik olmuyor.

Para kazanmak için her yolu mübah sayan insanoğlu için avanta para kazanmanın yolları hiç bitmiyor.

Oysa inançlı bir toplumuz, her hususta haktan hukuktan helal kazançtan bahsederiz.

Keşke yediğimiz gıdanın ambalajının helal mi haram mı olduğuna gösterdiğimiz titizlik kadar, kazancımızın ne kadar haram veya helal olduğuna olduğuna kafa yorsak.

Keşke çok lafın yalansız olmayacağına inandığımız kadar çok kazancında haramsız olmayacağına inansak.

Keşke başkasının bize yapmasını istemediğimizi biz başkalarına yapmasak.

Keşke başkasına gayri meşru gördüğümüz mevzuları kendimize meşru görmesek.

Keşke kul hakkına inandığımız din aşkına, iman ettiğimiz peygamber hatrına gereken önemi versek.

Keşke kolay kazanılan rızkın, mevkilerin ,makamların o kadar kolay kaybedileceğini aklımızdan hiç çıkartmasak.

Keşke kolay kazandıklarımızla dünyamızı genişletirken ahiretimizi daraltmasak.

Herkese bu mübarek cuma günün de kolay değil helal kazanç yolunda mücadele edip Allahın rızasına mazhar olmalarını diliyorum.

Müşterek Dualarda unutulmamak dileklerimle Hayırlı Cumalar...