Türkücü İbrahim Tatlıses uğradığı bir silahlı saldırı sonucu yoğun bakımda hayata tutunmaya çalışıyor.
Urfa?da bir mağarada başlayan, İstanbul?daki parlak neonların altındaki yaşam serüveninin arasında, kimi zaman derin ve karmaşık, kimi zaman açık ve kendini aleniyete dökmüş bir yığın hadise var.
İbrahim Tatlıses?in yaşama hakkı kutsaldır. Ancak diğer insanların da yaşama hakkı kutsaldır.
Urfa?da bir çarşı gezintisi esnasında tartıştığı bir hemşehrisi öldürülmüştür.
Sesini yükseltene sopa, karşı çıkana kurşun espirisi, İbrahim Tatlıses?i salt bir türkücü ve sanatçı kimliğinden giderek uzaklaştırmış, onu şovmen, kabadayı, kendi otoritesini kurma telaşı içinde, kendi yasalarını oluşturma noktasına kadar taşımıştır.
Anılan bütün bu emareler düzgün ve seviyeli bir yaşama tekamül etmiyor. Rüzgar ekenlerin fırtına biçtiği tarihle sabitken, seviyesiz ve arkası hesap edilmeden sarf edilmiş, lakırtılar toplumun belleğinde çınlamaya devam ediyor.
Mevcut hükümetin derin çatlaklarından sadece biri olan Bülent Arınç?ın sarf ettiği ?İbrahim Tatlıses bir halk kahramanıdır? sözleri oldukça manidar.
Dadaloğlu, Şeyh Bedrettin, Zaloğlu Rüstem, İnce Memed, Köroğlu, Pir Sultan ve diğerleri.
İşte gerçek halk kahramanları, ezenin yanında değil, ezilenin yanında..
Güçlünün tarafında değil, güçsüzlerin safında.. Şahsi kazanımları için değil, toplumsal kaygılar adına, çileli ve sonu ölümle müjdelenmiş bir yola talip olanlar.
?Irgatoğlu Atçalı Kel Memed? gibi gövdesinden ayrılmış kanlı başı gümüş bir tepside Aydın vilayetinde halka neşredilmişlerin, itifat ve fikriyat silsilesini düşündüm.
Savundukları fikrin manasına uygun yaşayanları, yaşamın anlamını tükettiğinde ise ölümü kanlı bir köynek gibi kuşananları düşündüm.
İbrahim Tatlıses?in bu halk kahramanlarının arasında yeri yok ve hiçbir zamanda olmayacak.
Zira Bülent Arınç?ın ve İbrahim Tatlıses?in yaşamdan anladıkları benim anladıklarım değil. Duygu ve düşünce yanılgısı, bu zavallı hale terennüm etmekte ısrar eden kibir dolu bir yaşama naatlar düzme yanlışıyla birleşince bir felaket ortaya çıkıyor.
Evet, Kürtçe türkü talebini geri çeviren Sarp Öztürk?ün şehadetiyle ilgili tek kelime sarf etmeyen Bülent Arınç, Şivan Perver?in eteklerine tutunuyor, İbrahim Tatlıses?i ise bir halk kahramanı ilan edebiliyor.
Bu anlayış Şeyh Said?i, Seyit Rıza?yı ve Saidi Kürdi?yi kahraman ve rehber sayan anlayışın ta kendisidir.
?Artistlik etme lan, Al ananı da git !..? diyen Başbakanın cep telefonunun İbrahim Tatlıses?te bulunduğunu, karşılıklı mesaj teati ettiklerini bu meselenin tozu dumanı içinde de olsa öğreniyoruz.
İşte alaşağı edilmiş devlet adamlığı ciddiyeti.
İşte imanlı ve itikatlı bir yaşantının arka planına sığdırılan basit hesaplar ve baştan ayağı kadar kesişen hayatlar?.