Çok uzun zamandır Devlet Hastahanesine gitmemiştim. Randevu sistemi ile randevumu almanın keyfini yaşayarak hemen Dr. Ersin Devlet Hastahanesinin yolunu tuttum. Tam da randevu aldığım saatte muayene almak inanılmaz mutlu etti beni. Tahliller için de fazla beklemedim. Özellikle ultrason tahlili eskiden çok uzun zaman alırdı ve hatta gün verilirdi. Ancak ben 15-20 dakikalık beklemeden sonra tahlilimi yaptırdım. Doktorum Hakan Aksüt Bey de alabildiğine kibar bir doktordu herkesle içten ve candan ilgilendi.

Evet, bunlar madalyonun bir yüzü, bir de diğer yüzü var ki onu konuşmadan edemeyeceğim. Hastahanede adım atacak yer yoktu. İnsanlar birbirlerini ezmemek için zar zor ilerliyordu. İnanılmaz bir hengame mevcuttu. Sebebini sordum. Kalabalığın Suriyeli göçmenlerden kaynaklandığını söylediler:

'Oran ne kadar?' dedim. Aldığım cevaba inanamadım:

'Hastaların %60'ının Suriyelilerden oluşuyor.' dediler. Bu korkunç bir rakamdı. Diğer hastahanelerin durumu nedir açıkçası bilmiyorum. Ancak Dr. Ersin Devlet Hastahanesi çalışanları tam konsantre ve ful mesai hizmete devam ediyorlar.

Doktor sekreterinin bir sözü dikkatimi daha da çok çekti:

'Ben aslında sakin bir insanım ancak son 2 yılda sinirlerim alt üst oldu. Çok zor durumdayız. Türkçe bilmiyorlar, çevirmen yok ne yapacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz.'

Açıkçası bir de bu kişilerin devletimize maliyetini düşündüm, hesap yapmakta zorlandım. Bir kez daha devletimle gurur duydum, ancak bu keşmekeşin bir an evvel bitirilmesi özellikle Gaziantep için olmazsa olmaz… Sosyal hayatımızın her alanını etkilemiş durumdalar. Trafik, ev kiraları, maliyetler, suça karışma oranları, güvenlik, sağlık, salgın hastalık akıl almaz boyutlara ulaşmadan tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Bu ülke tüm iyi niyetiyle Suriyeli göçmelere elinden gelenin çok ama çok fazlasını yapmakta ve onları bağrına basaktadır. 'Onlar ne yapardı?' tartışmalarına girmeden bazı meselelerin çözümü için herkesin sabır göstermesi gerek diye düşünüyorum. Bu sabır Gaziantep'te gösteriliyor ve bu kişilere ne gerekiyorsa yapılmaya çalışılıyor, ancak ne kadarsa o kadar. Çünkü bu kadar insan seli için kocaman bir devlet tüm gücünü seferber etse, ancak bu kadarı olurdu.

Umarım bu savaş bir an önce biter. Bir Suriyeli dostuma:

'Suriye yakıldı, yıkıldı başınızı sokacak eviniz yok, geri döner misiniz?' diye sordum aldığım cevap hayli ilginçti:

'Duysam ki savaş bitti, eve dönebilirsiniz. Şu an kaldığım kiralık eve dönmeden bir taksi tutar ülkeme giderim…'

'Peki, neden savaşmıyorsunuz da burada eğleşiyorsunuz?' diye sordum, aldığım cevap daha ilginçti.

'Kime karşı kimle savaşayım. Bilsem ki ülkemi düşmanlar işgal etmiş, 3 çocuğumu alır malımı mülkümü satar yine savaşırım. Ama şimdi kime kurşun sıkayım. Esed zaten zalim, karşısındakiler kimler bilmiyorum.' dedi teyit etmek için çocuklarına sordu:

'Savaş olsa gideriz değil mi?' Çocuklar hemen ayağa fırladılar:

'Hemen kalk gidelim baba…' Evet, durum bu… Bu savaş bitmeli. Ama ne zaman biter bilemem. 'Bitirilmek istenildiği ve silah stokları bittiği an bu savaş biter' dediğinizi duyar gibiyim…

Evet haklısınız…