30 Mayıs 2017 Salı günü akşam 6 sıraları Akkent parkının ilerisine doğru yürümek için yola çıktım. İlerideki yeni açılan iş yerlerini görmek istiyordum. Tekrar dönerken Akkent parkı önünde ana yoldan sağa dönüş yoluna geldim.Yaya geçidi çizgileri üzerinden karşıya geçerken bir darbe ile sarsıldım. Hani derler ya sanki öbür dünyaya gidip geri geldim.İlk anım asfalta kan akıyordu. Sol bileğimde şişlikleri fark ettim. Müthiş ağrılarım vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışır iken kendimi toparladım.Gözümdeki güneş gözlüğü kırılmıştı. Aldım cebime koydum. Güzel insanlarımız var. Petrolden alınan bir deste peçete ile sol gözümün üzerinden gelen kana tampon yaptılar.Herşey bir sağlık görevlisiymiş gibi yapıldı.Sonra ambulans çağrıldı.Üniversite hastanesinde acılar içinde kıvranırken yardım istemek için “hemşire hanım kızım” diye seslendiğim sağlıkçının ben hemşire değilim doktorum diyen görevliden bana ilk müdahale eden insanlar daha heyecanlı daha candan ve daha yardımcı oldular.Üniversite hastanesine oğullarım ve gelinlerim sonra da ebe hanım geldi. Üniversite hastanesinde kalmak istemiyordum. 1 Mayıs 2001'de Babamı bu hastanede kaybetmiştim. 07.04.2009'da üniversitede görev yapan kız kardeşimi yine bu hastanede kayıp ettim.Üniversite hastanesinde kurumsallaşmayı göremiyorum.İnsanlar gelip gidip bir şeyler yapıyordu. "Ben hemşire değilim doktorum" diyen kızım sanırım göreve gelirken güzellik merkezine uğramıştı.Ama gelinim yardımcı olamasaydı sol gözüm üzerindeki 8 dikişi beceremezdi.Bir hanımefendi geldi. Tansiyonumu ölçtü. 20\9 çıkardı. Bunu kayıt altına aldı.Bir başka hanım kızımız geldi oda tansiyonumu ölçtü 15\9 çıkardı.Bana göre doğru olan oydu ama kayıt altına almamış.3. kişi gelip kayıt altına alınan yüksek tansiyona göre müdahale edince tansiyon aniden 8/6 ya düştü. Üşümeye başladım.Olayın kontrolünü kendinde olduğum hissettiğim doktor ile de irtibat kurmak zor oluyordu. Herkes çok meşgul ve yorgundu. Ama bana göre doğru iş yapan yokYani kurumsallaşma yok.Hastane beni bu şartlarda orada tutmaya çalışıyordu. Ben HATEM hastanesine gitmek istiyordum. Orada güven duyduğum uzman doktorumuz oğlumuz Ortepedi Uz. Doktor Volkan Şensoy var. Sonunda hastaneden çıkmayı kabullendirdik.Doktorun hazırladığı raporun peşine düştük. Gideceğimiz hastaneye götürmemiz gerekiyordu. Rapor ne hikmet ise hastane polisine verilmiş.Raporun bir fotokopisi verilmedi.O acıların içerisinde kendimi ölüm tehlikesinde görür iken raporun ancak resimlerini çekerek çözüm bulduk.Bu görevlilerin hepsi görevini yapıyordu.Ama esas görev evrak değil benim canımın korunması olmalıydı.Olayların içerisinde hangi olayı hatırlasam bir düzensizlik var.Özel hastaneye geldik üniversite kadar büyük değil ama her şey çok candan. Tespitler yapıldı ameliyathaneye girildi ve nihayet sağlığımıza gerekenler yapıldı bir gün sonrada evimize gönderildik.Emeği gecen her görevliye teşekkür ediyorum.